Türkiye'de 2020 yılı ve son çeyrek döneme ilişkin GSYH verileri açıklandı.Türkiye ekonomisi, 2020 yılının son çeyreğinde 5,9 büyüme kaydederken 2020 yılı tamamındaki büyüme yüzde 1,8 olarak gerçekleşti.
Büyüme rakamlarının açıklanmasının ardından haftaya düşüşle başlayan döviz kurlarındaki saşağı yönlü hareket daha da derinleşti. Geçen hafta yüzde 8 civarı değerlenerek 7,4854'e kadar yükselen dolar/TL, yeni haftanın ilk saatlerinde 7,40'ın altına çekilmişti. Büyüme verisi öncesinde 7,37-7,38 seviyelerindeki kur, piyasaların da açılmasıyla birlikte 7,31'e kadar çekildi. Geçen haftanın son iki gününde 9,10 seviyesine kadar tırmanan euro/TL de dolar/TL'deki hareketle paralel olarak 8,55'in altına geldi.
Piyasalarda ABD tahvil getirileri başta büyüme olmak üzere yoğun iç ve dış veri gündemi ile Coronavirus kısıtlamalarının bir kısmının kaldırılmasının beklendiği kabine toplantısı izleniyor.
Asya borsaları, geçen hafta ABD Hazine tahvil getirilerinde yaşanan sert yükselişin ardından tahvil piyasalarındaki hareketlerin bir miktar sakinleşmesine paralel olarak yükseldi. ABD canlandırma paketine dair ilerleme de küresel ekonomiye dair iyimserliği desteklerken petrol fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
ABD'nin 10 yıllık Hazine tahvil getirisi US10YT=TWEB geçen haftanın zirvesi olan yüzde 1.61'i görmesinin ardından yüzde 1.40 seviyesinde seyretti. Tahvilin getirisi geçen hafta 11 baz puan yükselerek yılın başından beri 50 baz puan artış kaydetti.
Kasım ayı başında 570 seviyesinde olan ve son dönemde 300 baz puanın altında kalıcı bir seyir izlemeye başlayan beş yıl vadeli CDS Cuma günü bir ay aradan sonra ilk kez 300 baz puanı aştı. CDS yükselişini sürdürerek bugün 318/324 seviyesinde.
Piyasalarda takip edilen ana gündem maddeleri arasında ABD ve AB ile ilişkiler de önemini korumayı sürdürüyor. Bazı yatırımcılar TL'de yaşanan değer kaybını geçici ve ABD'nin de konuyu çözmek zorunda olduğu bir süreç olarak görürken bazı yatırımcılar ise ekonomi politikalarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerle yeniden değer kayıpları bekliyor. Beklentilerin birbirinden bu kadar farklılaşması ise volatiliteyi beraberinde getiriyor.
TCMB'nin yüzde 17 seviyesindeki politika faizinin beklenen enflasyona göre gelişmekte olan para birimleri arasındaki en yüksek reel faizlerden birini sunması işlemcilere göre TL'deki sert değer kayıplarına rağmen yine de "avantaj" sağlıyor.
Ancak aynı zamanda bu yüksek faiz hala siyasi tartışma yaratmaya devam ediyor ve son dönemde siyasetçilerin açıklamalarıyla birleşerek TL'yi baskılayan bir unsur olmaya da devam ediyor. Rezerv tartışmaları ile gündeme gelen Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak'ın yeniden kabinede görev alma olasılığına ilişkin söylentiler geçen hafta piyasanın gündemine oturdu.