Bilgilendirmenin yapıldığı stantta konuşan Eğitim-İş Hakkâri Temsilcisi Erdinç Özer, 25 Kasım’da eğitimcilerin Ankara’da buluşacağını söyledi.

Özer, açıklamanın devamında şunları ifade etti.

''İktidarın öncelikleri ile ülkenin ve yurttaşların ihtiyaçları arasındaki makas her geçen gün açılmakta, göz göre göre ekonomik buhrana sürüklenen ülkemiz, çalışan kesim için bir hayatta kalma yarışmasına dönüştürülmektedir. Memur ve memur emeklisinin 2024 ve 2025'te alacağı ücretlerin belirlendiği 7. Dönem Toplu Sözleşmesi, ülkemizde her şey durmadan pahalanırken insan emeğinin günden güne ne kadar ucuzlaştırıldığının, kamu emekçisinin yöneticiler gözünde ne denli kıymetsiz olduğunun göstergesi olmuştur. TÜİK'in paralel evrendeki Türkiye'ye bakarak belirlediği enflasyon oranları, tokların doluşup açların kaderine karar verdiği görüşme masası, kapalı kapılar ardında toplantılar, sarı sendikaların mikrofonlar önünde dostlar muhalefette görsün tadında göstermelik itirazları, yapısı nedeniyle zaten adil olması beklenemeyecek olan Kamu Hakem Heyeti'nin devreye girmesi derken; müzakere değil müsamere yapılmıştır ve perde, kamu emekçisine sefalet kararıyla kapanmıştır. Onca büyük laf, onca vaat, onca beklentinin ardından bu sürecin sonunda yine hükümetin utanç verici zam teklifinin kabul edilmesi, ortada alın terimiz için bir görüşme değil bir dayatma olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası'nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve yine kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekeceği iyimser enflasyon rakamlarının dahi altında kalmıştır. Tüm kamu emekçileri gibi; eğitim emekçileri geçinemiyor, haklarına kavuşamıyor, ailesinin ihtiyaçlarını gideremiyor, her ay borç batağına biraz daha batıyor, yanlış politikalar nedeniyle toplumda hak ettiği saygıyı göremiyor.

“SESİMİZİ DUYURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Bu duruma çözüm üretmekle yükümlü olan Milli Eğitim Bakanlığı ise tüm bunları beyaz önlük gibi dayatmalarla, yeni model mülakatlarla ve süslü açıklamalarla hakikati örtmeye çalışıyor. Yine bir plansızlığa imza atan MEB, daha önce uzaktan yapılan seminer çalışmalarının ara tatilde yüz yüze yapılacağını açıklayarak öğretmenlerin dinlenme hakkını da gasp ediyor, tatil için program yapmış öğretmenleri mağdur ediyor. Angarya anayasasının 18. maddesince yasaklanmış, çalışanların dinlenme hakkı Anayasa'nın 50. maddesi uyarınca güvence altına alınmışken böyle bir uygulama kabul edilemez. Eğitim-İş olarak bizleri sefalete sürükleyen TİS açıklanır açıklanmaz tepki göstermiş, okullarda ve iş yerlerimizden seslenerek bu rezaleti kabul etmeyeceğimizi söylemiştik. 15 Eylül'de yaptığımız bordro eylemlerinde, ülkenin geleceğinin mimarı olan eğitim emekçilerine verilen ücretlerin ne kadar trajikomik olduğunu belgeleriyle göstermiştik. Bugün itibariyle tüm illerde stantlar ve sembolik çadırlar kurarak, broşürler dağıtarak sesimizi duyurmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz.’’ Diye konuştu.

Hakkari'de İş İnsanından Örnek Girişim: Kendi Elektriğini Üretiyor Hakkari'de İş İnsanından Örnek Girişim: Kendi Elektriğini Üretiyor