Türkiye'de 16 Temmuz 2017 referandumuyla kabul edilen başkanlık sistemine 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan genel seçim ile birlikte geçilmişti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak bilinen bu yönetim biçimine geçilmesinin ardından Türkiye'nin merkezi yönetim borçları da ciddi ölçüde arttı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Temmuz 2021 Merkezi Yönetim Borç İstatistikleri'ni yayımladı.
MERKEZİ YÖNETİMİN BORÇ STOKU MİLLİ GELİRİN YÜZDE 40'INA DENK
Buna göre, merkezi yönetim borç stoku temmuz ayında 2 trilyon 32 milyar TL oldu. Bu rakam, milli gelirin yaklaşık yüzde 40'ına denk geliyor. Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre toplam borç stoku, son bir yılda yüzde 18.1, 2020 sonuna göre yüzde 12.1 artış kaydetti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulandığı 2018'den 2021'e, yani son 3 yılda biriken borç ise 1 trilyon 62 milyar lira (yüzde 109 artış) oldu.
İÇ BORÇTA DÖVİZ VE ALTIN PAYI HIZLA ARTTI
Temmuz 2021 itibarıyla borç stokunun 869.7 milyar lira tutarındaki kısmı Türk Lirası, 1 trilyon 162.6 milyar lira tutarındaki bölümü ise döviz cinsi borçlardan oluştu. Merkezi yönetim borç stoku içinde döviz ve altın cinsi borcun payı ise temmuzda yüzde 57 oldu. Bu oran haziranda yüzde 58.3'lük orana ulaşarak zirveyi görmüştü.
İç borç stoku son 3 yılda yüzde 105 arttı ve bu borç stokunda döviz ve altın cinsi borçlanmaya hız verilmesi de ayrı bir kırılganlık yarattı. Temmuzda 1 trilyon 152 milyar 352 milyon liraya ulaşan iç borç stokunun, 281 milyar 659 milyon lira (33.4 milyar dolar) ile yüzde 24.4'ünü döviz ve altın cinsinden iç borçlanma oluşturdu.
ERDOĞAN, 'TÜRKİYE'NİN EKONOMİSİNİN SORUMLUSU BENİM BEN!' DEMİŞTİ
Yerel seçimler sürecinde başkent Ankara’da halka seslenen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim ben. Şu anda devletin başında kim var? Tayyip Erdoğan var. Kim var? 14 tane bakanı var. Kim var? Yardımcıları var” diye konuşmuştu.
Erdoğan, ‘tek adam rejimi’ olarak adlandırılan başkanlık sistemine geçilen 24 Haziran 2018 seçimleri öncesindeki açıklamasında da “24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" demişti. 3 yıl önce bu yetkiyi alan Erdoğan’ın başkanlığının Türkiye’de eğitimden sağlığa, insan haklarından ve ekonomiye kadar 3 yıllık karnesi ise felaketi işaret ediyor.
