Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz'un, Afgan sığınmacılar için Türkiye'nin doğru yer olduğunu belirten açıklamasına ilişkin, "Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir" açıklamasını yaptı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz'un bir gazeteye verdiği mülakatta, Afgan sığınmacılar hakkında Türkiye'yi daha doğru yer olarak işaret eden ifadelere ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Kurz'un ifadelerinin Türkiye tarafından hayretle karşılandığını bildiren Bilgiç, şu ifadeleri kullandı:
"Her şeyden önce, Türkiye, Şansölye Kurz'un ifade ettiği gibi Afganistan'a komşu bir ülke değildir. Bütün dünyayı etkileyen ve herkesin ortak meselesi olan düzensiz göç sorununu çözmek için ortak çabayı ve iş birliğini vurgulamak yerine, 'göçmenler buraya gelmesin, başka yere gitsin' şeklindeki tutum hem bencilce, hem de kimseye faydası olmayan bir yaklaşımdır. Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir. Bu tutumumuzu her vesileyle ve her düzeyde muhataplarımıza iletiyor, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağını vurguluyoruz"
TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ ÜLKELERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ DEVRALMAYACAK
Avusturya'nın uluslararası yükümlülükleri ile AB kuralları çerçevesinde Afgan sığınmacılara uluslararası koruma sağlamak zorunda olduğunu açıklayan Bilgiç, şunları kaydetti:
"Diğer AB ülkeleri gibi Avusturya da Mültecilerin Statüsü Hakkında 1951 BM Sözleşmesi'ne taraftır. Avusturya, uluslararası yükümlülüklerine ve AB kurallarına uygun olarak Afgan sığınmacılara da uluslararası koruma sağlamak zorundadır. Türkiye, üçüncü ülkelerin uluslararası yükümlülüklerini hiçbir durumda devralmayacaktır. Kitlesel göç krizinden endişe duyan Avrupa ülkelerinin, çözümü Türkiye'de aramak yerine, Afganistan ve komşu ülkelerle doğrudan görüşülmesi, düzensiz göç ve insan kaçakçılığıyla mücadele ve düzenli göçmenlerin bulundukları topluma entegrasyonu konularına kafa yormaları daha yararlı olacaktır."