ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, İran'ın El Kaide’nin ülke içinde yeni harekat merkezleri kurmasına izin verdiğini ve El Kaide’nin İran’daki 5 liderini “Özel Küresel Terörist” listesine aldıklarını duyurdu.

Pompeo’nun ismini açıkladığı 5 kişiden 3’ü Rojhılat ve Güney Kürdistan sınırında faaliyet gösteren “Kürt El Kaide Taburları” (Al Qaeda Kurdish Battalions-AQKB) adlı grubun lider kadrosundan İsmail Fuad Resul, Fuad Ahmed Nuri Ali el Şahhani ve Niamat Hama Rahim Şerifi’ydi.

ABD’de Donald Trump’ın görev süresine sayılı günler kala Dışişleri Bakanlığı’nın bu açıklamayı yapmasının amacı, “Seçilmiş Başkan Joe Biden yönetiminin İran ile olası müzakereler konusunda yükünü ağırlaştırmak” şeklinde değerlendiriliyor.

Peki 15 yıl önce kurulan El Kaide’ye bağlı bu grup nasıl ortaya çıktı, nerelerde faaliyet yürütüyor, hangi eylemleri gerçekleştirdi?

Kürt El Kaide Taburları nasıl kuruldu?

Kürt El Kaide Taburları, çoğunluğu Küret üyelerden oluşan ve Kürdistan İslami Hareketi’nden ayrılan radikal dinci “Ensar’ul İslam” grubunun devamı olarak doğdu.

Rojhılat ve Güney Kürdistan sınırında faaliyet gösteren cihatçı, selefi ve silahlı Ensar’ul İslam grubu Fatih Krekar liderliğinde Eylül 2001'de, Güney Kürdistan ve Irak sınırını belirleyen Hemrin Dağları'nda kuruldu.

Örgüt, ABD’nin Mart 2003’te Saddam Hüseyin rejimini devirmek için Irak’a gerçekleştirdiği askeri müdahale esnasında koalisyon güçleri ve Peşmerge’ye yönelik saldırılarla adını duyurdu.

ABD güçleri 21 Mart 2003’te, Halepçe’nin Biyara kasabası kırsalında üslenen Ensar’ul İslam yöneticilerini Cruise füzeleri ile vurdu. Bombardımanda çoğu örgütün lider kadrosu olmak üzere 100 örgüt üyesi öldü.

ABD Anti-Terör Merkezi raporlarına göre bu saldırıdan kurtulan bazı örgüt üyeleri daha sonra El Kaide ile ilişki kurup Kürt El Kaide Taburları’nı kurdu.

Kürt El-Kaide Taburları Mart 2007'de yayınladığı "Dağlara Dönüş" adlı bir video ile kuruluşunu duyuruldu.

Ensar'ul İslam üyeleri

Örgütün amacı neydi?

Grubun kuruluşu IŞİD’in ortaya çıkmasından öncesine dayanıyor. Ayrıca Irak’ta mezhep kavgalarının en üst boyutta şiddet olaylarına dönüştüğü bir döneme denk geliyor ki Irak’ta “Sünni Uyanışı” adı verilen harekete El Kaide öncülük etti.

Uzmanlar, El Kaide’nin Irak sorumlusu Eymen El Zevahiri tarafından kurulan “Tevhid ve Cihad” adlı oluşuma katılan Rojhılat ve Güney Kürdistan’daki Kürtlerin “Kürt El Kaide Taburları” şeklinde örgütlendiğini belirtiyor.

Fakat grup esas olarak Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi partileri ve yönetimi hedef aldı. Seküler ideolojileri nedeniyle Kürt partileri “İslam'a ihanetle” suçladı.

Grubun oluşumunun arkasındaki itici güç hakkında farklı teorler var. Bazı analistler, ABD’nin 2007’de Irak’a Sünni destekli El Kaide'ye vurduğu darbelerin ardından örgütün Güney Kürdistan’da kendisine dayanak oluşturmak amacıyla böyle bir oluşuma gittiğine inanıyor.

Ancak, bazı analistler ise grubun çıkışının tam da Kerkük'ün geleceği konulu 2007’de yapılması gereken ancak yapılamayan kader niteliğindeki referandumun sürecine denk geldiğine işaret ediyor.

O dönemde birçok İslamcı grup, referandumda Kerkük'ün Kürdistan Bölgesi’ne bağlanmasını garanti edecek bir oylamayı engellemek için Kürtler içerisinde destek kazanmaya ve süreci sabote etmeye çalışıyordu.

Fakat Kürt El Kaide Taburları büyük ölçüde laik ve milliyetçi inançları olan, kendi güvenlik güçleri olan Peşmerge’ye karşı tarihsel bağları nedeniyle Kürtlerden hemen hemen hiç bir destek göremedi.

Kürdistan Bölgesi’ndeki saldırıları

Örgüt 2007-2010 yılları arasında Kürdistan Bölgesi’nde bir dizi intihar saldırısı gerçekleştirdi.

Örgütün ilk ve en kandlı saldırısı Mayıs 2007'de, Erbil'de Kürdistan İçişleri bakanlığı binasına bomba yüklü araçla gerçekleştirdiği saldırıdır. Bu saldırıda 19 kişi hayatını kaybetti.

Temmuz 2007'de, Süleymaniye’nin Pencwin ilçesinde asayiş ve sınır muhafızlarına yönelik gerçekleştirilen saldırıda 7 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan bilgilendirmeye göre bu saldırı Kürt El Kaide Taburları tarafından gerçekleştirildi.

Eylül 2010'da Süleymaniye'de gerçekleştirilen bir başka intihar saldırısında 2 polis memuru yaralandı.

Örgütün faaliyetleri 2010 yılından beri büyük oranda bitti ve hakkında basında daha az bilgi yer aldı.

Foto: Ensar'ul İslam sosyal medya

IŞİD’le bağlantıları

El Kaide Kürt Taburları gibi IŞİD de El Kaide üyeleri tarafından kuruldu, her iki örgütte “İsma Devleti” idealiyle faaliyet gösterdi. Ancak iki örgüt arasındaki ilişki El Kaide ile IŞİD arasındaki ilişkilere göre şekillendi.

El Kaide tarafından dışlanan IŞİD, Kürt El Kaide Taburları tarafından da dışlandı. IŞİD’in Suriye’de El kaide bağlantılı Nusra Cephesi’ne saldırdığı Nisan 2014’te Kürt El Kaide Taburları sözcülüğü adına yapılan açıklamada, “IŞİD’le aramızda yanlızca kılıç var. IŞİD, El Kaide bedeni üzerinde çıkmış bir ur’dur ve bu ur neşterle alınmalıdır” denildi.

29 Ağustos 2014'te örgütün bazı liderleri tarafından yapılan açıklamada örgütün feshedilerek IŞİD’e tâbi olduğu ifade edilse de örgüt içindeki görece daha küçük bir grup, bu birleşmeyi kabul reddederek bağımsız olarak faaliyetlerini sürdüreceğini bilirdi.

ABD ve Kanada tarafından terör örgütü listesine alındı

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ocak 2012’de "El Kaide Kürt Taburları (AQKB)"nı terör örgütleri listesine aldığını açıklayarak örgütün ABD'nin yetki alanı içindeki tüm mal varlıkları dondurdu.

AQKB ile ilgili bilgilere de yer verilen açıklamada, '”AQKB'nin 2007 yılında diğer terör örgütlerinin kalıntılarından kurulduğu ve El Kaide ile Irak'taki El Kaide de dahil olmak üzere diğer terör örgütlerine açıkça bağlılık yemini ettiği'' vurgulandı.

Aynı şekilde Kanada hükumeti de örgütü terör listesine aldığını açıkladı.

Rojhılat’taki faaliyetleri

ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasında grubun Güney Kürdistan ve Rojhılat sınırı boyunca faaliyet gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Açıklamada grubun İran İslam Cumhuriyeti tarafından desteklenip korunduğuna da dikkat çekiliyor.

Grup hakkında araştırma yapan uzmanlara göre, geçmişte grup üyelerinin bazıları Rojhılat’ın Meriwan, Sine, Kirmaşan ve İlam kentlerinde üs kurdu.

Kürt El Kaide Taburları üyeleri Irak El Kaidesi ile koordinasyon sağlamak için zaman zaman daha güneye girerek oradan Irak'a geçti.

Örgütün İran ile ilişkileri hakkında 17 yıldır detaylı araştırmalar yapan araştırmacı-yaşar Muhtar Hoşmend, grup ve uzantıları hakkında Rûdaw'a konuştu.

Hoşmend “İran İslam Cumhuriyeti ile El Kaide’nin birçok ortak noktası var. Her ikisi de İsmal devleti amacı güdüyor. Ayrıca İran’ın ne kadar Makyevelist bir politikaya sahip olduğunu herkes biliyor. Amaçlarına ulaşmak için her yolu denemekten kaçınmıyor” diyor.

Netanyahu: Esad'ın Düşüşü, İsrail'in Hizbullah ve İran'a Vurduğu Darbelerin Doğrudan Sonucu Netanyahu: Esad'ın Düşüşü, İsrail'in Hizbullah ve İran'a Vurduğu Darbelerin Doğrudan Sonucu

İran’ın Kürt selefileri Suriye’de savaştırmak için kullandığını öne süren Hoşmend, iki taraf arasındaki ilişkiyi şöyle izah ediyor:

“Evet, bir noktada İran ile El Kaide bir birinden kopuyor. Ancak mesele Batıya karşı durma oladuğunda birçok ortak payda oluşuyor. Suriye’de 2011’de başlayan ayaklanmalardan önce Güney Kürdistan toprakları içerisinde bulunan örgüt üyelerinin çoğu İran’a gitti. İran bu kişileri tutuklayıp hapislere attı. Fakat Suriye savaşı bu akışı değiştirdi. İran Suriye’de terör yaratmak için bu tutukluları kullandı. Onları Şam rejimine karşı sahaya sürdü ki kendi müdahalesine de kapı aralansın. Suriye’de terörizmin yayılması İran’a da müdahale için fırsat doğurmuş oluyor. Dolayısıyla bu amacına ulaşmakta şu ana kadar da başarılı oldu.”

Kürt El Kaide Taburları üyeleri

“Amacı Kürtler arasında yapay mezhep kavgası çıkarmak”

Araştırmacı-yazar Muhtar Hoşmend de İran’ın El Kaide’ye bağlı gruplara desteğinin artık bilinen bir durum olduğunu delirtiyor.

Araştırmaları döneminde İran tarafından tutuklanan ve bu süreçte radikal dincilerle de aynı cezaevini paylaşan Hoşmend, “Aslında El Kaide üyelerinin İran ve Rojhılat’taki varlığı 2003 yıllarına dayanıyor. ABD’nin füze bombardımanından kurtulan Ensar’ul İslam örgütü üyeleri bu tarihten itibaren Rojhılat’a geçti. 2005 yılından itibaren de Rojhılat’ın birçok kentinde örgütlenmeye başladılar” diyor.

Cihatçı gruplar hakkında şu ana kadar iki de kitap yazan Muhar Hoşmend, örgütün Rojhılat’taki faaliyetlerini şöyle anlatıyor:

“2005-2008 yılları El Kaide’nin Kürt grubu için altın yıllardır. ‘Kürdistan Birlikleri’ ve ‘Ehli-Sünni Birlikleri’ isimleri ile şehirlerde örgütlendiler. Rojhılat coğrafyası onlar için adeta Afganistan rolü gördü. Gruba katılan üyelerin büyük bölümü İran’a karşı savaş açılmaması gerektiğini savunuyordu. Fakat 2009’da gruptan ayrılan bazıları İran’a karşı silahlı mücadele başlatılması gerktiğini savundu. Ne var ki İran bu kişileri yakalayıp hapse attı.

Asıl faaliyet alanları ise Kirmaşan, Ciwanro ve Pawe üçgeni oldu. Bu üçgen Şii, Sünni ve Yarsan Kürtlerin bir arada yaşadığı bölgelerdir. Çok geniş bir etkileri olmadı diyebilirim ama İran burada bilinçli olarak örgütlenmelerine ve rahat hareket etmelerine izin verdi. Tabi bunun nedenleri vardır. İran bu grupları Kürt toplumuna karşı kullanmayı seçti. Kürtler arasında yapay mezhep, din ve hatta dil kavgası çıkarmak için kullanıldılar. Şii-Sünni-Yarsan ayrımcılığı geliştirmek istediler. İran bu şekilde Zağros dağ silsilesinde (Kirmaşan-İlam) yaşayan halkı parçalamak istiyor. Bunun bir nedeni de o bölgelerin zengin petrol ve yer altı kaynaklarına sahip olmasıdır. Ayrıca bu faaliyetle birlikte Yarsanları siz ayrı bir inanç ve ulussunuz diyerek Kürt toplumundan ayırmayı hedefliyor.”

İran’ın bu gruba eğitim kampı kurduğunu, kimi kamplarda silahlı eğitim de aldıklarını ifade eden Hoşmend, “Hapiste kaldığım süreçte yanımızda kalan cihadist tutuklular Kürt El Kaide Tugayı yani Ketaib Kurdistan’ın kendilerini ele verdiğini ileri sürüyordu. Bu da İran’ın bu grupla işli dışlı ilişkisini gösteriyor” diyor.