Oylamada üyeliğe eski İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce seçildi.
Bu seçimin HDP’nin kapatma davasına etkisi olabileceği belirtilirken, İnce’nin adaylığının ve HDP kapatma davasına olası etkilerini HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren değerlendirdi.
Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’ın haberine göre Eren, öncelikle Anayasa Mahkemesi üyelerinin belirlenmesi usulünün kendisinin evrensel hukuk kriterlerine uygun olmadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Muhterem İnce’nin HDP aleyhine devam eden kapatma davasını etkilemeyeceğini söyleyen Eren, şöyle devam etti:
“Hem bir mahkeme hem de Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilen biri göreve başlamadan önce 'Anayasa'da güvence altına alınmış olan hakları gözeteceğine ve herhangi bir etki altında karar vermeyeceğine' ilişkin bir yemin eder, göreve bu şekilde başlar. Yine kural olarak bir hakim tarafsız ve bağımsız olmak durumunda.
Her insanın olduğu gibi hakimin de siyasi görüşü vardır. Ancak yargı faaliyeti yürüten bir mahkeme üyesi kendi siyasi fikrine göre karar vermez. En nihayetinde karar verirken yasalara, anayasaya ve uluslararası evrensel hukuk kurallarına göre karar verirler. Dolayısıyla bir hakimin kural olarak tarafsız olduğuna ilişkin somut bir veri, bir karar olmadığı sürece, tarafsızlığa kesinleşmediği sürece o hakim tarafsızdır. Bir yargı kararıyla taraflı olduğu yargı kararıyla kesinleşmediği sürece hakim tarafsızdır ve verdiği kararlarda tarafsız olduğu düşünülebilir.”
'KAPATMA DAVASI DEVAM EDİYOR, İNCE'NİN ÜYELİĞİ VERİLECEK KARARI DEĞİŞTİRMEZ'
HDP’ye yönelik kapatma davasının devam ettiğini ve verilen sonuca göre bir değerlendirme yapılabileceğini söyleyen Eren, Anayasa Mahkemesi üyesi İnce’nin HDP ile ilgili verilecek kararı değiştirmeyeceğini söyledi.
İnce, “Parti kapatmalarla ilgili hem Anayasa Mahkemesi’nin hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) vermiş olduğu çok sayıda karar var. Siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili kararlar verilirken, hangi evrensel hukuk kriterlerinin esas alınacağı hem uluslararası sözleşmelerde hem de Avrupa insan hakları mahkemesi içtihatlarına çok sayıda yansımış durumda” dedi.
Eren, sözlerine şöyle devam etti:
Dolasıyla anayasa mahkemesi üyelerinin her birinin ve toplamda mahkemenin kendisi bu kararını tesis ederken, hem daha önce vermiş olduğu kararları esas alırlar hem de ülkemizin esas almak zorunda olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM’in içtihatlarını esas almak durumundadırlar. Kendi kişisel fikirleri üzerinden bir karar vermezler. Dolasıyla seçilen üyenin seçilme usulüyle ilgili şerhlerimiz, buna itirazlarımız olmakla birlikte, bunun doğru bir yol yöntem olmadığını belirtmekle birlikte ama üye olduktan sonra bizim aleyhimize devam eden kapatma davasına bir etkisi olacağını düşünmüyoruz ve böyle de umuyoruz.”