Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Meclis açılışında DEM Parti sıralarına gitmesini ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Cumhur İttifakı'nın uzattığı" el açıklamasını değerlendirdi. "Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum" diyen Uçum, "Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez" ifadelerini kullandı.
Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Habertürk TV'den Eren Eğilmez'in sorularını yanıtlayan Uçum, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum. İsrail'e ilişkin tehdit Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildi. Bazı konular devletin genel işleyişiyle ilgilidir. Aktüel işleyişle genel işleyişi karıştırmamak lazım. İsrail'le ilgili tehdit, devletin bütün kurumlarının çalıştığı bir tehdittir. Devlet bir perspektif olarak bu tehdidi ortaya koyuyorsa bu tehdidin detaylarını anlamak gerekir. Kapalı oturum yapıldı. Sonra açıklama yapıldı, bilinen şeyler anlatıldı diye. Cumhuriyetin kuruluşunda Atatürk'ün bazı yaklaşımlarını diyelim ki, siyasi ajanda üzerinden değerlendiren bir sürü muhalifler de olmuştur. Aktüel siyaset bunları tartışabilir. Bizim bugün en önemli ihtiyacımız Türkiye'nin bağımsızlığını, üniter yapısını, siyasi birliğini korumaktır. Bunlara beka diyoruz. Beka bu kurumların varlığını sürdürmesidir. Bunlara yönelik tehdit risk varsa Türkiye'nin bütün aktörlerinin, kurumlarının bu konuya ciddiyetle yaklaşması gerekir.
'DEVLET ÇÖZÜM ALMADIĞI SÜRECİ TEKRAR DEVREYE SOKMAZ'
Sayın Bahçeli'nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye'ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı yumuşama, sayın Özel normalleşme dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek. TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM'in de geçmişte HADEP'in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli'nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan'dır diye. Bunu herkes biliyor. PKK'nın bu açıklamasına karşı sadece DEM'in dışındakiler mi tavır alacak? DEM'in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM'i kurtarma ve Meclis'ten tasfiye etme meselesidir.
'MÜZAKERE SÖZ KONUSU OLAMAZ'
Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez. Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM'in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye'nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye'nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez."
'ERDOĞAN YENİDEN ADAY OLMASININ TEK YOLU VAR'
Uçum uzun söyleşide, Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanı aday olup olamayacağına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
"Bunun tek yolu var, Meclis yenilenmesi kararı alırsa, 2028 Mayıs'ından önce, o zaman Cumhurbaşkanı aday olur ve o zaman yarışabilirsiniz. Nihayetinde bunu Özgür Özel de söyledi, belli tarihe kadar olabilir dedi. Seçimlerin yenilenmesi kararı için 360 milletvekiline ihtiyaç var. Diğer partilerin böyle bir irade ortaya koyması gerekir. 2027'nin ikinci yarısından sonra bu tartışmanın gündeme geleceğini öngörüyorum. Muhalefet 'Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yarışmayı seçmeliyiz' diyebilir.
Benim düşüncem nettir, ilk kez size söylüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Türkiye'nin ulusal değeri, zenginliği olarak görüyorum. Dünyada Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar tecrübesi, dünya siyasetinde etkili olan bir başka lider yok. Putin dersiniz ama demokratik sistemde yer alan, seçimlerde iktidarın değiştiği Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi lider yetiştirmişseniz. Atatürk'ten sonra ülke liderliğinde başarılı bir lider olduğunu düşünüyorum. Türk milleti Cumhurbaşkanının bu birikiminden, kucaklayıcılığından yararlanması gerektiğini düşünüyorum.
'2027 ORTASINDAN İTİBAREN TARTIŞILABİLİR'
Türkiye halkı ve onun temsilcileri 2027 ortasından sonra konuyu tartışabilir diyorum. Kişisel görüşüm Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sistemin taşıyıcısı oldu, iki dönem sistemin Cumhurbaşkanlığı yaptı. Bir 5 yıl daha Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birikiminden Türkiye'nin faydalanması için adaylık yolunun açılması gerekir. Kişisel düşüncem bu. Eğer yeni bir anayasa yapılırsa, o yeni anayasada meclis mevcut ve önceki cumhurbaşkanlarına aday olma yolu açarsa ayrı konu. Mevcut sistemde 360 milletvekilinin kararıyla olur. Hem Türkiye halkı ve TBMM 2027 ortasından sonra gündemleşecek konu haline gelebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden aday olması açılabilir. Bu talep Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gelmez, Türkiye halkından, TBMM'den gelir.
O imkan açıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan kullanır mı, kullanmaz mı tabii ki kendi takdiridir. Çağrıyı yapan muhalefet hukuken yolu açmak istiyorsa 2028 Mayıs ayından önce Meclis'in karar vermesi ve 360 milletvekilinin bu kararı alması. Bunun yolu o. Muhalefet bu tartışmayı bitirdi. Ama tartışmayı bitiren muhalefetin buna uygun davranabilmesi için, Meclis'te 2028 Mayıs'ından önce seçim kararı alınmasına destek vermesi gerekir. Bunun 2025'te, 2026'da olmasını öngörmüyorum. Bence gündeme 2027 ortasından sonra gelir."