PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa demokratik çözüm talebiyle Kurdistan, Türkiye ve Avrupa’nın birçok ülkesinde sürdürülen “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası eylem ve etkinliklerle devam ediyor. Tutsak yakınları ve Barış Anneleri öncülüğünde başlatılan Adalet Nöbeti’ne ev sahipliği yapan kentlerden biri de Mêrdîn oldu. Amed, Wan, Adana, Mersin, İstanbul ve İzmir’in ardından 7 Ocak’ta Mêrdîn’de başlatılan eylem 62’nci güne girdi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il binasında ilk günkü kararlılıkla sürdürülen nöbet eylemini, iki aylık süre zarfından binlerce kişi ziyaret etti. Tutsak yakınları ve Barış Anneleri’nin, günlük gündem tartışmalarını yaptığı nöbet alanı, Demokratik Modernite, Xwebun ve Yeni Yaşam gazeteleri ile Kürtçe kitap okumalarıyla bir eğitim merkezine dönüştü. Nöbette, günlük ziyaretlerin dışında okuma, tartışma saatleri ile Kürtçe eğitim periyotu oluşturuldu.
Okuma saatlerinde belirli ziyaretçiler tarafından gazete, dergi ve kitaplardan belirlenen bölümler okunurken, Barış Annesi Gurbet Tekin tarafından da her gün bir saatlik Kürtçe okuma ve yazma eğitimi veriliyor. Adalet Nöbeti’ni bir eğitim merkezine dönüştüren tutuklu yakınları ve Barış Anneleri, şu ana kadar Kürtçe alfabeyi tanımakla başladıkları eğitimde belirli cümleleri yazabilecek düzeyde Kürtçe eğitim aldı.
BİRBİRLERİNDEN GÜÇ ALIYORLAR
Barış Annesi ve Adalet Nöbeti’nin Kürtçe eğitmeni Gurbet Tekin, eylemlerinin amacının Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olduğunu hatırlattı. Eyleme katılanların 3 günde bir değiştiğini söyleyen Tekin, eyleme katılan her annenin ayrı bir hikayesi olduğunu söyleyerek, ekledi: “Burada dertlerini birbirine anlatıyorlar. Kendi hikayelerini, çocuklarının hikayelerini anlatıyorlar. Çocukları için şarkılar söylüyorlar. Birbirlerini dinleyerek, birbirlerini anlıyorlar. Birbirlerinin acısını öğreniyor, anlıyorlar.”
‘HERKES DİLİNE SAHİP ÇIKMALI’
Aralarında yürüttükleri tartışma sonucu Kürtçe eğitim kararının alındığını dile getiren Tekin, “Dil, kültürümüz, varlığımız, tarihimiz, her şeyimizdir. Dilimizle tanınıyoruz. Her kavim, her insan kendi diliyle tanınıyor. Bugün çocuklarımız evlerinde anadillerini unutmaya başladığını ve Türkçe konuştuğunu görüyoruz. Çocuklarımızın adı Zilan, Beritan, Şervan ama Türkçe konuşuyorlar. Halkımızın anadilini koruması, konuşması gerekiyor. Sadece Kürtler için demiyoruz. Araplar da kendi dilini korumalı, Türkler de, Süryaniler de kendi dilleri ve kültürleriyle yaşamalı. Biz buna inanıyoruz. Birçok annemizin okuması, yazması yok. Bazıları da Türkçe alfabeyi tanıyor ama Kürtçe alfabeyi tanımıyor. Yan yana getirip okuyamıyor. Biz de, Kürtçe eğitim başlatarak, annelerimizin kendilerini geliştirmelerini istedik. Alfabeyle başladık, kelimeleri gösteriyoruz. Annelerimiz de öğreniyor, mutlu oluyorlar. İstiyoruz ki, dilimize, kültürümüze, sanatımıza sahip çıkalım, Başkanımızı da özgürleştirelim” dedi.
MA / Ahmet Kanbal