Üç destanda da kahraman dönemin siyasi iktidarının varisi ve iktidarın vaat ettiği istikbal ile aşk ikilemiyle karşı karşıyadır. Kahramanların ilk sınavıdır. Belki de hikayeyi tali olmaktan çıkaran, nesilden nesile aktarılan bir destan haline gelmesini sağlayan özelliktir. Kahraman aşk ile iktidar arasında tercih yapmakta zorlanmaz, sahip olunan istikbali, aşk uğruna terk etmekte tereddüt etmez. Kürt destanlarında ortak bir özellik olarak karşımıza çıkan bu ikilemin istisnası Derweş ve Edule ile Kela Dımdım destanlarıdır. Bu iki destanda kahramanın öncelediği olgular ülke ve toprak olmaktadır. Kürt destanları edebi, kültürel içeriği kadar toplumsal tarihi yönünde de önemli veriler sağlamaktadır.
Aynı ikilemle başlayan Cembeli ve Binevş Destanı da Kürt halkının kültürel, edebi, siyasi ve toplumsal yaşamını yansıtan önemli bir kaynaktır. Birçok farklı sözlü versiyonu olan destan dengbejlik sayesinde günümüze ulaşmıştır. Urfa önlerinden Hakkari’nin yüksek yaylalarına uzanan iki aşığın serüvenini konu edinir. Rivayete göre Viranşehirli Farız beyin güzeller güzeli bir kızı vardır. Yedi erkek çocuğundan sonra doğan kızı Binevş’i gözünden sakınarak büyütür. Ailenin kıymetlisi, bir dediği iki edilmeyenidir. Güzelliği dillere destan Binevş’in taliplisi çokmuş. Bunlardan biri de Farız beyin amcasının oğlu Derweş’dir.
Derweş, Firavun kadar zalim, Karun kadar zengindir. Musul’dan Halep’e, Urfa’dan Diyarbekir’e tüm Mezopotamya coğrafyasında sözü emir telaki edilir. Dediğim dedik Derweş beg, Binevş’in kendi helali olduğu ve onu talip olanın kellesini alacağını söyler.
Günlerden bir gün Binevş’i istemek için Farız begin evine haber gönderir. Adet olduğu üzere gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra Binevş’ı istemeye gider. Ancak Binevş’in rızası olmadığından Farız beg ve yedi oğlu evliliğe karşı çıkar. Haberi alan Derweş yeminler eder. Binevş’ı kimseye yar etmeyeceğini, rızasıyla vermezlerse kaçıracağını söyleyip durur. Derweş’in tehditlerinden kaygılanan Farız beg çaresiz kalır. Ya bu zalime karşı savaşacak ya da terki diyar edecektir. Zalim Derweş begle baş edemeyeceğini bilen Farız beg çadırını toplar ve ailesiyle birlikte Hakkâri’ye göç eder. Dönemin siyasi otoritesi olan Hakkari Miri’nin himayesinde güvende olacağını düşünür. Hakkâri’nin yüksek yaylalarında hayvancılık yaparak yaşamını sürdürür.
Binevş’in yolu bir bahar günü Hakkari’nin yüksek yaylalarında Cembeli ile kesişir. Cembeli Hakkari Miri’nin oğlu, tahtının varisidir. Mirin iktidarını sürdürmek üzere yetiştirilmiş ve genç yaşta beyliğin ileri gelenlerinden birinin kızı olan Zelal ile evlidir. Bey babasının kendisi için düşündüğü hayatından bir şikâyeti yoktur. Hayatı zevk u sefa içinde geçmiştir. Sık sık ava çıkar. Günlerden bir gün yine mahiyetiyle ava çıkar. Bu sefer güzergahı Hakkari’nin derin vadileri, yol vermez dağları değil, yüksek ve serin yaylalarıdır. Saatlerce avının peşinde koşan Cembeli yorulur ve su içmek için pınarın yolunu tutar.
Pınara varır varmaz, su almaya gelen Binevş’le karşılaşır. Güzelliği karşısında dona kalır. Dili lal olur. Ne yapacağını bilemez halde Bınevş’in güzelliğini seyre durur. Binevş de bu civanmertten gözlerini ayırmaz olur. Saatlerce tek kelime etmeden birbirini izleyen iki sevdalı orada kara sevdaya tutulur. Cembeli’den haber alamayan mahiyetinin gelmesiyle birlikte Binevş ürkek bir ceylan misali kaçar. Nasıl olduysa mendili Cembeli’nin eline Cembeli’nin kavalı Binevş’in eline geçer. Binevş evine, Cembeli ise mahiyetiyle birlikte saraya döner.
O günden sonra Cembeli bir daha eskisi gibi olmaz. Ne yaparsa yapsın Binevş Narin’i unutamaz. Mendiline baktıkça gördüğü an gibi adeta donar. Dili dolanmaz. Eğlencelere gitmez, ava çıkmaz olur. Zevk u sefadan elini eteğini çeker. Evlidir. Kara sevdaya tutulduğunu anlatması bir dert anlatmaması bir derttir. Günden güne eriyen Cembeli dayanmaz derdini dostu, yareni, yardımcısı Hemo’ya anlatır. Haberin duyulması üzerine eşi Zelal delirir. Yollara, çöllere düşer.
Cembeli’nin durumu kısa sürede Hakkari diyarına yayılır. Kimisi, “Evli adamın başkasına aşık olması olur şey midir? Beyliğin varisinin şanına yakışır mı?” der kimisi, “Aşktır bu. Kara sevdadır. Dağ olsa önünde durulmaz” der. Konuşmaların nihayeti gelmez. Mir, Hemo’yu çağırır, bu kızın bulunmasını emreder. Dört bir yana süvari yollanır. Hemo ise Hakkari’nin yaylalarına, göçer ve gelip geçenleri araştırır. Yolu Farız begin çadırına düşer ve kızı Binevşa Narin’in de o günden sonra aynı ahvali yaşadığını öğrenir. Tez elden Mir’e haberi ulaştırır. Gönlü oğlunun çektiği aşk acısına dayanmayan Mir, Binevşa Narin’i oğluna istemesi için Farız begin evine misafir olur. Binevş’ın rızasını alan Farız beg kızını Cembeli’ye verir. Kabzası işlemeli gümüş hançerini de hediye olarak Cembeli’ye gönderir.
Hakkari Miri’nin oğlu evlenecek de haberi dört bir diyara yayılmayacak, bu görülmüş şey değildir. Binevş’e yeminli Derweş beye kadar ulaşır haber. “Binevş ya benimdir ya kara toprağındır” yemini eden Derweş adamlarını toplayarak Hakkari’ye yola çıkar. Farız begi ve yedi oğlunu öldürerek Binevşa Narin’i kaçırır. Haberi alan Cembeli adeta yıkılır. Hakkari Miri hem himayesine sığınan Farız beg ve oğullarının öldürülmesini hem de gelini Binevş’in kaçırılmasını savaş sebebi sayar. Ancak Cembeli buna mani olur. Birçok canın toprağa düşeceği savaşı istemez. Kendi meselesini kendisi çözmek ister.
Hazırlığını yapar ve Viranşehir’e doğru yola çıkar. Artık bir beyliğin varisi değildir. Sevdaya düşmüş ve sevdasını arayan bir derviştir. Yolda karşılaştığı remildara (falcı, kahin) derdini anlatır. Remildar, Derweş’in gaddarlığını anlattıktan sonra Binevş’i görmesinin imkansızlığını söyler. Binevş, köşke kapatılmış ve dışarı çıkması imkansızdır. Ulaşmanın tek yolu da Derweş beyin rençberi olmaktan geçer. Cembeli, sevdiğine kavuşmak için her şeyden vazgeçmiştir. Onu görmek için her şeyi yapmaya hazırdır. Remıldarın öğüdüne kulak verir ve Derweş’in sürülerine çoban olur. Ancak günler geçer, haftalar geçer, aylar ayları kovalar Cembeli bir türlü Binevş’i görme fırsatını bulmaz. Böylece yıllar geçer. Geceli gündüzlü çalışan Cembeli umutsuz bir şekilde, Binevş’i görmenin umuduyla çobanlığa devam eder. Ailesini yitiren Binevş’in yüzü bir daha gülmemiş. Dünya yüzü görmeyeceğine yemin etmiştir. Adını Cembeliye Biçuk (Küçük Cembeli) koyduğu oğlu dışında kimseyle konuşmazmış.
Günlerden bir gün Cembeli koyunları güderken pınarın başına oturur ve kaval çalar. Ovalara yayılan kavalının sesi insanları mest eder, ölüleri diriltecek kadar güzelmiş. Sesi duyan Binevş ilk defa evden çıkmış ve sesin geldiği yöne gitmiş. Cembeli çaldıkça Binevş dinlemiş. Cembeli yorulunca pınarın başında uyuya kalmış. Bu kadar güzel kaval çalan adamı merak eden Binevş çobanın yanına gelmiş. Ayak sesleriyle uyanan Cembeli yanı başında Binevşa Narin’i görmüş. O sevinçle boynuna sarılan, saçı sakalı uzamış, kir pas içinde, güneşten kararmış, zayıflamış Cembeli’yi tanımayan Binevş, yerden kaldırdığı hançeri göğsüne saplamış. Hançerin kabzasını gören Binevş bunun babasının hediyesi olduğunu ve öldürdüğü adamın sevdalısı Cembeli olduğunu anlar. Bu acıya dayanamayan Binevş hançeri kendi kalbine de saplar. Böylece Viranşehir’den Hakkari yaylalarına uzanan Cembeli ve Binevş’in hikayesi bir trajediyle sonuçlanmış olur.
Cembeliyê Mîrê Hekkarî ve Binevşa Narîn destanın dengbejlerin söyleminden bir kesit:
De lorî lorî lorî lorî lorî lorî lorî Cembeliyê min lorî
Lê Derweş Begê diçû alîkî Farız Bege, Farız Begê radibû pê
Derwêş Begê digot dilê min dibê sed carî dilê min dibê
Ez ê bidim te sed devê cot pez e sed kibêlê serê tevlê sed miyê
dotinê sed ê firotinê
Her çar lawê te bizewicînim ji êlê tu yê bidî min Binevşa Narînê
stêrka berbanga sibê
Rewşa xezala rewşa berîvana min tenê ax lorî lorî lorî lorî lorî
Cembeliyê min lorî lorî
Lori lori lori lori Cembelim lori
Derweş bey Faris beyin huzuruna çıktı Derweş bey kalktı ayağa
Derweş bey der gönülden söylerim yüz defa gönülden söylerim
Sana yüz çift deve, yüz küheylan atını, sağmak için yüz, satmak için yüz koyun vereceğim
Dört oğlunu kendi aşiretimden evlendireceğim,
Sen de Bınevşa Narin’i tan vakti yıldızını bana vereceksin
Ceylanların ceylanı, güzeller güzeli yalnızca benimdir
Ah lori lori lori lori lori lori Cembelim lori
Lê Derwêş Begê diçû alîkê Eynê Êynê radibû pê
Derwêş Begê digo lê lê Êynê dilê min dibê sed carî dilê min dibê
Hatiye mala me mêvanek ji mêvanê ebrê ne mêvanê xêrê
Mêvanê şerê dibê tê sed devê cot pezê sed kibelê serê tevlê sed
mîhê dotinê sed ê firotinê
Her çar lawê te bizewicînim ji êlê tu yê bidî min Binevşa Narînê
stêrka berbanga sibê
Rewşa xezala rewşa berîvana min tenê ax lorî lorî lorî lorî lorî
Cembeliyê min lorî lorî
Derweş bey çıkar Eyne’nın huzuruna, Eyne ayağa kalktı
Eyne der gönülden söylerim yüz defa gönülden söylerim
Evimize aşiretten bir misafir gelmiş, hayır misafiri değil şer misafiridir
Şer misafiri der ki size yüz çift deve, yüz küheylan atını
Sağmak için yüz, satmak için yüz koyun vereceğim
Dört oğlunuzu kendi aşiretimden evlendireceğim,
Siz de Bınevşa Narin’i tan vakti yıldızını bana vereceksiniz
Ceylanların ceylanı, güzeller güzeli yalnızca benim olacaktır
Ah lori lori lori lori lori lori Cembelim lori
Lê Êynê diçû alîkî Binevşê radibû pê dikete peşnê min anî başbazirganî
Salê digo lê lê dayê ez kanî me kaniya Diyarbekirê çil û çar kanî derbûne li dorê
Ez biçûk im hîna natime zewacê ez ê bême zawacê nastînîm zêdebî
Cembelî lawê Hekerya li dunê
Bila serê sibê hetanê êvarê cotê tajiya berdeberêzeyê cotê kewa berde
Ji qefesê li ser sîng û berê min rebena Xwedê bike seyd û nêçîrê
Ax lorî lorî lorî lorî lorî Cembeliyê min lorî lorî
Eyne gider Bınevş’ın yanına, Bınevş kalktı ayağa
Bınevş der ey anneciğim bir bazırgan düşmüş peşime
Ey anneciğim ben bir pınarım Diyarbekir’in pınarı
Kırk dört pınar çağıldar ötemden berimden
Ben küçüğüm daha gelmedim evlilik yaşına
Evlenecek yaşa gelsem de Hakkari Miri Cembeli’nin dışında varmam bu dünyada
Sabahtan akşama katar tazı çiftini koştursun ava
Keklik çiftini salsın kafesten göğsümün, yüreğimin üstüne eğlensin ve avlansın
Lori lori lori lori Cembelim lori lori
Lorî lorî lorî Cembeliyê min lorî
Rojek ji rojên adarê Cembelî digerî ji bo nêçîrê
Ji qesta avê ajot ser kaniyê bala xwe dide keçek wê li ser avê
Fena stêrka berbanga sibê, fena rewşa xeza û bêrîvana bi tenê
Hiş û aqil nema li serî, qudûm nema li çokê
Lorî lorî Cembeliyê min lorî lorî
Lori lori lori Cembelim lori lori
Mart ayından bir gün Cembeli gezinir av için
Susuzluktan sürer atını pınarın başına
Gördü ki su başında bir güzel kız durur
Tan vakti yıldızı gibi, ürkek bir ceylan, güzeller güzeli yalnız
Aklı başından gitti, dizlerinin bağı çözüldü
Lori lori lori lori Cembelim lori lori
Cembelî dizivire li nava êlê dike pirsa Binevşê
Dibênê nebe qîza Fariz Begê ji hêla Qerejdaxê barkirî hatî hêla Hekariyê
Cembelî dişîne xwazgîniyê Binevşê, Fariz Beg qaîl dibe pê
Fariz Beg dişîne xencera piştê lorî lorî lorî Cembeliyê min lorî lorî
Cembeli döner aşiretin içine sorar eder Bınevş’i
Söylerler o Faris beyin kızı, Karacadağ’dan göçmüşler Hakkari diyarına
Cembeli görücü gönderir Bınevş’e, Faris beg ikna olur kadere
Belindeki hançeri gönderir hediye
Lori lori lori lori Cembelim lori
Lo lo xencera Cembeliyê mezin lo ji cewherî tarî lorî lorî
Wela dibê rexek dure ye yek mirarî lorî lorî
Hey lê şefeqî newreqê dabû beş û bala Binevş Xatûnê newreqê dabû lo kodê darî
Hey lê keçê xidamê hey korahiya konî bi çavê te ketê
Min nedizanî tu hinde xayînî ax lo tu neyarî lorî lorî Cembeliyê min lorî
Lo lo Büyük Cembeli’nin hançeri koyu cevherdendir
Derler ki bir yanı elmas öte yanı mercandır lori lori
Sabahın ışığı yansımıştı yüzüne, Bınevş’ın ışığı yansımıştı hançerin kabzasına
Hey hizmetçi kız, gözün kör olsun
Bu kadar hain ah düşman olduğunu bilmezdim
Lori lori lori lori Cembelim lori
Derwêş Begê dibihîze nişana Binevşê, komek nijdevanan hildide tê
Dikuje Fariz Begê tevî kura û dayîka Eynê
Binevşê diavêje terkiya hespê direvîne hêla Hekariyê
Lorî lorî Cembeliyê min lorî lorî
Derweş beg duyar Bınevş’in nişanını, alır yanına bir grup eşkıyayı
Öldürür Faris begi, yedi oğlunu ve anneleri Eyne’yi
Bınevş’i atar atının terkine atı koşturur Hakkari diyarından
Lori lori lori Cembelim lori lori
Ay de lorî lorî lorî Cembeliyê min lorî
Dergûşa Cembeliyê min ji darê mazî
Min hejandî bi zend û bendê xwe yî tazî
Tirsa min ji wê tirsê siba li dû min û Cembeliyê
kurê mîrê Hekariya dibe hawar û gazî
Ay de lorî lorî Cembeliyê min lorî
Lori lori Cembelim lori
Cembelimin beşiği sedir ağacındadır
Sallarım nazik ve ince ellerimle
Korkarım yarın öbür gün ardımdan
Hakkari Miri’nin oğlu Cembeli gam ve kedere düşer
Lo lo Cembeliyê Kurê Mîrê lo Hekaryanî lorî lorî
Tu xwedanê miyan lo mahînanî lorî lorî
Kuro Cembeliyo tu xwedanê aşan lo dirêşanî
Eva heft salê temam e tu hatî zozanên jorî ser xatira Binevşa Narîn
Heylo bûye gavan lo dikî tu şivanî
Lo lo Binevşê gotî xidamê te kir te nekir lo xidamê te kir lorî lorî
Hey lo xidamê te xwelî li ser min û xwe kir
Eva serê heft salan e Cembeliyê Mîrê Hikarî hatiye zozanên jorî lorî lorî
Ey Hakkari Miri’nin oğlu Cembeli lori lori
Koyun sürüleri lori kısrak sürülerinin sahibi lori lori
Ey Cembeli sen değirmenler sahibi
Yedi yıldır Bınevş uğruna gelmişsin yukarı yaylalara
Çoban olmuşsun, hayvan güdersin
Bınevş derki hizmetçi kız sen yaptın sen ettin
Kendini de beni de yaktın
Yedi yıldır Cembeliye Mire Hekkari gelmiş yukarı yaylalara neden haber etmedin
Lori lori lori Cembelim lori
Lorî lorî Cembelîyê mino lorî
Tu bi xêr û xweşî hatî welatê Hekarya zozanên jorî
Ez dê serê Ehmedê pismam, Cembelîyê biçûk
Ligel êl û eşîra giran ji te re bikim gorî.
Lori lori Cembelim lori
Hoş geldin sefa getirdin Hakkari diyarına yukarı yaylalara
Amca oğlu Ahmed’i, Küçük Cembeli’yi
Büyük aşiret ile birlikte sana kurban ederim
Lori lori Cembelim lori lorihttps://youtu.be/p3tSAtCdfJk