Demirtaş, 1990'lı yıllarda insan hakları aktivizmiyle tanınmaya başlamıştır. İnsan hakları ihlallerini rapor etmek ve mağdurlara hukuki destek sağlamak amacıyla çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalışmıştır. Aynı zamanda Kürt meselesi ve demokratik çözüm konularında çalışmalar yapmıştır.
Siyasi kariyerine Demokratik Toplum Partisi (DTP) ile başlamıştır. DTP'nin kapatılmasının ardından, Demirtaş ve diğer DTP'li bazı siyasetçiler, 2009 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (BDP) adında yeni bir parti kurmuşlardır. 2012 yılında BDP, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) adını almıştır. Bu partinin önde gelen isimlerinden biri olan Demirtaş, 2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmuştur.
2014 Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak yarışmıştır ve %9.76 oy oranı ile üçüncü olmuştur. Ancak, seçim kampanyası boyunca Türkiye'nin farklı bölgelerinden geniş destek almıştır.
Demirtaş, Türkiye'nin siyasi arenasında özellikle Kürt sorununun barışçıl çözümü için aktif bir şekilde çalışmıştır. Ayrıca, Türkiye'deki demokratikleşme ve insan hakları konularında da önemli bir figür olmuştur. Ancak, siyasi kariyeri boyunca pek çok kez tutuklanmış ve siyasi baskılara maruz kalmıştır.
2016 yılında, HDP'nin Eş Genel Başkanı olarak görev yaparken, Türkiye hükümeti tarafından terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklanmıştır. Demirtaş ve diğer HDP yetkilileri, Türkiye'de yürütülen terör soruşturmaları kapsamında tutuklanan pek çok kişiden biri olmuştur. Demirtaş, 2019 yılı itibarıyla hala tutuklu olarak bulunmaktadır. Tutuklanmasının ardından, uluslararası toplumun ve insan hakları örgütlerinin dikkatini çekmiş ve serbest bırakılması çağrıları yapılmıştır.
Selahattin Demirtaş, Türkiye'de hem siyasi hem de entelektüel bir figür olarak önemli bir yer edinmiştir. Onun tutukluluğu, Türkiye'de siyasi atmosferin ve demokratik hakların durumuyla ilgili uluslararası endişeleri artırmıştır.