Ekonomim yazarı Şeref Oğuz, asgari ücret artışları için Orta Vadeli Plan'da öngörülen "beklenen enflasyon"un dikkate alınmasının çalışanlar açısından inandırıcı bulunmayacağını ve gelir kaybına yol açacağını belirtti. Oğuz, bazı işverenlerin personelini kaybetmemek adına dövize endeksli bir artışa sıcak baktığını yazdı.

Şeref Oğuz'un "Ücret artışını enflasyon beklentisi belirlesin ama…" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

28 Aralık 2024 Akaryakıt Fiyatları: Benzin, Motorin ve LPG Fiyatlarındaki Güncel Değişiklikler 28 Aralık 2024 Akaryakıt Fiyatları: Benzin, Motorin ve LPG Fiyatlarındaki Güncel Değişiklikler

"Öneri sahibi, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç. Söylediği şu; ‘yılsonunda belirlenecek olan asgari ücret OVP’de hedeflenen enflasyon oranında artırılsın. Mevcut politikalar ve hedeflenen enflasyon dikkate alınarak kurulan dengeleri bozmayacak şekilde artırılmalı.

(...) Bu öneri hayata geçirilebilir mi?

Elbette… Ancak öncelikle enflasyon beklentisine ücretlileri inandırmanız şart. Yıllarca eksik rakam açıkla, her şeyin fiyatının çift hane arttığı Temmuz’da tek hane enflasyon ilan et, ‘efendim hedef yüzde 5’ teranesiyle raporlar yayınla, söylemler üret… Bunu yaparken hiçbir hedefin tutmasın hatta enflasyon rekorları kır. Sonra da çık ‘OVP’deki enflasyon hedefim 2024 için yüzde 36’dır’ diye zikret. İyi de bunu ilan ettiğin gün, ‘aslında yüzde 30 ile yüzde 42 arasında olabilir’ diye şerh koy. Hatta köprü otoyol ücretlerini yüzde 75 artırıp CB’nin bunu yılbaşına ertelemesini duy. Sonra da gel; yüzde 36 enflasyon beklentisine inan.

Çalışanlar ne diyor?

Konuştuğum çok sayıda çalışan; ‘iyi de enflasyon beklentim asla yüzde 36 değil’ diyor. Hatta ücret artışının muhatabı işverenler dahi; ‘olacak şey değil, beklediğimiz en az iki katı’ görüşünde. Hal böyle olunca hükümetin yüzde 36’lık beklenti enflasyonunda ısrar edeceği, çalışanın ise ‘benim beklentim iki katı’ dediği ortamda iş barışını zor bir yılın beklediğini söylemek kehanet olmaz.

ÜCRETTE KKM'YE GEÇİLSİN

Bu başlık size tuhaf gelebilir. Ancak konuşulmaya başlayan yeni bir yaklaşımın ifadesi… Kur korumalı mevduattan söz etmiyoruz. Konunun finansal icadımızla alakası yok. KKM’nin buradaki açılımı çok farklı; Kur Korumalı Maaş…

Peki, bu nasıl olacak? Olacağı şu: ücret artışını, OVP’de zikredilen ‘beklenen enflasyon’ yerine, kur artışına bağlamak. Bir bakıma asgari ücret dâhil, diğer ücretleri dolara, Euro’ya ya da kur sepetine endekslemek… Bu önerenlere ‘neden?’ diye sorduğumda çarpıcı gerekçeler ileri sürdüler.
Bana ilginç gelenlerden birini aktarayım; ‘zaten insan kaynağı sıkıntımız var. Bazı çalışanlarımız 1000 lira farka dahi yılların işyerini terk edebiliyorsa, onları elimizde tutmanın çalışan bir yöntemi olabilir.

Aslında bu durum, heterodoks faciasının bize bıraktığı lanetli bir mirastan başka şey değil. Arkasından kovalayan enflasyondan korunmak için liradan uzaklaşanların dolarizasyona yönlendirilmesidir bu… Ücrette KKM’ye (Kur Korumalı Maaş) geçilir ya da geçilmez ama bunu deneyecek patronlar olacak."