Yaba, "Belediye atölye veya kurs açarsa seve seve öğretirim" diyerek, genç nesillere bu kültürü aktarma isteğini dile getiriyor.
Miks, yüksek dağları, derin vadileri ve zorlu kış koşullarıyla bilinen bir ilçe. Yılın büyük bir bölümünde kar yağışı nedeniyle yolların kapalı kalması, bölge sakinlerinin bu yeri "Dokuzuncu Gezegen" olarak adlandırmasına yol açmış. Uzun kış mevsimi, satrancı birçok kişi için vazgeçilmez bir eğlence haline getirmiş.
Kisor kırsal mahallesinde yaşayan Yaba, uzun yıllardır kevot (şimşir) ağacından satranç taşları yapıyor. Bu taşların her birinin, geçmişin izlerini taşıyan birer kültürel miras olduğunu vurgulayan Yaba, "Ne telefon ne de televizyon vardı. Bir düğün olsa, giysileri sırayla giyerdik. 54 yıl önce askerden geldim ve amcam bu taşları yapıyordu. Öğrenmek istedim, bana yapamayacağımı söyledi ama ben onun sandalyesine oturup çalışmaya başladım," diyor.
Yaba, geçmişte evlerde daha fazla satranç oynandığını belirtirken, teknolojinin gelişmesiyle bu geleneğin unutulmaya başladığını ifade ediyor. "Gençlerin de bu geleneği sürdürmesini istiyorum. Eserlerimize sahip çıkmalıyız; kaybediyoruz," diyerek endişesini dile getiriyor.
Ali Yaba, "Çocuklarımın da bu kültüre sahip çıkmasını istiyorum. Çanakkale’den Hakkâri’ye her yerden talep var. Satranç takımını elle yapan tek kişi benim. Belediye atölye veya kurs açarsa seve seve öğretirim," diyerek, gençlere yönelik bir çağrıda bulunuyor.
Yaba'nın el yapımı satranç taşları, sadece birer oyun aracı değil; aynı zamanda geçmişin ve kültürel değerlerin taşınmasına yardımcı olan semboller olarak öne çıkıyor. Miks'in bu değerli geleneği, Ali Yaba'nın emekleriyle yaşatılmaya devam ediyor.
MA / Ruken Polat - Özlem Yacan