HDP il binası önünde bir araya gelen kadınlar adına açıklamayı okuyan HDP Merkez İlçe Eşbaşkanı Sinem Seven; Mirabel Kardeşlerden Saralara; Sevelerden Aysel Doğanlara ve Jina Aminilere kadar Nagihan’ın haykırdığı bu ses, İran’dan başlayarak bütün dünyaya yayılan Jin-Jiyan-Azadi felsefesi ile birlikte giderek yükseldiğini söyledi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününü bu yıl, bir kez daha “21. Yüzyıl Kadın Yüzyılı Olacak!” iddiamızla karşılıyoruz diyen Seven," Bizleri evlere, cezaevlerine kapatarak düşüncelerimize ve örgütlü gücümüze kilit vurmaya çalışan akıl bilmelidir ki; direnmeye, kadın özgürlüğünü büyütmeye devam edeceğiz"

Seven sözlerini şu şekilde sürdürdü; Cezaevlerinde ölüme sürüklenen çocukları için aylardır direnen ailelerin nöbetini, adaletsizlik karşısında direnen Emine Şenyaşar annenin direnişini sahiplenmeye çağırıyoruz. Yine kadınların ortak evrensel mücadelesi ile serbest bırakılan Aysel Tuğluk şahsında, cezaevlerindeki hasta tutsaklar için aynı düzeyde ve kararlılıkta mücadeleye devam edeceğiz.

Anne ve çocukları adalet nöbetinde: Mücadelemiz devam edecek Anne ve çocukları adalet nöbetinde: Mücadelemiz devam edecek

Anadilimizden kültürümüze kadar, yaşam olarak siyasetin her alanında kadın kimliğimiz, Kürt kimliğimiz suç unsuru olarak görülüyor.

Kadın emeği bir özel savaş politikası olarak bir yandan yok sayılırken diğer yandan sömürülmektedir. Bugün hâlâ evde, tarlada, fabrikada ve yaşamın diğer alanlarında üretmeye devam eden kadınlar cinsiyetçi saldırılara; mevsimlik işçiler ırkçı saldırılara uğruyor. Karşı karşıya olduğumuz bu kadın yoksulluğundan, sömürü politikalarından kurtuluşun yolu, yine örgütlü kadın mücadelesinin demokratik komünal ekonomiyi inşa etmesidir.

İpek Er, Gülistan Doku, Pınar Gültekin Kadın emeğine karşı yürütülen şahsında sistematik şiddet ile genç kadınlara kimliksizleştirme dayatılmaktadır. Diğer yandan fuhuş ve madde bağımlılığı ile gençliği yok eden, yozlaştıran, iradesizleştirilen politikalar yürütülüyor. Yine, erkek egemen sistemin ürettiği savaşlar ve kapitalizm; kadınları, halkları yerinden ederek, farklı coğrafyalara sürgün ederek mültecilere insanlık dışı uygulamaları reva görüyor.

Erkek egemen sistemin, erkek faillerin günde kaç kadını katlettiğinin artık çetelesinin bile tutulamadığı bir süreçteyiz. Şiddeti meşrulaştıran uygulamalarla, cinsiyetçi ve kadın düşmanı politikalarla bir kadın kırımı yaşatılıyor. Şule Çet, Fatma Altınmakas, Emine Bulut, Ceren Damar, Müzeyyen Boylu, Leyla Karaaslan şahsında erkek egemen sistem ve erkek failler tarafından katledilen, şiddet gören bütün kadınlar isyanımızdır, mücadele gerekçemizdir! Kadın varlığına karşı açılmış bu kirli savaşın ortasında, bir Kürt ve kadın olarak molla rejiminin katlettiği Jîna Aminî ise bu kriz ve kaos halindeki sistemin ancak halkların, kadınların direnişiyle hesap verebileceğinin en somut göstergesi oldu. Bu temelde de İran’daki kadınların ve halkların direnişlerini selamlıyoruz.

Bizler kadınlar ; enternasyonal kadın mücadelesinin kadın özgürlüğünü ve toplum özgürlüğünü sağlayacak en büyük güç olduğunu bugün bir kez daha hatırlatmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Kadın özgürlükçü yaşamın esas alınarak toplumun şiddetten arındırılacağına olan inancımızla ve 25 Kasım’ın mücadele ruhuyla bütün kadınları; direnişi ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Sözümüz odur ki; kadınların özgürlük mücadelesi artık durdurulamaz" diye konuştu.

25 KASIM ULUSLARARASI KADINA ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ PROGRAMIMIZ

15 Kasım Şiddete Karşı Stratejiler ve Örgütlenme başlıklı Söyleşi

22 Kasım kitap okuma ve değerlendirme atölyesi

23 Kasım cezaevlerine kart gönderimi

24 Kasım Hakkari Merkezde kitlesel basın açıklaması

25 Kasım Yüksekovada kadın yürüyüşü

Tüm kadınları erk zihniyete karşı birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz

JİN JİYAN AZADİ