Urfa Barosu, iç hukuk yolları tükendiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurulduğunu duyurdu.
Yapılan açıklamada “Mezarı parçalanarak naaşı kaçırılan Said-i Nursî/Kurdî’nin mezar yerinin açıklanması için açılan davada, iç hukuk yollarının tükenmesi sebebiyle baromuz tarafından dava AİHM’e taşınmıştır” .
İzol: Arşivde vardır, devlet istese hemen çıkarır
Rûdaw’a konuşan Urfa Barosu Eski Başkanı Velat İzol, devletin istemesi halinde Kurdi'nin mezar yerini rahatlıkla bulabileceğini belirterek şunları aktardı:
“Said-i Nursi hem Kürt toplumuna hem İslam toplumuna mal olmuş bir şahıs. Bundan 60 yıl önceki şartlarda cenazesi kaybedilmesi ve ayrıca Seyid Rıza ve Şeyh Said gibi şahsiyetlerin mezarlarının bulunmaması bunun bir devlet politikası olduğunu gösteriyor.
Mezar yerlerinin bulunması Kürtlük bilinci açısından önemli. Ayrıca bu husus, İslami değerler açısından da önemli.
Devlet kayıtlarında muhtemelen vardır. Burası bir hukuk devleti, buradan alınan cenazenin nereye defnedildiği devletin arşivlerinde vardır. İsteseler hemen çıkarırlar.
İktidara talip olan partiler helalleşme diyor, yüzleşme diyorlar. Helalleşmeyse buyrun buradan başlayın. Helalleleşelim. Geçmişin karanlığı ile yüzleşmeye buradan başlayabiliriz.”
Küçükkaya: Said-i Kurdi’nin kemikleri bulunup mezarına konulsun
Avukat Nurullah Küçükkaya da konuya ilişkin şunları söyledi:
“Mezarların kaybedilmesi bir politika ve bu politika İttihat Terakki zihniyeti sonrası başladı. Sadece Said-i Kürdi’nin değil, Şeyh Said ve Seyit Rıza’nın da mezarları kayıp.
Hükümet yetkilileri söz verip yemin etmişti ve kemikler neredeyse bulup mezara konacak demişti.
Şimdi CHP de uzun süredir helalleşmeden bahsediyor. Hem hükümete hem de CHP’ye çağrıda bulunuyoruz. Biriniz söz vermişti biriniz de helalleşmeden bahsediyor. Buyrun, 62 yıllık zulüm devam ediyor. Kurdi’nin kemikleri bulunup mezarına konulsun ki zulüm son bulsun.”
Said-i Kurdi’nin naaşı 1960’ta Urfa’daki mezarından çıkarıldı
Hayatının yarısını sürgünde ve zindanlarda geçiren Said Nursi, 23 Mart 1960 tarihinde 82 yaşında Urfa’da İpek Palas Oteli’nde hayata gözlerini yumdu.
Naaşı Halilürrahman Dergâhı'nda kendisine ayrılan yere defnedildi. Ancak iki ay sonra 27 Mayıs 1960'da bir askeri darbe oldu. Milli Birlik Komitesi hükümeti, Bediüzzaman'ın kabrinin nakledilmesine karar verdi.
27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren dönemin askeri yönetimine bağlı Alpaslan Türkeş’in de aralarında bulunduğu grup 12 Temmuz 1960’ta Said-i Kurdi’nin Urfa’daki mezarını açarak naaşını bilinmeyen bir yere götürdü.
O tarihten beri Kurdi’nin naaşının nerede olduğu bilinmiyor.