Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Sedat Peker'in Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından, AKP’li vekile ve Sermaye Piyasası Kurulu’na kadar uzanan yolsuzluk iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yolsuzlukların Türkiye halkının milli güvenliğini tehdit eder hale geldiğini vurgulayan DB Başkanı Uysal, “Kravatlı soygun var ve devr-i sabık şart oldu. Devr-i sabıkı (*) ilk gündeme getiren biziz ilk suç duyurusunu da milletvekilimiz Cemal Enginyurt yaptı. Biz intikam peşinde değiliz, hukuk içinde hesap sorma peşindeyiz” dedi.

SUÇ İŞLEMEK İÇİN ORGANİZE OLMUŞ BİR ÖRGÜT…’
“Biz bu kravatlı soygun hareketiyle ilgili devr-i sabık yaratacağız. Bu konuda son 20 yılda sorumluluğu olanlar millet, tarih ve hukuk önünde hesap vermeli” diyen Uysal, şöyle devam etti: “Ortada cürüm işlemek için organize olmuş bir suç örgütü varsa tabi hukuk içinde hesap sorulmalı. Bu rezilliklerin hesabı sorulmasın mı? Tarihe cumhuriyetin fetret dönemi olarak geçecek 20 yıllık bir iktidar var. Cumhuriyetin bütün birikimi başta olmak üzere maddi kaynakları, yeraltı yer üstü kaynakları, doğası, hukuku, demokrasisi yerle bir edildi.”

YOKSULLAŞTIRILMIŞ, KAYNAKLARI HEBA OLMUŞ İNSANLAR ADINA HESAP SORULMALI’
Sözcü'ye konuşan DP lideri Uysal “Bir cadı avı değil, kaynakları heba olmuş, yoksullaştırılmış, hukuksuzluğa uğramış insanlar adına hesap sormak lazım. Ortada bir suç varsa bunun bir cezası da olmalı” diye belirterek şunu ekledi: “Böyle bir dönemin vebaline, ortak olmamış, yanlış yapmamış, suç işlememiş insanlar kaygı duymasın. Bunun teminatı hukuktur. Önceliğimiz herkesin hukukundan emin olduğu bir ülkeyi, herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir Türkiye inşa edebilmek. Türk milletinin milli güvenlik şemsiyesi, demokrasi, hukuk ve laikliktir.”

ÜLKEDEKİ YOLSUZLUKLAR MİLLETİN MİLLİ GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDER HALE GELDİ’
Gültekin Uysal, ülkede yaşanan yolsuzluklarla birlikte, halkın milli güvenliğinin tehlikede olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Yolsuzluklar Türk milletinin milli güvenliğini tehdit eder hale geldi. İktidarı eleştiren akademisyenler, yazarlar, siyasetçiler, sanatçılar, toplum önünde hedef yapılıyor. İnsanları caydırıcı politika uygulanıyor. Türkiye'nin temel problemi kötü yönetimdir.”

‘BU ÜLKENİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYACI VAR, 2023'TE İKTİDAR DEĞİŞMEZSE FELAKET OLUR’

“Yarına dair kimsenin güveni yok. Bu ülkenin bir iklim değişikliğine ihtiyacı var. Bu da iktidar değişikliği ile birlikte kuvvetler ayrılığını hakim kılmakla olur. 2023'te iktidar değişimi olmazsa bu da büyük felaket olur. Pek çok problem yaşadık, bütün bunlara rağmen toplumumuzun sağduyusu var ve o sağduyu gerçekleşecek.”

WhatsApp, Instagram ve Facebook’ta Erişim Sorunu: Çöktü Mü? WhatsApp, Instagram ve Facebook’ta Erişim Sorunu: Çöktü Mü?

DEVR-İ SABIK NEDİR?

Devr-i sabık; Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadeye denir. Bu kavram ikinci meşrutiyet sonrası yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

NE OLMUŞTU?

Sedat Peker, eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Tașkesenlioğlu, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ve TOBB üyesi Salih Orakcı'nın rüşvet aldığını iddia etmiş, SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun, kendisine bir sorun nedeniyle başvuran Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’i AKP’li AK Partili Zehra Taşkesenlioğlu’na yönlendirdiğini söylemişti. Zehra Taşkesenlioğlu’nun da Mine Tozlu’yu Way Out adlı bir finansal danışmanlık şirketine yönlendirdiğini söyleyen Peker, burada Mine Tozlu'dan 12 milyon lira danışmanlık adı altında “rüşvet” istendiğini öne sürerek belge paylaşmıştı. Mine Tozlu Sineren’in ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun, Mine Tozlu Sineren’e ulaşarak söz konusu danışmanlık şirketinde bir araya geldiklerini öne sürdü. Mine Tüzlu Sineren, iddiaların gündeme gelmesinin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda rüşvet iddialarını doğruladı. Sineren, açıklamasında "Ortada bir rüşvet pazarlığı falan yok! İstediler… İstediklerini alamadılar. Bir kadını tabiri caizse kopartma çalıştılar kopartamadılar" ifadelerini kullanmıştı.