Rûdaw TV Haber Bültenine katılan Cuma İçten, “MHP ile ortaklıktan kaynaklı sadece Kürt siyasetçiler tasfiye edildi. Şu anda Bakanlar Kurulu’nun içinde tek bir Kürt bakan göremezsiniz” dedi.

Milli Eğitim kitaplarında Kürtlerin anlatıldığı bölümlerin çıkarıldığını belirten İçten, üniversitelerde Kürtçe tez yazmanın yasaklandığını ifade etti.

Gelecek Partili İçten, “AK Parti kuruluş gerekçesinde Türkiye’nin sorunlarını çözmek için söylediği her şeyin şu an tam tersini yapıyor. Kendi kurulma gerekçelerini ortadan kaldıran maalesef olumsuz adımlar atıyor. Son 5 yıldır özellikle Gelecek Partisi Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlık görevini bırakmasından sonra her alanda demokratik açılımdan tutun da özgürlüklere kadar her şey ayaklar altında. Türkiye eski Türkiye’ye döndü. 90’lı yıllardaki Türkiye olmaya hızla gidiyor” diye konuştu.

Kürt bölgelerinde seçmen iradesinin ayaklar altına alındığını kaydeden İçten, sözlerine şunları ekledi:

“Özellikle 15 Temmuz darbesinden sonra insan hakları ve özgürlükler ayaklar altına alındığı eski devlet sistemine geri dönen, özellikle MHP ile olan işbirliğinden kaynaklı ciddi ötekileştirme adımları atmaya başladı. Reform cümlesini de kullanarak reform cümlesini de değersizleştirdi.

Özellikle Kürtlerin ağırlıklı yaşadığı bölgelerde seçmen iradesi şu an ayaklar altına alınmış durumda. Bölgede seçimler yapılmış, hemen seçimlerden iki ay sonra kayyumlar atanmaya başlanmış ve Kürt kardeşlerimizin iradesi şu an askıya alınmış durumda. Seçimlere bir darbe yapılmış durumda. Özgürlüklere darbe yapılmış durumda. Kürt siyasetçiler bir bir tutuklanmış, hiçbir kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan içeriye atılmış ve bir çoğuda şu an içerde.

Okullarda 2011 ile 2015 arasında Kürtlerle ilgili bölümler devlet müfredatına girmiş ama şimdi bütün Milli Eğitim kitaplarında Kürtlerin anlatıldığı bölümler tekrar çıkarılmıştır. 90’lı yıllarda ve AK Parti kurulmadan önce dağlara taşlara ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ diye yazılan yazılar AK Parti tarafından kaldırılmış, bizim de milletvekili olduğumuz dönemlerde bunlara şahit olduk. 2015 yılından sonra özellikle dağlara taşlara milliyetçi, ırkçı söylemler yansımaya başlamıştır. Üniversitelerde tezlerin Kürtçe verilmesi yasaklanmış.

Türkiye’de özellikle çözüm süreciyle birlikte Kürt sorununu oluşturan temel baskılar gerçekten giderilmişti. O dönem için bunu söylüyorum. Ama MHP ile ittifak kurulduğunda veya sayın cumhurbaşkanımız Cumhurbaşkanlığı makamına oturduktan sonra özellikle Kürt sorunu tekrar başlamış oldu. Demokratikleşmeyle ilgili atılan adımların tamamı geri alındı. Kürtlere verilen bütün haklar geri alındı. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olduğu dönemde bir tane milletvekilinin bile dokunulmazlığı kaldırılmamıştır. Ahmet hoca başbakanlığı bıraktıktan sonra milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı. Bir çok milletvekili halen cezaevinde yatıyor. Sayın Ahmet Davutoğlu zamanında kayyum atamaları yapılmamıştı ama görevi bıraktıktan kısa bir süre sonra bölgede belediye başkanlıklarına kayyumlar atandı. Millet iradesi askıya alındı. Üniversitelerde Kürtçe tez veremiyorsunuz artık. MHP ile ortaklıktan kaynaklı sadece Kürt siyasetçiler tasfiye edildi. Şu anda Bakanlar Kurulu’nun içinde tek bir Kürt bakan göremezsiniz.

Abdullah Zeydan: Gasp edilen belediyeleri halka teslim edin Abdullah Zeydan: Gasp edilen belediyeleri halka teslim edin

’AK Parti’nin Kürt sorununu çözeceğine inanmıyoruz’

AK Parti hangi başlıkta reform yaparsa yapsın bu meseleyi AK Parti’nin çözeceğine biz Kürtler inanmıyoruz. Türkiye halkları da artık inanmıyor. Çünkü Kürt kimlikli siyasetçilerin tamamı şu an içerde ve haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan siyaseten önünü engellemiş durumda. Şu an bir çıkmaz içerisindeyiz.

AK Parti MHP ile olan birlikteliği sonucunda Kürtleri ve Türkiye’de demografik yapıya sahip olan farklı etnik kökenleri yok saymıştır. Şu an hükümette bir Kürt bakan yoktur, bir tane Arap bakan da yoktur. Demografik yapı dikkate alınmıyor. Türkiye’de bir Kürt sorunu vardır, nettir. Seçmen iradesi askıya alınmıştır, Kürt siyasetçiler içerdedir. Hiçbir şekilde düşünce ve fikirlerinizi yaymak ve yazmak artık Türkiye’de bir suç olarak görülmektedir.”

Cuma İçten, “Gelecek Partisi olarak AK Parti’nin bu sorunları çözemeyeceğine emin olduğumuz için diğer muhalefetteki siyasi partilerle beraber ülkenin bir an önce erken seçime gitmesi noktasında hemfikiriz” değerlendirmesinde bulundu.

Kürtlerin ve diğer halkların da ekonomik, sosyal ve kültürel tüm problemlerinin güçlendirilmiş bir parlamenter sistemle çözülebileceğine inandıklarını belirten İçten, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tüm sorunların baş sebebi olduğunu vurguladı.