Dipnot Yayınları, 8,5 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yeni kitabını duyurdu.

Geçmişte Leylan, Efsun ve Arafta Düet adlarıyla üç romanı; Seher, Devran ve Dad adlarıyla üç öykü kitabı ve Onurlu Yaşam Davası ismiyle ise savunmaları yayımlanan Demirtaş'tan yeni bir kitap daha geliyor.

4 Kasım 2016'dan beri Edirne F Tipi Cezaevinde tutulan Demirtaş'ın yeni kitabı Jamal, 25 Nisan'da okurlarıyla buluşacak.

Dipnot Yayınları, Selahattin Demirtaş'ın doğum günü olan 10 Nisan'da (bugün) yaptığı açıklamada yeni kitabın duyurusunu yaptı.

Yayınevinden yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

"Bugün 10 Nisan. Selahattin Demirtaş'ın doğum günü. Yazarımız 8,5 yıldır hapiste. Hapiste tutulduğu 8,5 yıl boyunca 8 kitap yazdı. Yazarımızın doğum gününde, yeni romanı Jamal'ı okura duyurmanın gönencini yaşıyoruz"

Kitabın ön kapağında görsel olarak Selahattin Demirtaş'ın Edirne Cezaevinde Jamal için yaptığı tablo yer alıyor.

Selahattin Demirtas Jamal

Ara Tatil Kaldırılıyor mu? Yarıyıl Tatili 1 Aya mı Çıkacak? Ara Tatil Kaldırılıyor mu? Yarıyıl Tatili 1 Aya mı Çıkacak?

Kitabın arka kapak yazısında ise şu ifadeler yer alıyor:

"Onunla bir çöp bidonunun başında tanıştım; çekingen, utangaçtı. Aç olduğu her halinden belliydi, yine de çöpü karıştırıp karıştırmamakta kararsızdı. … Kapkara gözlerinin feri sönmüş, omuzları çökmüş, dudakları çatlamıştı. Çöpten bulup çıkardığım ilk yiyeceği ona uzattım; tereddüt etti, gözleri doldu, boğazı düğümlendi. … Verdiğim mısır ekmeğinden ısırırken onu adeta incitmemeye çalışıyordu, belli ki ‘nan'ın kıymetini biliyordu, ‘nankör' değildi yani. Birkaç parça daha yiyecek tutuşturdum eline; ilk defa gülümsedi, bembeyaz dişleri yüzünü aydınlattı. Birbirimizin dilini konuşamıyorduk, ancak iyiliğin evrensel diliyle anlaşmak zor değildi."

Düşenlerin, sürülenlerin, yersiz yurtsuz bırakılanların, içlerinde bir anda "tık" diye bir şeyler kopanların, acımasızca işleyen bir çarkın dişlilerinde öğütülenlerin son sığınağıdır sokak. Orada insan olmanın/insan kalmanın, dayanışmanın, bir dilim ekmeği paylaşmanın mutluluğu da yaşanır; yüzüstü bırakılmanın, tepetaklak yere çakılmanın acısı da. İnsanların en güzel hallerine de tanık olunur, en kötücül hallerine de. Ama sokağın "sesine" kulak vermek değildir aslolan, o "sesin" bizzat kendisi olmaktır. Sokak özgürlüktür çünkü, özgürlük sokaktadır.

Kaynak: Halktv