Türkiye ile AB arasında Doğu Akdeniz ve diğer konularda yaşanan kriz nedeniyle yaz boyunca yaşanan gerilim ve tansiyonun ardından, ilişkilerin normalleşmesi için karşılıklı arayış sürerken, Brüksel'de, Türkiye ve AB arasındaki ilişkiyi belirleyecek önemli bir haftaya giriliyor. AB Dışişleri Bakanları, Türkiye ve Rusya'nın yanı sıra, Batı balkanlar, Venezuela, Gürcistan, Çin ve Myanmar konularını görüşmek üzere Brüksel'de toplandı.

Toplantıdan önce Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell'in gündeme ilişkin sunuşunun ardından, Çin ve Myanmar'a da yaptırım konularının yer aldığı genel dosyalar ele alındı. Ardından "Güney komşuluğu ve Türkiye" konusu tartışmaya açıldı.


TÜRKİYE KARARI LİDERLERE BIRAKILDI

Arzu Çakır'ın Amerika'nın Sesi'nde yer alan haberine göre toplantı sonrası basın toplantısı düzenleyen Borrell, toplantıda Türkiye raporunu üye ülke bakanlarına sunduğunu ancak, bakanların bir sonuca varmadığını, raporla ilgili kararın 25-26 Mart'ta toplanacak AB liderler zirvesinde alınacağını belirtti.

Borrell, "Türkiye ile ilişkilerin halen kırılgan olduğunu" belirterek, "Doğu Akdeniz'deki gerginliği düşüren ve olumlu söylemler içeren açıklamalar yapıldı. Tansiyonu düşüren adımlar gördük. Ancak HDP gibi ikinci büyük muhalefet partisinin kapatılması başvurusu ve İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme gibi eylemler karşısındaki derin hayal kırıklığımızı da açıkladım. Bu tür adımlar Türkiye'yi Avrupa yolundan uzaklaştırıyor. Bu nedenle raporda, tüm opsiyonları masada bırakmayı seçtim. Bu akşam Çavuşoğlu ile de raporu konuşacağım" dedi.
YAZA KADAR İZLEYECEĞİZ

"Kıbrıs konusunun ele alınıp-alınmadığı ve bu konunun raporda nasıl yer alacağı" sorusuna da Borrell, "Evet Kıbrıs'ı konuştuk. Nasıl konuşmayalım ki? Belki de önümüzdeki gün ve haftalarda, hatta yaz aylarına kadar bu dosya üzerinde Türkiye'nin tutumunu yakından izleyeceğiz. Türkiye'nin Yunanistan ile görüşmelerini izleyeceğiz. Libya politikası bir başka nokta ve elbette Türkiye'de iç politikadaki gelişmeler başka bir değerlendirme noktamız olacak. Bu farklı alanlarda bunların hepsine yakından bakacağız. Buna göre bir değerlendirme yapacağız" yanıtını verdi.

Josep Borrell, "AB-Türkiye ilişkilerinin durumu" raporuna son şeklini verdikten sonra, 25-26 Mart tarihlerinde toplanacak AB liderler zirvesine sunacak.
ÇOK SAYIDA SEÇENEK MASADA

AB tarafı, olumlu gidişi sürdürmenin Türkiye'nin tavrına bağlı olduğunu, ilişkilerin yönünü belirlemek için birçok seçeneğin masada olduğunu söylüyor.

Türkiye'nin İstanbul Anlaşması'ndan çekilmesi üzerine "büyük hayal kırıklığı" yaşadığını açıklayan Borrell'in, "İyi ilişkilerin geliştirilmesini teşvik etmek için, olumlu ya da olumsuz tüm seçeneklere yer verdiğini, ancak durumun kötüleşmesi halinde kısıtlayıcı tedbirlerin de raporda mevcut olduğunu" belirtti.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve İsveç Dışişleri Bakanı HDP'ye kapatılma davası açılması, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı gibi gelişmelerin endişe verdiğini açıkladı.


Ancak bir grup AB'li bakan ise Türkiye ile diyaloğun sürmesini, bunun için de Türkiye'nin inandırıcı taahhütlerde bulunmasını istiyor. Slovak bakan İvan Korcok, "Türkiye'nin göç için önemli bir ortak" olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. İspanyol Bakan Arancha Gonzalez Laya da, "Aylarca süren sert türbülanstan sonra olumlu ilişkileri kurma zamanı geldi. Ancak bunun gerçekleşmesi için açık ve kararlı taahhütlerde bulunması gerekiyor" dedi.

ÇİN VE MYANMAR'A YAPTIRIM

AB Dışişleri bakanları toplantısının ilk bölümünde, Çin'e Uygur halkına uyguladığı baskı, Myanmar yönetimine de askeri darbe sonrası uygulanan baskı nedeniyle, "küresel insan hakları yaptırımı" uygulanması yönündeki kararları onaylandı. AB, 30 yıl aradan sonra ilk kez Çin'e yaptırım kararı almış oldu. AB, kararın Çin'in Şincan özerk bölgesinde bulunan toplama kamplarında kitlesel keyfi gözaltı, işkence, din ve kültürlerinden men ve zorunlu siyasi beyin yıkama gibi ciddi ihlaller nedeniyle alındığını açıkladı. AB Dışişleri bakanları, 11 Myanmarlı yetkiliye de, "askeri darbe ve ardından ülke içinde uygulanan baskı" nedeniyle yaptırım kararı aldı.


İktidardaki askeri yönetimin başkanı General Min Aung Hlaing, ordunun en yüksek rütbeli 9 subayı ve darbeden bu yana ülkede uygulanan baskılardan sorumlu seçim komisyonu başkanına yaptırım kararı alınan yetkililer arasında.

NATO DIŞİŞLERİ BAKANLARI DA TOPLANIYOR

Suriyeliler, tarihi Emevi Camii'ne akın etmeye devam ediyor Suriyeliler, tarihi Emevi Camii'ne akın etmeye devam ediyor

Brüksel, AB Dışişleri Bakanları toplantısının ardından NATO Dışişleri Bakanları'nın toplantısına da ev sahipliği yapacak. NATO Dışişleri Bakanları, yıl içinde yapılacak liderler zirvesine zemin hazırlamak amacıyla 23-24 Mart tarihlerinde Brüksel'de toplanıyor. Toplantıya, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in de katılması uzun zamandır Biden yönetiminin göreve gelmesini bekleyen NATO müttefikleri arasındaki kulisleri de hızlandırdı.


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, toplantıdan önce AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell ile görüşmesi bekleniyor. Çavuşoğlu'nun NATO toplantısı sırasında ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile ikili bir görüşme yapması da bekleniyor.

NATO buluşması öncesi bir basın toplantısı düzenleyen Genel Sekreter Jens Stoltenberg, "NATO toplantısı, Atlantik ötesi ilişkilerde yeni bir sayfa açmak için bir fırsattır. Gelecekte daha güçlü ilişkiler geliştirmek için cesur olmalıyız" dedi. Stoltenberg, Rusya'nın istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri, terörizm tehdidi, sofistike siber saldırılar, yıkıcı teknolojiler, Çin'in yükselişi ve iklim değişikliği gibi nedenlerle dünyanın daha tehlikeli bir hal aldığını söyledi ve NATO üyelerinin tüm bu konularda danışmayı taahhüt ederek siyasi birliği nasıl geliştirebileceğini konuşacaklarını söyledi.


NATO Genel Sekreteri, "Çin ve Rusya gibi otoriter güçler tarafından meydan okunmaktadır. Bu nedenle, dünyanın dört bir yanındaki benzer fikirlere sahip ortaklarla daha da yakın çalışmamız gerekiyor. Rusya, ülkesinde barışçıl muhalifleri bastırmaya devam ediyor ve yurtdışında bir saldırgan davranış modeli sergiliyor. Buna, siber saldırılar, seçimlerimize müdahale etme ve demokrasilerimizi zayıflatma girişimleri dahil" dedi. Stoltenberg, Afganistan, Irak, Ürdün, Tunus, Libya gibi pek çok stratejik güvenlik konularının ele alınacağını kaydetti.

TÜRKİYE'YE YAPTIRIM SORUSU

Toplantıda "S-400 alımı, demokrasi alanındaki gerilemeler ve Doğu Akdeniz gibi konularda Türkiye'ye yaptırım gelecek mi?" sorusuna Stoltenberg, bir yaptırımdan söz etmeden, "Bu toplantı, politik bağların güçlenmesine yoğunlaşacak. Demokrasi, özgürlük gibi değerlerimizin altını çizmeye bu toplantıda da devam edeceğim. NATO, üyeler arası farklılık ve anlaşmazlıkları da ele alacak elbette. 30 üyemiz var. Hepsi otantik, hepsi birbirinden farklı, hepsinde farklı siyasi partiler iktidarda. Farklı değer ve öncelikleri var. Elbette NATO toplantısında sözünü ettiğim değerlere vurgu yapılacak" yanıtını verdi.

Kaynak: Amerika'nın Sesi