Hakkari Haber

Dede: Yüksekova'daki kayyım politikalarını genel kurulda değerlendirdi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Sait Dede, TBMM Genel Kurulda yaptığı konuşmada, "Kayyum Belediyenin mahkeme kararı olmaksızın Yüksekova Esenyurt Mahallesinde yurttaşların evlerini yıkma kudretini kendilerinde bulabiliyorlar" dedi.

Abone Ol

HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada birçok kez Hakkâri ve ilçelerinde yaşanan yolsuzlukları, hukuksuzlukları dile getirdiğini belirterek, "Bu yaşanılanlara ilişkin birçok araştırma önergesi ve soru önergesi de verdik. Özellikle, halkın iradesi gasbedilerek kayyum atanan belediyelerde yaşanılan yolsuzluklara ilişkin İçişleri Bakanlığına verdiğimiz soru önergelerinin tek birine yanıt verilmedi.

Keşke Bakan Bey, sosyal medyada çektirdiği fotoğraflara zaman ayırdığı kadar da Meclisten gelen sorulara zaman ayırmış olsaydı. Krala yaslanan ama kraldan daha çok kralcı olan bu kayyumlar ne kanun ne mahkeme tanıyorlar. Mahkeme kararı olmaksızın Yüksekova Esenyurt Mahallesi'nde yurttaşların evlerini yıkma kudretini kendilerinde bulabiliyorlar. Mademki bu kadar kudretlisiniz, kaçak olduğu mahkeme kararıyla sabit olan sarayı önce yıkın. Yoksul yurttaşların hayatlarını, geleceklerini karartmaktan vazgeçin. Tabii, hukuk yok, hesap verme yok" dedi.

Yüksekova'da piyasa değeri 180-190 TL olan su sayaçlarını abonelere 580 TL'den fatura edildiğini, 200 TL de bağlama bedeli olarak tahsil edildiğini belirten Dede konuşmasına şöyle devam etti:

  • "Peki, kime hangi şartlarda ihale edildi? Bu da bilinmiyor. Çünkü denetim yok, çünkü Bakan Bey bu soruların cevabını vermiyor. Bir kez de buradan soralım Bakan Bey'e: Milyonlarca TL'ye ihale edilip yapılan ve yapıldıktan altı ay sonra köstebek yuvasına dönen Yüksekova'daki yolların hesabını kimden soracağız? Bakın, yine Hakkâri Belediyesi tarafından İller Bankası Genel Müdürlüğünce 2013 yılında yapılan Hakkâri merkez içme suyu yapımı yaklaşık olarak 33 milyon TL bedelle ihale ediliyor ve bu hizmetin yüzde 70'i bizim belediyemiz döneminde bitiriliyor. 2017 yılında bitmesi gereken proje, 2016 yılında atanan kayyumla sekteye uğruyor. 31 Mart seçimleriyle beraber kayyum gasbı son bulduğunda yapılan incelemede, 2017'de teslimi yapılması gereken bu işin hâlen bitmediği fakat işin geçici kabulünün yapıldığı, bu üç yılda firmaya usulsüz süre uzatımlarının verildiği, böylece belediye aleyhine, yüklenici firma aleyhine menfaat sağladığı ve kamunun zarara uğratıldığı tespit ediliyor. Belediyeye yaklaşık, müşavirlik, kredi faizi ve belediye başkanlığınca yapılan harcamalar dâhil 33 milyon olan 2020 yılı itibarıyla 66 milyon oldu. İçme suyu şebeke ihalesinde yapılan usulsüzlükler net bir şekilde ortada olmasına rağmen, tüm bunlar görmezden gelinerek halkın bütçesi yandaş firmalara peşkeş çekiliyor. Bu usulsüzlükler karşısında seçimle göreve gelen arkadaşlarımız mahkemeye başvuruyor ve hukuki süreç başlıyor. Buna ilişkin başlatılan hukuki sürece tekrar atanan kayyum tarafından son veriliyor ve davadan feragat ediliyor. Muhtemelen Bakan Bey'in "Oh, oh!" dediği şeyler bunlardı: Hukuksuzluklar, usulsüzlükler ve yolsuzluklar."