Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te IŞİD'in bombalı saldırısı sonucu 103 kişinin öldüğü katliamla ilgili firari sanıklar yönünden birleştirilen dosyanın 21'inci duruşması, Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
CHP'li Özgür Özel, Seyit Torun, Veli Ağbaba ve EMEP Milletvekili Sevda Karaca da duruşmaya katıldı.
İlk olarak Van cezaevinde IŞİD terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklu ve hükümlü bulunan tanık Murat Dayan beyan verdi. 10 Ekim sandıklarını tanımadığını belirten Murat Dayan, "Benim tarafından herhangi bir beyan varsa bunları kabul etmiyorum" dedi. Dayan, Erman Ekici'yi teşhis ettiğini kabul etmedi.
RELATED VİDEO
Play Video
‘YARDIM AMAÇLI SURİYE'YE GİTTİM’
10 Ekim davası avukatı Erkan Ünüvar, Murat Dayan'a kardeşleri ile beraber Suriye'ye gidip gitmediğini sordu. Dayan, Ünüvar'ın sorusuna "Hayır" yanıtını verdi. Dayan, avukatın Suriye'ye gidip gitmediği sorusuna "Alperen Ocaklarının Türkmen cephesi için yaptığı yardım çağrısı üzerine Suriye'ye gittim. Yerel gazetede fotoğrafım var ancak yardım amaçlı gittim" diyerek yanıt verdi.
Murat Dayan, kardeşi Muhammed Cengiz Dayan ile beraber Antep'te IŞİD adına faaliyet gösterdiğini kabul etmedi.
‘ERMAN EKİCİ'Yİ TANIMIYORUM’
Kocaeli 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nden SEGBİS bağlanan 10 Ekim Katliamı hükümlüsü Erman Ekici, Dayan'ın ifadeleri üzerine kameraya yaklaşıp kendini gösterdi, "Beni hiç gördün mü" diye sordu. Dayan, "Sizi ilk defa görüyorum" dedi. Seninle "Tape kaydım var mı" sorusuna Dayan, "Hayır" yanıtını verdi.
‘O İFADELER BANA AİT DEĞİL’
Tanık Fatih Alıcı, 10 Ekim davası sanıklarının hiçbirini tanımadığını söyledi. Mahkeme Başkanı, Erman Ekici'yi tanımadığını belirten Alıcı'ya, Alıcı'nın Ekici' yi Suriye'den tanıdığına, kendisinin savaşçı bir asker olduğuna dair beyanını hatırlattı.
Alıcı, işkence gördükten sonra bu beyanların kendisine imzalatıldığını söyledi. Alıcı, "O ifadeler bana ait değil. Hazırlanmış ve imzalatılmış ifadeler" dedi.
Olayı basından duyduğunu belirten Alıcı, bir diğer tanık Murat Dayan'ı ise sadece beraber yargılandıkları dosyadan tanıdığını söyledi.
MAHKEMEDE USÜLE AYKIRILIK
10 Ekim davası avukatları, Alıcı'nın Murat Dayan'ın söylediklerini duyup duymadığını sordu. Alıcı, "İlk söylediklerini duymadım ama sonrakileri duydum" dedi. Avukatlar, mahkeme başkanına bu durumun usule aykırı olduğunu söyledi.
Sanık Halil İbrahim Alçay, katliama ilişkin hiçbir iddiayı kabul etmediğini söyledi. Alçay, "Az önce iki tanık dinledik. Bunlar muhtemelen yapay tanıklar. Hiçbir şeyi kabul etmiyorum. İnsanlık ve vicdan varsa gerçekleri ortaya koyun. İstediğiniz cezayı verin ben bu suçu işlemiş değilim. Sekiz yıldır söylediğim gibi benim illiyet bağım yok" diye konuştu.
‘GAR PATLAMASI DEĞİL, KATLİAM’
Dosyada görevlendirilen sanık müdafileri, yazılı olarak ek savunma sunacaklarını söyledi.
Dosyaya katılan müşteki İshak Kocabıyık, "10 Ekim'de olanlar gar patlaması değil. Bir katliam. 104 kişi öldü. Buna patlama denmesi bizleri rencide ediyor" dedi.
‘10 EKİM İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR’
Söz alan 0 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası avukatları şunları söyledi:
"Bir iddianame düzenlendi. Katliamın politik saik tarafı var. Gelinen noktada IŞİD'ın insanlığa karşı suç işleyen, soykırımcı bir örgüt olduğuna dair raporları mahkemeye sunduk. Türkiye’de ilk defa "insanlığa karşı suç" başlığıyla bir iddianame düzenlendi. Ahmet Güneş videoları dosyaya fotoğraf olarak ekledi. Bunları sadece Ahmet Güneş'in infaz videoları olarak bildik. Bu görüntüler bize verilmedi ama teşhis albümlerinin buradaki görüntülerden yapıldığını fark ediyoruz. Emniyet kendi arşivini oluştururken bunu neden mahkemeden gizledi? Ahmet Güneş' in infaz videosu geldi. Bu videolar IŞİD'in ideolojisini ortaya koyuyor. 10 Ekim de bundan ayrı düşünülemez. Ahmet Güneş ve buradaki sanıkların da bir kısmı bakımından 10 Ekim insanlığa karşı suçtur."
‘OLAY YERİ POLİSLERİNİN DİNLENMESİNİ İSTİYORUZ’
10 Ekim avukatları, "Bomba imha ekibinin ve olay yerinde bulunan polis memurlarının burada dinlenmesini istiyoruz" dedi. 10 Ekim avukatı Eylem Sarıoğlu şöyle devam etti:
"Görüntüler Ahmet Güneş'in ve Yunus Durmaz'ın pozisyonları açısından önemli. Ahmet Güneş'in pozisyonu mahkemeler tarafından sadece örgüt üyeliği olarak tarif edildi. Ama bu görüntülerle Ahmet Güneş' in bu videolarda itibar gördüğü, korumaları olduğu ve sözünün dinlendiği anlaşılıyor. Bir kişinin öldürülmesi için emir veren Ahmet Güneş için tahliye kararı veriliyor. Bunlara rağmen bir insanın serbest bırakılmasının başka bir gerekçesi olduğunu düşünüyoruz. Ahmet Güneş, Yunus Durmaz ve diğerleri ile ilgili Emniyet savcılıktan fiziki ve teknik takip kararı alıyor. Bu kişiler zaten takip ediliyorlar. Bu karara rağmen MİT, "terörle ilgileri yoktur" diye yazı gönderiyor. Bunun tek gerekçesi Ahmet Güneş'in serbest bırakılması."
‘MİT BİZİM DOSYAMIZA GÖRÜNTÜ GÖNDERMİYOR’
Avukat Sarıoğlu, "Sanıkların patlayıcı depolarında görüntüleri var. Suriye’de eğitim kamplarında görüntüleri var. MİT bizim dosyamıza görüntü göndermiyor. Tüm sanıkların faaliyetlerinin bilgi ve belgelerinin dosyamıza kazandırılmasını istiyoruz. Dijitallerin tüm kayıtlarının bize gönderilmesini ve dosyamıza kazandırılmasını talep ediyoruz. MİT bunları bize göndermiyorsa biz de soruyoruz: Neyi saklıyorsunuz?" diye konuştu.
‘TANIKLARIN DEDİĞİ DOĞRUYSA EMNİYET TEŞKİLATI HER ŞEYİ BİLİYOR DEMEKTİR’
Sarıoğlu'nun ardından 10 Ekim avukatlarından İlke Işık söz aldı. Işık, şunları kaydetti:
"İki tanık dinleyerek başladık. Erman Ekici'nin istediği tanıklardı bunlar. Tavırları bizi şaşırtmadı. Burada kayda değer bir şey söylemediler. Elimizdeki ifadelerden şunu görebiliyoruz ki Fatih Alıcı ve Murat Dayan, IŞİD'de yüksek pozisyonlarda görev almış. Fatih Alıcı ifadesine göre 2015 ağustosta Türkiye’ye geliyor. Patlayıcıları ve mühimmatları depoya koymuşlar. Erman Ekici'yi tanıdıklarını söylemişler. Şu an bu tanıklar ifadelerini işkence altında imzaladığını söylüyor. Bizim elimizdeki ifadeler o kadar detaylı ki. Eğer bu tanıkların dediği gibi işkence altında imzaladılarsa Antep emniyeti, MİT, bütün Emniyet teşkilatı her şeyi biliyor demektir."
‘GELEN İSTİHBARATA RAĞMEN EMNİYET, TERTİP KOMİTESİNE BİLDİRMİYOR’
Avukat Işık sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye'de canlı bomba olarak yetiştirildiğini, özel eğitim aldığını ve bir ekiple Eylül 2015'te Türkiye'ye döndüklerini ve ilk olarak Erman Ekici ile görüşeceklerini ancak görüşmenin olmadığını söyleyen Erol Sayanoğlu'nun tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Ayrıca 14 Eylül de gelen istihbarat var. Buna rağmen Ankara emniyeti, İçişleri Bakanlığı bunu tertip komitesine söylemiyor. Müfettiş raporu bunu söylüyor. Bilgi edinme hakkı kapsamındaki taleplerimize rağmen bize verilmeyen bir rapor bu. İdare mahkemesi bunların iletilmesini istedi. Ama bize iletilmedi. Buna dair raporun mahkemeniz tarafından istenmesini talep ediyoruz"
‘HANGİ GERÇEKLER SAKLANIYOR?’
Savcılığın verdiği gizlilik kararını eleştiren avukat Erkan Ünüvar, "Dosyadaki her şey bizim sunduğumuz deliller. Dosyada kimseden gizleyecek bir evrak yok. Bizim sunduğumuz delilleri bize karşı koruyorlar. Bunun nedenini bugün öğrendik. Murat Dayan dedi ki: "Muhammed Cengiz Dayan evde" Muhammed Cengiz Dayan tahliye edilmiş. Hangi gerçekler saklanıyor? Bu gizlilik kararının başka bir anlamı var mı? Bizim talebimiz, dosyanın ne aşamada olduğuna dair bilgi almanızdır. Firari sanık Savaş Yıldız'la ilgili ne işlem yapılıyor? Bunları bilmeliyiz. Savaş Yıldız, dosyanın sanıklarını eğitenlerden birisidir" dedi.
Ünüvar sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece IŞİD'lilerle uğraşmıyoruz. Kamu görevlilerinin neleri gizlediğini ortaya çıkarmaya da uğraşıyoruz. Deliller dava dosyasında var. Gaziantep Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulunduk. Gaziantep Emniyeti neden soruşturulmuyor? Ankara Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulunduk. Savcı, hiçbir inceleme yapmaksızın Emniyetin yazdığı yazı üzerine kovuşturmaya yer olmadığını söylüyor."
‘EBU TALHA'NIN TALİP AKYURT OLDUĞUNU SÖYLEDİLER’
Aranın ardından duruşma devam ediyor. Davanın ikinci celsesinde sanık Erman Ekici konuştu. Ekici, "Sekiz yıldır bu dosyadan dolayı tutukluyum. Dosyaya yeni giren bir videodan bahsettiler. Hiçbir yerde bir görüntüm bulunmamakta. Yargıtay benim insanlığa karşı suç işlediğimi kabul etmedi. Sekiz yıldır benim Ebu Talha olduğum iddia ediliyordu. Bugünkü tanıkları tanımıyorum. Pek çok insan, Ebu Talha kod adlı IŞİD'linin Talip Akyurt olduğunu söyledi. Kim ne yapmış bir bilirkişi raporu hazırlattırın da kimin suçlu olduğunu biz de bilelim" dedi.
Savcı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını, yakalama kararı olanların yakalama kararının devamını istedi.
Mahkemenin ara kararı açıklaması bekleniyor.
DELİLLER YEDİ YIL SONRA DOSYAYA GİRDİ
Duruşma öncesinde mahkeme heyetinin üçüncü değiştirilmesi tepki çekerken, davanın dosyasına IŞİD üyesi firari sanık Ahmet Güneş hakkındaki belgeler de ilk kez girmişti.
10 Ekim Katliamı Davası’nda avukatların ısrarına ve taleplerinden sonra dosyaya yedi yıl sonra giren deliller, 104 kişinin öldüğü Ankara Gar Katliamı’nın nasıl örgütlendiğini ortaya çıkardı. Yargılanan sanıklardan Ahmet Güneş, Mustafa Delibaşlar ve Ökkeş Durmaz, 25 Mart 2014 tarihinde Urfa’dan Antep’e doğru giderken rutin yol kontrolü sırasında araç içinde çeşitli örgütsel dokümanlar ve araç dışında çalılıklar arasına gizlenmiş dijital materyallerle yakalanmıştı.
Bu materyaller arasında, bu kişilerin IŞİD'in Suriye’deki askeri eğitim kamplarında silahlı eğitim aldığı ve bir kişiyi infaz ettiğine dair görüntüler bulundu. IŞİD kamplarında eğitim aldıkları ve bir kişiyi öldürdükleri görüntülerle sabit olan IŞİD’liler 30 Haziran 2015 tarihli MİT raporuyla serbest bırakıldı. İşte bu görüntüler, dosyaya ancak yedi yıl sonra eklendi.
ÖNCEKİ DURUŞMADA NE OLMUŞTU?
Önceki duruşmada müdahil avukatları daha önce de heyet tarafından reddedilen olay anının üç boyutlu canlandırılmasının yapılmasını ve bu şekilde tahribatın belirlenmesini, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ndeki yetkililer hakkında yapılan suç duyurusunun akıbetinin sorulmasını, Gaziantep ve Adıyaman ile ilgili müfettiş raporları varsa, bu raporların ve eklerinin istenmesini, MİT ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na firari sanıkların akıbetinin sorulmasını talep etmişti.
Mahkeme heyeti, verdiği kısa aranın ardından; avukatların taleplerini reddederek, firari sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının devamına, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 8 Eylül’e ertelemişti.
AVUKATLARDAN ÇAĞRI GELMİŞTİ
10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası Avukat Komisyonu ise mahkeme heyetinin temmuz ayında üçüncü kez değiştirilmesine yazılı açıklamayla tepki göstererek şu çağrıda bulunmuştu: "8 yıldır ısrarla soruyoruz: Neyi gizliyorsunuz, kimi koruyorsunuz?" diye sordu. Açıklamada, “Her türlü dirence karşın bütün soruların cevabını alabilmek için; 8 Eylül Cuma günü saat 10.00’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan duruşmaya herkesi davet ediyoruz. Katilleri biliyoruz, aklatmayacağız!”