DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ

Abone Ol

Her şeye sahip olduğu halde mutsuz olan çocuklar için ne yapmalı? Çocuğun asıl ihtiyacı nedir? Çocuklar için her şeyin en iyisini isterken nasıl bir hayat serüveni düşlüyoruz. Asıl olan çocuğun her isteği ve arzusunu yerine getirmek mi? Yoksa hedeflenen ihtiyacı belirlemek mi? Bütün bu soruların formülü hiç kuşkusuz sevgi ve disiplini birlikte ve dengeli bir şekilde uygulayabilmektir.

Anne-baba merkezli bir aile olabileceği gibi çocuk merkezli bir ailede inşa etmek mümkündür. İnkişaflı bir aile için neler yapılabilir? Amacımız her daim çocuğu mutlu etmek yerine onu hayata hazırlamaktır. Çocuğun iyiliği için bazı istek ve arzularını ertelemeyi öğretmeliyiz. Böylece çocuğun mutluluğu için doğru bir tercih yapmış oluruz. Bu minvalde çocuğun varlığına saygı göstermeli, onu bir yetişkin gibi dinlemeli, ancak yetişkinlerden beklediğimiz davranışları çocuktan beklememeliyiz.

Ayrıca şunu da iyi idrak etmeliyiz çocuğun gelişim sürecinde her yaşın kendine özgü bir özelliği olabileceği bilincinde olmalı, ihtiyaç ve sınırları ona göre belirlemeliyiz. Otoriter bir aile yerine sevgi ve disiplin dengesi perspektifinden hareket etmeliyiz. Çocuk konuşurken onu dinlemeli, göz teması kurmalı, sözünü kesmemeli ve görüşlerine saygı duymayı bilmeliyiz. Buna paralel olarak evin kurallı bir ortam olması gerekir. Çocuğun bir davranışından dolayı kişiliği değil davranışı övülmeli ya da eleştirilmelidir.

Çocuğun olumlu ve olumsuz yönleri ile yüzleşebilmesi özgüvene sahip olduğunun tezahürüdür. Özgüven demek çocuğun kendini yeterli görmesi değildir. Yeterli ve yetersiz yönlerinin farkında olma algısıdır. Çocuklarda özgüvenin yetersiz olmasının temel sebebi aşırı korumacı davranan ailelerdir. Aşırı sevgi, çocuğun yerine düşünme, onun yerine iş yapma vb. iyi niyetle yapılan ancak yanlış olan bir idoldan kaynaklanmaktadır.

Bu tür davranışlar sonucu çocuk kendi sorununa çözüm üretemez hale gelir. İzole edilen yetiştirme tarzında çocukta özgüven kaybı olur. Çocuk kendini yetersiz ve güvensiz hisseder. Zira özgüveni olmayan bir çocuk yetersiz bir çocuktur. Risk almaktan korkar ben yapamam düşüncesinin tahakkümünde kalır. Çocuğu hayata hazırlamak onun yerine iş yapmak değildir. Çocukta olsa ona bazı küçük sorumluluklar vermek gerekir. Gaye hayattan korkan değil, hayatta atılgan ve dinamizm sahibi bir birey yetiştirmek olmalıdır.
Şunu da unutmamak gerekir.

Mükemmeliyetçilik tutumu da kaygı verici bir davranıştır. Çocuğu sürekli eleştirmek ve yetersiz görmek de hatalı bir davranış biçimidir. Çocuk yaşta sorumluluk verilen biri büyüdüğünde kendi dinamiklerini yaşayarak öğrenir. Çocuğu akranları ile kıyaslamak da telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurur.
Sonuç olarak özgüven fazlalığı da zararlıdır. Hayatta dengeyi koruyabilmek için özgüven kişinin kendini olduğundan fazla yada eksik görmemesidir.

Anne babalar çocuk hakkında müstakar karar alırlarken azami derecede dikkatli ve tutarlı olmaları elzemdir. Birisinin aldığı kararı diğerinin aldığı karar ile tekzip edilmemesi lazım. Çünkü çocuk söylenenleri değil, yapılanları model alır. Hayat serüveninde çocuğa beceri kazanması tahayyül etmeye gayret ve özen gösterilmelidir. Çocuğa adaleti, şefkati, muhabbeti, paylaşmayı ve yardım gibi güzel davranışları kazanabilmesi için anne ve babanın rol model olması önemlidir. Çocuğa bu hasletleri telkin ederek inisiyatif kullanmayı, değişimi sorgulamayı, zora talip olmayı, yeteneklerini geliştirmeyi amaç haline getirilmelidir.