Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Batman Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, 2024 yılında gazetecilere dönük baskı ve saldırıların ayrıntılı yer aldığı “2024 Basın Özgürlüğü Karnesi: Gerçeği Susturmanın Anatomisi” raporunu açıkladı. Rapora göre; dördü Türkiye’nin saldırıları sonucu olmak üzere beş gazetecinin öldüğü 2024 yılında; 112 gazeteci gözaltına alındı, 26 gazeteci tutuklandı, 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı, 58 gazeteciye toplamda 135 yıl 7 ay 28 gün hapis cezası verildi.

Komşusunun Kombisini Açmayan, Yüksek Fatura Ödeyenlere Dava Hakkı Komşusunun Kombisini Açmayan, Yüksek Fatura Ödeyenlere Dava Hakkı

‘AKP ÖZGÜR MEDYAYI BİR TEHDİT OLARAK GÖRDÜ’

2024 yılında gazetecilerin karşı karşıya kaldığı baskılara dair verileri paylaşan Oduncu, “Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü, AKP iktidarının elinde adeta bir kuşatma altına alınmıştır. Medya, halkın gerçekleri öğrenmesinin ve demokrasinin işlerliğinin en önemli araçlarından biridir. Ancak, AKP’nin sistematik politikaları, özgür medyayı bir tehdit olarak görmüş, bu yüzden gazetecileri susturmayı, halkı bilinçsiz bırakmayı ve kendi propagandasını dayatmayı tercih etmiştir” dedi.

Oduncu, açıkladığı rapora ilişkin “Basın özgürlüğü olmadan ne demokrasi, ne şeffaflık, ne de adalet mümkündür. Fakat AKP, gücünü korumak için eleştiriyi boğmayı, gerçekleri gölgelemeyi ve hakikati susturmayı bir yönetim biçimi haline getirmiştir. 2024 yılı, bu karanlık tablonun en açık göstergelerinden biri olmuştur” ifadesini kullandı.

zeynep-oduncu.jpg
Zeynep Oduncu Kutevi

'GAZETECİLER MODERN ZAMANIN CESUR SAVAŞÇILARDIR’

Gazetecilere yönelik baskıların sadece gazetecileri hedef almadığını belirten Oduncu, şu açıklamalarda bulundu:

“Bu saldırılar, doğrudan halkın bilgi alma hakkına yöneliktir. Gazetecilerin susturulması demek, halkın susturulması, toplumun bilinçsiz bırakılması, haksızlıkların görünmez kılınması demektir. Bu politikalarla, AKP yönetimi adeta şunu söylemektedir: ‘Gerçeği yalnızca biz belirleriz, halk yalnızca bizim sunduğumuza inanmalıdır.’ Ancak gerçek, baskılarla yok edilemez. Gazeteciler, tehditlere rağmen kalemlerini bırakmayan ve hakikati savunmaya devam eden modern zamanın cesur savaşçılarıdır. Onları susturmak, toplumun vicdanını susturmak anlamına gelir. Fakat unutmamalıyız: Gerçekler er ya da geç yolunu bulur.”

“2024’ün Karne Notu: Baskılarla Yoğrulmuş Bir Yıl” diyen Oduncu, “Bu yılın rakamları, gazetecilere ve medya kuruluşlarına yönelik baskıların ne denli sistematik bir hale geldiğini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor” dedi.

Raporda, 1 Ocak - 31 Aralık 2024 tarihleri arasında gazetecilerin karşı karşıya kaldığı baskı ve ihlaller, gün gün ayrıntılı şekilde yer aldı. Rapora göre; 2024 yılında gazetecilerin karşı karşıya kaldığı baskıların bilançosu şöyle:

  • 5 gazeteci yaşamını yitirdi,
  • 112 gazeteci gözaltına alındı,
  • 26 gazeteci tutuklandı,
  • 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı,
  • 33 yeni dava açıldı,
  • 872 gazeteci yargılandı,
  • 58 gazeteciye toplamda 135 yıl 7 ay 28 gün hapis cezası verildi,
  • 261 bin 820 TL para cezası kesildi,
  • 240 tehdit, saldırı ve engelleme
  • 5 milyon 500 TL tazminat talepli dava açıldı.

Bu tabloyu değerlendiren Oduncu, “Bunlar sadece birer sayı değil; bu rakamların ardında hayatlar, mücadeleler ve bir toplumun susturulan sesi var. Daha da vahimi, baskıların yalnızca özgürlükleri değil, canları da hedef aldığı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye’ye ait silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırısında dört olmak üzere beş gazeteci yaşamını yitirdi. Bu, özgür basının hedef alındığı karanlık tabloyu çiziyor. Ancak rakamlardan öte, bu tablo, iktidarın kendisinden başka hiçbir gerçekliğe tahammül edemediği bir düzenin açık bir itirafıdır” ifadelerini kullandı.

‘ÖZGÜR BASIN, ÖZGÜR TOPLUM’

Oduncu, şu ifadeleri kullandı: “DEM Parti olarak basın ve ifade özgürlüğünü yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bir toplumun geleceği, özgür bir medya ve eleştiriye açık bir yönetime dayanır. Demokrasi, basın özgürlüğü olmadan yalnızca bir hayaldir. Biz, basın üzerindeki bu baskıların son bulması için mücadele edeceğiz. Gazetecilere uygulanan baskı ve cezaların kaldırılmasını, medyanın özgürce faaliyet gösterebildiği bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek için çalışacağız. Çünkü biliyoruz ki, özgür basın yalnızca gazetecilerin değil, halkın da sesidir. Özgür basın, aynı zamanda özgür bir toplum demektir. Susturulmaya çalışılan her gerçeğin ardında daha güçlü bir direniş vardır. Biz bu direnişin yanındayız. Basın özgürlüğü susturulamaz, hakikat karartılamaz, demokrasi durdurulamaz.”