- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim için 14 Mayıs Pazar 2023 tarihini işaret etti.
Daha önce 18 Haziran seçimleri için "Mevsim şartlarına göre biraz öne alabiliriz" diyen Erdoğan, AKP'nin Meclis grubunda tarih telaffuz etti. Erdoğan, 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimlerde Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti'nin iktidara geldiği tarihi işaret ederek, "Millet 73 yıl sonra aynı gün Altılı Masa'ya yeter diyecek" ifadesini kullandı.
DP YÜZDE 55.2, CHP 38.6 OY ALMIŞTI
14 Mayıs 1950'de yapılan seçimleri Demokrat Parti yüzde yüzde 55,2 ile seçimi kazanmıştı. Bu seçimlerde CHP, yüzde 39,6 oy almıştı.
RELATED VİDEO
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
'HER SEÇİMDE SANDIKTAN ZAFERLE ÇIKMAYI BAŞARDIK'
Rahmetli Menderes, 14 Mayıs 1950'de 'Yeter söz milletin' demiş ve sandıktan büyük bir zaferle çıkmıştı. 'Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek 2023'te milletimizin desteğine talibiz. Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, Altılı Masa diyerek karşımıza çıkan darbe şakşakçılarına, kifayetsizlere 'yeter' diyecektir.
'KUKLA CUMHURBAŞKANI İLE ÜLKEYİ İDARE ETMEK İSTİYORLAR'
Muhalefetin vaadi milletin önüne bir aday çıkarmak, ancak onu görünürde 6, gerisindekileri de hesaba katarsanız en az 10 kişi ile yönetmektir. Bir nevi ipi 10 ayrı kişinin elinde kukla bir cumhurbaşkanı üzerinden ülkeyi yönetmek istiyorlar. Yani Cumhurbaşkanı, Altılı Masa'nın emir eri gibi davranacak! Seçmenlerin de istedikleri vizyonu, programı, projesi çapı belli olmayan meçhul bir adaya kim olduğuna bakmadan sandığa gidip oy vermeleri...
'HADİ CHP'NİN KODLARINDA FAŞİZM VAR, ÖTEKİLERE NE OLUYOR?'
Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diyor. Hadi CHP'nin kodlarında bu faşizm, bu kibir var, ötekilere ne oluyor? Gerçi durmuş saat bile günde 2 kere doğruyu gösterir diyorlar. Bunlar da her hafta kavgalarıyla, ayak oyunlarıyla milletimize bir çeşit siyasi dejavu yaşatıyor. Eskiden bu işlerin nasıl yürüdüğünü hatırlatıyorlar. Eski Türkiye'yi bilmeyen gençlerimize siyasetin nasıl yapıldığını gösteriyorlar. Yoksa bu Altılı Masa'daki birilerini buraya Erdoğan mı gönderdi diyorlar. İşim gücüm yok sizlerle mi uğraşacağım. Bizim işimiz var. Ama yine de kendilerine teşekkür ediyorum böyle düşündükleri için. Karşımızda ibretlik bir tablo var. İşin özünde eskilere giden bir hesaplaşma yatıyor.
'MEYDAN OKUYORUM, YİNE BAŞARAMAYACAKSINIZ'
Meclisimizden meydan okuyorum, ne yaparsanız yapın, yine başaramayacaksınız! Milletim oyunlarınızı çözdü. Sizi de numaralarınızı da etki elemanlarınızı da anında tanıyorlar. Aksi olsaydı 2007'de bize cumhurbaşkanı seçtirmek istemediğinizde başarılı olurdunuz. 15 Temmuz'da başarılı olurdunuz. 2018'den beri çevirdiğiniz dolaplarda başarılı olurdunuz. Geçen yıl yaşattığınız sıkıntılar başarılı olurdunuz. Cumhurbaşkanı olarak karşınızdayım. En büyük partinin genel başkanı olarak karşınızdayım.
Gündemi 2023 hedefleri, Türkiye Yüzyılı vizyonu olan bir lider ve yönetim olarak karşınızdayız!
Partimizi kurduğumuzdan beri gündemimizde ülkemize kazandıracağımız eserler var hep. Bugün de hizmetlerimizle konuşuyoruz. Ülkemizde bir kesim var ki her adımımızda, her projemizde karşımızda oldu. Burada meşru siyasi rekabetin tabii sonucu olan bir durumdan bahsetmiyorum. Böyle bir rekabet bizi de canlı tutan hayırlı bir mücadeledir. Şikayetimiz, attığımız her adıma doğruluğuna yanlışlığına bakmadan çelme takan habis zihniyetedir.
'ÇAMUR SİYASETİ YARIŞI'
Her seferinde yaşanan bunca hadiseye rağmen karşımızdakiler aynı kör dövüşü sürdürecek mi diye merak ediyoruz, her seferinde aynı yerde durduklarını görüyoruz. Altılı Masa işi çıktıktan sonra oraya bulaşan herkesin çamur siyaseti yarışına girişmelerini takip ediyoruz. Dünya küresel krizi, tartışıyor bunlar masa krizinin ötesine geçemiyor."
ALİ BABACAN'A TEPKİ
İnsan bir ülkenin ordusu, savunma sanayii şirketleri, ürünleri kimler tarafından niçin hedef alınır diye düşünmeden edemiyor. Bizim bildiğimiz bir ülkenin ordusuna ve savunma sanayiine bunları tehdit olarak görenler saldırır. Yunanistan'ın bu konudaki feveranlarını yersiz bulmakla birlikte anlayabiliyoruz. PKK'nın bu konudaki feryatlarının sebebi yerindedir anlıyoruz. Ülkemizin askeri alandaki gücünü kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarına tehdit olarak görevlerin sızlanmalarını normal karşılıyoruz. Anlamakta zorlandığımız ve üzüldüğümüz husus, bu ülkedeki bir parti liderinin (SİHA üretimi yapan Baykar Teknoloji'ye devlet tarafından milyon dolarlar aktarıldığını ve bu imkanın başka şirketlere verilmediğini söyleyen Ali Babacan'I kast ederek), parti mensuplarının ordumuza ve savunma sanayimize karşı sergilediği hazımsızlıktır. Darbe yapan orduyu alkışlayanların, terör örgütlerinin başını ezen orduya düşmanlıkları gayet tabiidir. Kendi milletine silah doğrultanlara övgüler dizip, silahını ülkenin düşmanlarına çevirenleri yerden yere vuranlara bakınca bu işte terslik var demekten kendimizi alamıyoruz.
Bu habis zihniyetin son hedefi, İHA'larla ülkemizin savunmasına büyük katkı veren, küresel bir marka haline dönüşerek milletimizi gururlandıran BAYKAR şirketi oldu. Aslında BAYKAR'ın nezdinde tüm şirketleri, ürünleri, çalışanları ve başarıları ile savunma sanayimizin tamamı hedef alınıyor. Akılları sıra bizimle olan akrabalık ilişkileri üzerinden BAYKAR'ı hırpalayabileceklerini, sinsi niyetlerini gizleyebileceklerini düşünüyorlar. Ülkemizin her değerini savunmak nasıl boynumuzun borcu ise bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek de sorumluluğumuzun gereğidir.
'KONUŞAN DA BAŞKOMUTAN BAY KEMAL'
Biz bu muhalefetle çok uğraştığımız için adım atmakta zorlanıyoruz. En son Arifiye'deki olay. Biz ne yaptık orada? Fırtına Obüslerinin teslim törenine gittik savunma bakanımız, komutanlarımız, vekillerimiz orada olduk. Muhalefetin başındaki adam, siz siyasetçi değilsiniz diyor. Neyi alkışlıyor, neden alkışlıyorlar... Alkışladıkları şey bu fırtına obüslerinin teslim töreni. Konuşan da Başkomutan Bay Kemal! Sen ne savunma bakanımıza ne kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, önce haddini bil!
Ayrıntılar geliyor...