Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, farklı meslek ve kurumlardan kişilerin aralarında bulunduğu 805 kişinin 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle yaptıkları ortak açıklamayı hedef aldı ve HDP’nin kapatılmasını istedi.
Bahçeli’nin açıklamalarını “nefret söylemi” olarak nitelendiren Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Bahçeli’nin açıklamalarına tepki göstererek, “Hiç kimse vatandaşlarımızı görüşleri nedeniyle aşağılayamaz, onlara karşı nefret dili kullanamaz” dedi.
‘İMZACI VATANDAŞLARIMIZA KİMSE HAKARET VE TEHDİT EDEMEZ’
MHP lideri Bahçeli’nin ‘805 Yurttaş’a yönelik hakaret ve tehditlerini kaygıyla takip ettiğini belirten Yeneroğlu açıklamasında, “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle ‘805 Yurttaş’ imzalı bildiride; ayrımcılığın son bulması, HSK’nın yeniden yapılandırılması, ayrımcı olmayan bir af kanununun gündeme alınması, muhalif aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler için özgürlük, KHK ile ihraç edilenlere yönelik düzenleme, kayyım uygulamalarına son verilmesi, İstanbul Sözleşmesi’nin gereği gibi uygulanması, çevre ve kültürel mirasın korunması gibi haklı taleplerde bulunulmuştur” ifadelerini kullandı.
Bildirinin temel hak ve özgürlüklere yönelik olduğunu belirten Yeneroğlu, “Ancak, şiddet çağrısında bulunmayan, herhangi bir suçu veya suçluyu övmeyen ve toplumun her kesiminden 805 yurttaşın üzerinde uzlaşabildiği bir insan hakları çağrısı niteliğindeki bu metin nedeniyle imzacı vatandaşlarımıza kimse hakaret ve tehdit edemez. Hiç kimse vatandaşlarımızı görüşleri nedeniyle aşağılayamaz, onlara karşı nefret dili kullanamaz. Kaldı ki, anayasal haklarını kullanan yurttaşlarımıza yönelik, ağır hakaretlerin içerikleri nedeniyle suç oluşturduğu açıktır” diye konuştu.
‘HDP MENSUPLARINA YÖNELİK NEFRET SÖYLEMLERİNİ KINIYORUM’
Bahçeli’nin HDP’ye yönelik ifadelerini de nefret söylemi olarak nitelendiren Yeneroğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Ana muhalefet partisi liderine, insan hakları çağrısında bulunan 805 yurttaşa ve yine HDP mensuplarına yönelik bu nefret söylemlerini kınıyorum. Demokrasiyi ve hukuku yok sayan bu sorumsuz siyasi üslup toplumsal huzurumuzu hedef almakta, demokratik tepki kültürünü şeytanlaştırmaktadır. Ayrımcı nefret dilinin siyasi kültürümüze daha fazla egemen olmasına hep birlikte engel olmamız gerekmektedir. Zorbalıkla insanları hizaya getirme ve susturma çabasına karşı demokrasi kültürünü ve hukuk devleti bilincini hep birlikte savunmalıyız.”