İsrail kamuoyu 1400'ü aşkın kişinin ölümüne yol açan Hamas saldırıları sonrasında savaş yanlısı tezlere teslim olsa da, münferit olmakla beraber barışçı sesler de yükseliyor. Hamas saldırısında ölen eski asker ve barış savunucusu Hayim Katsman'ın kardeşi Noy Katsman, bu kişilerden biri.

CENAZEDE BARIŞ ÇAĞRISI YAPTI

Noy Katsman, ağabeyinin cenazesinde yüzlerce kişinin önünde, İsrail hükümetine "Bizim ölümümüzü ve acımızı, başka insanlara ve ailelere ölüm ve acı götürmek için kullanmayın" çağrısı yaptı Ağabeyinin öldürülmesi karşısında hissettiği üzüntünün, İsrail'in onun adına bir savaş başlatması ile katlandığını söyleyen Noy Katsman, "Onu öldüren Hamas üyelerinin karşısında bile, masum insanların öldürülmesine ve onlara şiddet uygulanmasına karşı çıkacağından hiçbir şüphem yok" dedi.


Cenazede yaptığı bu konuşma bazılarının homurtuları ile karşılaşsa da, Hayim'in arkadaşları sonrasında ona teşekkür etti: "Bu tam da, ağabeyinin senden söylemeni isteyeceği şeydi..."

Eski bir asker olan Hayim, İsrail'de savaş yoluyla barışa ulaşılamayacağını gören ancak sayıları giderek azalan solcu ve barışçı insan hakları savunucuları arasındaydı. İsrail ordusunun işgal altında tuttuğu bölgelerdeki hak ihlallerini belgeleyen ve çalışmaları nedeniyle birçok saldırıya uğramış olan 'Sessizliği Kırmak' (Breaking the Silence) grubunun da bir üyesiydi.

Öldürülmeden önce, İsrail sağını araştıran bir akademisyen olarak, işgal altındaki El Halil'de Filistinli çiftçilerle çalışmalar yürütüyordu. Hayim Katsman, 7 Ekim saldırılarında Gazze-Mısır-İsrail sınırının yakınındaki Holit'te öldürüldü.

ESİR ALINANLAR ARASINDA BARIŞ EYLEMCİLERİ VAR

Katsman'ın üyesi olduğu Sessizliği Kırmak kuruluşunun yöneticisi Avner Gvaryahu, Hamas'ın saldırılarında hedef aldığı Gazze sınırındaki kibbutzların geleneksel olarak 'solcu siyonizmin' kaleleri olduğuna, buralarda çok sayıda barış yanlısının yaşadığına dikkat çekiyor.

The Guardian gazetesinin derlemesine göre, öldürülen barış yanlıları arasında, çocuklara hem İbranice hem Arapça ders veren bir okulun kurucularından Shlomi ve Shachar Matias da vardı. İnsan hakları grubu B'Tselem'in yönetim kurulu üyesi, işgal karşıtı Women Wage Peace grubunun da önde gelen bir üyesi olan 74 yaşındaki Vivian Silver'ın da esir alındığı düşünülüyor. Silver, Gazze'de yaşayan Filistinlilerin İsrail'de tedavi görebilmesi için yaptığı girişimlerle tanınıyordu.

İSRAİLMEDYASI RÖPORTAJ İSTEMEDİ

İsrail'de bu saldırıların ardından kamuoyundaki tartışmayı savaş yanlısı söylem bloke ederken, saldırılarda ölen veya esir alınan barış savunucularının akrabaları, kendileri de barış yanlısı olan kişiler seslerini duyurmakta zorlanıyor. Noy Katsman, cenazede yaptığı konuşmadan sonra ağabeyi hakkında 20'den fazla röportaj verdiğini ama taleplerden hiçbirinin yurtdışından gelmediğini söylüyor.

'GAZZE'Yİ BOMBALAMAK KALICI ÇÖZÜM OLAMAZ'

Women Wage Peace kuruluşunun üyelerinden Neda Heiman ise 84 yaşındaki annesi Ditza Heiman'ın rehin alındığı bir videoyu izlediğini anlatırken, "Gazze'yi bombalamak kalıcı bir çözüm olamaz. Bunu geçmişte zaten yaptık" diyor.

'SIĞINAKTA SAATLERCE BEKLEDİM, İNTİKAM İHTİYACI HİSSETMİYORUM'

İnsan hakları örgütü Yesh Din'in yöneticilerinden Ziv Stahl ise Haaretz gazetesine yazdığı makalede, saldırılar sırasında Gazze sınırında yaralı bir akrabası ile saatlerce sığınakta kaldığını belirtip siyasi çözüm çağrısı yapıyor: "Oradaydım. Hiçbir intikam ihtiyacı hissetmiyorum, gidenleri hiçbir şey geri döndüremeyecek. Dünyadaki bütün askeri güç de toplansa, savunma ve güvenlik sağlamayacak. Mümkün olan tek pragmatik şey, siyasi çözüm."

Ancak abluka altındaki Gazze'deki ölü sayısının 3 bin 800 kişiye yaklaştığı bir ortamda, İsrail solundan yükselen bu sesleri duyan pek yok. Son olarak, İsrail'in Hayfa kentinde dün az sayıda kişinin katıldığı Gazze ile dayanışma gösterisinde altı kişi gözaltına alınırken, İsrail polis şefi Kobi Shabtai ülkedeki savaş karşıtı protestocuları "otobüslere bindirip Gazze'ye göndermekle" tehdit etti. Shabtai, İsrail'de Gazze ile dayanışma gösterilerine "sıfır tolerans" gösterileceğini söyledi.

'ACI, EN KÖTÜ YÖNE DOĞRU KULLANILIYOR'

İsrail'in Yahudi ve Arap vatandaşlarının ortaklığıyla kurulan Standing Together (Birlikte Durmak) isimli kuruluşun yöneticilerinden Alon-Lee Green ise "Bu acının bize daha fazla acıdan, daha fazla kan dökülmesinden ve daha fazla kayıptan başka hiçbir şey vaat etmeyen, en kötü yöne için kullanıldığını görüyorsunuz" diyor ve ekliyor: "Bir devlet olarak vatandaşlarımızı katledilmekten koruma hakkımız var ama çok temel bir soruyu yanıtlamamız gerekiyor: Sonra ne olacak? Gazze'yi işgal ettikten sonra ne olacak?"

'İSRAİL BİR KARAR ANINDA'

Tutsaklar: Sesimizi duyun Tutsaklar: Sesimizi duyun

Breaking the Silence kuruluşundan Gvaryahu da, Benyamin Netanyahu'nun kendilerine sunduğu güvenlik modelinin sorgulanması gerektiğini vurguladı:

"10 yıldan uzun süredir kendimize, milyonlarca insanı güç yoluyla kontrol ettiğimiz gerçeğini görmezden gelebileceğimize dair masallar anlatıyoruz. Bu tamamen çöktü. Bir işgali, Gazze'de ve Batı Şeria'da hakları olmayan milyonların bulunduğunu görmezden gelebileceğimize dair anlayış... Bu anlayışı kemikleştirecek bir anda olabiliriz veya bu, devranı döndürmeye yardım edebileceğimiz bir an olabilir. Önümüzdeki en büyük zorluk bu."