DEM Parti, İmralı Heyeti'nin PKK lideri Abdullah Öcalan ile ikinci kez görüşmek için başvuruda bulunduğunu duyurdu. Başvuru yazılı olarak yapıldı.
Başvuruda hangi isimlerin yer aldığı ise bilinmiyor.
İLK GÖRÜŞME
DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, 27 Aralık'ta İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde Abdullah Öcalan ile görüştü. Abdullah Öcalan, açıklamasında, "Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" demişti. Öcalan, "Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım" ifadelerini kullanmıştı.
Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, görüşme sonrası Meclis'te siyasi partilerle ve cezaevinde bulunan eski HDP Eşgenel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile bir araya geldi.
HEYETTEN AÇIKLAMA
DEM Parti İmralı Heyeti, görüşmelerin ardından 17 Ocak’ta yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Ziyaret gündemlerimizin ana eksenini, Sn. Öcalan ile yaptığımız görüşmenin sonuçlarının aktarımı ve ortaya çıkan yeni durumun karşılıklı olarak değerlendirilmesi oluşturmuştur. Bunlar da özetle, Kürt sorununa ve bundan kaynaklı çatışmalı sürece kalıcı çözüm bulmak için pozitif katkı sunma istek ve iradesine, Türk-Kürt kardeşliğinin güçlendirilmesinin tarihsel sorumluluğuna, Ortadoğu’da yaşanan köklü ve geri döndürülemez gelişmelerin yüklediği sorumluluğa, TBMM ve demokratik siyasetin sorunun en önemli çözüm zeminini oluşturduğuna odaklanmıştır.
Hemen tüm görüşmeler samimi ve umut verici düzeyde olumlu geçmiştir. Sayın liderler ve heyetleri, ilkesel olarak barış sürecine desteklerini bildirmişlerdir. Bununla birlikte çeşitli hususlarda kaygı ve önerileri de olmuştur. Bunlar da temelde sürecin şeffaflığı ve TBMM bünyesinde yürümesi/yürütülmesi hususlarında toplanmaktadır. Bu görüşmeler süresince heyetimizin, kaygıları ve soru işaretlerini gidermeye dönük açıklamaları ve sunumları olmuştur.
Görüşmelerden edindiğimiz izlenim, tüm siyasi partilerde Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalı ve gerilimli süreci geride bırakma hususunda ortak bir arzu ve irade bulunduğu yönündedir. Bunu aşarak ülkemizdeki tüm etnik, dini ve mezhebi unsurların birlik ve kardeşliğini geliştirmenin herkesin yararına ve hayrına olduğu ise ortak fikirdir. Buna paralel bir husus da barış sürecinin genel demokratikleşmeye ve demokratik siyaset alanının genişlemesine vesile olması gerektiğidir..."