Ankara'nın Libya'daki iki hükümetten İslamcı olanıyla yaptığı gibi Suriye'deki Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetimiyle de deniz yetki anlaşması imzalayacağını duyurmasına, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti tepki gösterdi.
'ATİNA, AB İLE SÜREKLİ İLETİŞİM HALİNDE'
Kathimerini gazetesine konuşan Yunanistan Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Şam'da HTŞ'nin kurduğu heçiş hükümetini "yasal olarak geçerli anlaşmalar imzalamaktan aciz bir geçiş otoritesi" olarak tanımladı. "Suriye'de bu tür anlaşmaları meşrulaştırmayan bir geçiş durumu olduğunu" söyleyen Yunan diplomatik kaynakları, "Gelişmeleri yakından izliyoruz ve Kıbrıs Cumhuriyeti, komşu ülkeler, Avrupa Birliği (AB) ile sürekli iletişim halindeyiz" dedi.
'TÜRKİYE'NİN MEŞRUİYET GÖRÜNTÜSÜ YARATMASINI ÖNLEYECEĞİZ'
Kathimerini'ye göre Yunan yetkililer, Ankara ile Şam arasında olası deniz yetki anlaşmasının Yunanistan'ın egemenlik haklarını baltalayabileceği ve Girit, Kıbrıs gibi adaların deniz haklarına meydan okuyan bir emsal oluşturabileceği uyarısını yaptı. Atina, Ankara'nın bölgesel manevralarına karşı koymak için AB'de konuyu gündeme getirip destek arama, Kıbrıs Cumhuriyeti ve İsrail ile ittifaklarını güçlendirme yoluna giderken, bir Yunan yetkili, "Önceliğimiz Türkiye'nin meşruiyet görüntüsü yaratmasını önlemek" dedi.
KIBRIS CUMHURİYETİ: TÜRKİYE UNCLOS'A UYMALI
Kıbrıs Cumhuriyeti de Ankara ile Şam arasında olası herhangi bir deniz anlaşmasının uluslararası hukuka, özellikle Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne (UNCLOS) uyması ve Kıbrıs'ın egemenliğine saygı göstermesi gerektiği, aksi takdirde karşılık verecekleri açıklamasını yaptı. Türkiye, UNCLOS'a taraf değil.
'ULUSLARARASI VE AVRUPA DÜZEYİNDE TÜM ÖNLEMLERİ ALACAĞIZ'
Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis, durumu yakından izlediklerini söyleyerek "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını baltalama veya görmezden gelmeye yönelik her girişim, uluslararası hukukun ihlalini teşkil eder. Kıbrıs, haklarını savunmak için uluslararası ve Avrupa düzeyinde gerekli tüm önlemleri alacak" dedi.
'AB'NİN DESTEĞİNİ ALDIK'
Letimbiotis, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis'in Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'le koordinasyon halinde AB liderlerine Türkiye'nin olası eylemleri hakkında bilgi verdiğini ve AB desteğini sağladığını aktardı.
'İSRAİL'DEN YARDIM İSTEDİK'
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos, böyle bir anlaşmanın olmaması için mücadele ettiklerini belirtti. ''Gerçekleşmesi durumunda son derece tehlikeli bir gelişme, önlemek ve engellemek için elimizdeki araçlara göre hareket ediyoruz” diyen Kombos da Suriye'deki gelişmelerle ilgili AB ve İsrail'den yardım istediklerini vurguladı.
URALOĞLU NE DEDİ?
Öncesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'nin Suriye'deki yeni yönetimle deniz yetki alanları anlaşması imzalayacağını söyledi.
"Suriye'nin Akdeniz'e açılan önemli bir kapı olduğunu, bu konuda gelecek günlerde bir deniz yetki anlaşması imzalamayı planladıklarını" belirten Uraloğlu, " İlerleyen zamanda bir deniz yetki anlaşması muhtemelen yapılıp, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması ve Mavi Vatan konusunda vaziyet almamız kesinlikle söz konusu olacak" diyerek ekledi:
'İKİ ÜLKE OLARAK PAYLAŞMIŞ YA DA GENİŞLETMİŞ OLURUZ'
"Böyle bir anlaşma orada hem Suriye'nin hem bizim etkinlik ya da yetkinlik sahamızı genişletir, her türlü petrol ve hidrokarbon aramada uluslararası hukuku da dikkate alarak her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış ya da genişletmiş oluruz. Tabii orada Lübnan var, İsrail var. Mutlaka onları da dikkate alarak, bize en yakın coğrafya Suriye'yi düşündüğümüzde, tamamen o bölgenin iki ülkenin net şekilde kontrolünde olması söz konusu olacak."
Ankara'nın Libya'daki İslamcı hükümetle 27 Kasım 2019'da Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması, Ekim 2022'de hidrokarbon ve askeri işbirliği anlaşmaları imzalaması, bölge ülkelerinin Türkiye karşıtı cephe kurması ve bugünkü durumda Türkiye'nin Akdeniz'de bu yönde bir etkinlikte bulunmamasıyla sonuçlanmıştı. (Dış Haberler)