Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antep'in Nurdağı ilçesinde katıldığı anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmada, yine muhalefeti hedef aldı. Bu kez, LGBT üzerinden konuşan Erdoğan, "Bunlar LGBT'ci. Bunlar bizim kutsal aile yapımıza karşı" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın depremzede ailelere yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"AK Parti, LGBT'ye karşı mı? Milliyetçi Hareket Partisi LGBT'ye karşı mı? Cumhur İttifakı LGBT'ye karşı mı? Peki CHP LGBT'ye karşı mı? İP karşı mı? Bunun yanında HDP karşı mı? Bunlar LGBT'ci. Bunlar bizim kutsal aile yapımıza karşı. İşte 14 Mayıs bunun için çok önemli. 14 Mayıs LGBT'cilere, kadına şiddetin yanında olanlara ders verme günü olacaktır."
RELATED VİDEO
Play Video
Seçim öncesi çiftçilerin sorunlarına yönelik yeni "müjde"lerini açıklayan Erdoğan, "Çiftçilerimize 10 yeni müjde veriyoruz. Hepsi özgün mimari olan ahırı, konağı, camisiyle akıllı köy evleri örneklerini milletimizin takdirine sunuyoruz. Afet alanlarındaki köy evlerindeki çiftçilere Ziraat Bankası aracılığıyla sıfır faizli hayvancılık kredileri verilecek. 50 baş üzeri büyükbaş damızlık üretim merkezi haline getirilecek teşvikler vereceğiz. Sözleşmeli üretim modeliyle aile tipi işletmelerde büyükbaş ve besi hayvancılığını destekleyerek her haneye en az 1 asgari ücret garantisi vereceğiz." İfadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Bin yıllık vatanımız Anadolu'nun nice güzellikleri ile beraber afetleriyle bizimle yaşıyor, yaşayacak. Ülkenin yöneticileri ve vatandaşları olarak bize düşen görev, binalarımızı sağlam yaparak, derelerimizin önünü kesmeyerek tabiatla barışık yaşayarak afetlere karşı hazırlıklı olmaktır. Gerisi Rabbimizin takdiridir. Son deprem felaketin ardından hemen kolları sıvadık. İnsanımızı güvenli binalara kavuşturmak için depremin 15’inci gününden itibaren temelleri atıp inşaatlara başladık. Yaptığımız tespitler doğrultusunda deprem bölgesinde 507 bini konut ve 143 bini köy evi olmak üzere 650 bin yeni yuva yapıyoruz. Bunlardan 319 binini bir yıl içinde teslim ederek şehirlerimizi ayağa kaldırmayı planlıyoruz. Nitekim deprem bölgesine yaptığım son ziyaretlerin tamamında her şehrimizde yeni konutlarımızın ve köy evlerimizin temel atma törenlerini gerçekleştirdik. Şu ana kadar 105 binin üzerinde konutun yapım sürecini başlattık. Bunların yarıya yakınının temelini de attık. Sadece konut yapmıyoruz okuluyla, sağlık merkeziyle, çarşısıyla, pazarıyla, yeşil alanıyla, parkıyla, yepyeni hayat alanları inşa ediyoruz. Yine sadece depremde yıkılan yerlerin değil bölgedeki şehirlerimizin tamamının altyapısını da yeniliyoruz. Küçük sanayi siteleri kurarak konutla birlikte istihdamı da gözetiyoruz. Cumhuriyet tarihinin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini Allah'ın izniyle alnımızın akıyla tamamlayacağız. Biliyorsunuz daha önce pek çok depremde selde, yangında vatandaşlarımızı kısa sürede yeni evleriyle buluşturmuştuk. İnşallah burada da aynısını yapacağız. Van'da bunu yaptık mı? Bingöl'de bunu yaptık mı? Antalya'da, Manavgat'ta, Muğla'da bunları yaptık mı? Kütahya'da Simav'da bunları yaptık mı? Bay Kemal'in milletvekili olduğu İzmir'de bunu yaptık mı? Hadi sen de yap, yapamaz. Bunların nasibi yok.
'BUNLAR ÇÖP, ÇUKUR, ÇAMUR DEMEKTİR. BUNLAR SUSUZLUK DEMEKTİR'
Ayrıca biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yeni bir kentsel dönüşüm kampanyasının müjdesini milletimizle paylaştık. Riskli binalarda yaşayan İstanbullu kardeşlerimize dönüşüm bedelinin yarısını devlet olarak bizim karşılayacağımız, yarısını da çok uygun, şartlı borçlanma imkânı getirdiğimiz bir teklif sunduk. Bir kısmı yerinde, bir kısmı rezerv alanlarda yürütülecek bir çalışmayla yılda 300 bin konutu dönüştürerek beş yılda İstanbul'da riskli bina bırakmamayı amaçlıyoruz. Bay Kemal ve avanesinden bu ülkeye fayda gelmez. Ne İstanbul'un başındaki belediye başkanından ne Ankara'nın başındaki belediye başkanından ne İzmir'in başındaki belediye başkanından hiçbir şey olmaz. Bunlar çöp, çukur, çamur demektir bunlar susuzluk demektir. Bunlar Allah göstermesin şöyle bir yağmur olduğu zaman her tarafı lağımın götürdüğü şehirler demektir. Hep bunları yaşadık ve biz iş yapmanın insanlarımızı güvenli ve huzurlu konutlara kavuşturmanın peşindeyiz. Bunlarda her konuda yaptıkları gibi kentsel dönüşümde de projelerimize takoz olmanın peşinde. Milletimiz her iki zihniyeti de görüyor biliyor. İşte ben İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman İstanbul'da ne vardı? Susuzluk vardı. Çöp vardı çamur vardı ve meşhur Ümraniye çöplüğünün patlaması neticesinde 39 vatandaşımızın ölümü vardı. Kimdi? CHP. Büyükşehirde de o vardı ilçede de o vardı. Biz oraları şu anda park, bahçe haline getirdik. Bunlara beş tane koyun teslim edemezsiniz teslim ederseniz kaybeder gelirler. Ülkemizin tüm yerleşim yerlerini afetlere dirençli hale getirene kadar kimsenin bizi engellemesine izin vermeden çalışmayı sürdüreceğiz. Kardeşlerim bugün Ramazan Bayramı'nın ikinci, depremin yetmiş beşinci günündeyiz. Bütün on bir vilayeti Cumhur İttifakı olarak defaatle dolaştık, durmak yok. İlk temelleri atışımızın 60’ıncı gününde inşasını 45 günde tamamladığımız on köy evinin anahtarlarını teslim ediyoruz. Mimarisi, inşası ve diğer tüm özellikleriyle gerçekten çok güzel eserler olan bu köy evlerimizin hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum.
'ÇİFTÇİYE 10 YENİ MÜJDE VERİYORUZ'
Bugün aynı zamanda çiftçilerimize on yeni müjde veriyoruz. Evet ilk olarak bugün burada hepsi de özgün mimari eseri olan ahırı, köy konağı, akıllı tahtası, camisi, peyzajıyla akıllı köy evleri örneklerini milletimizin takdirine sunuyoruz. Bu projeyle gelişmiş altyapısı, internet destekli teknolojisi, yenilenebilir enerjisi, sıfır atık uygulaması, sürü yönetim sistem entegre meteoroloji yazılımı ve daha pek çok özellikleriyle yeni bir model ortaya koyuyoruz. İkinci olarak afet alanlarındaki köy evlerimizde hayatını sürdürecek çiftçilerimize Ziraat Bankamız vasıtasıyla sıfır faizli hayvancılık kredileri verecek hayvan ve yem alımlarını destekleyeceğiz. Böylece ahırlar dolacak üretim artacak çiftçilerimizin kazançları yükselecek. Üçüncü olarak afet alanları dışındaki bölgelerde buralarda yaşayan gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızdan bu kırsal dönüşümden yararlanmak isteyenlere de el uzatıyoruz. Bu kardeşlerimize ilk evim kampanyası şartlarıyla akıllı köylerden ev sahibi olma imkânı getiriyoruz. Dördüncü olarak, halen köylerde yaşayan vatandaşlarımızdan mevcut evini yıkıp bu modele uygun, sağlam, güvenli, teknoloji destekli eve kavuşmak isteyenlere de uygun şartlı finansman sağlayacağız. Beşinci olarak ülkemizdeki et ve süt fiyatlarının izahı olmayan seviyelere çıkmasına yol açan sıkıntıya çözüm getirecek bir adım atıyoruz. Kırsal dönüş kapsamında elli baş üzeri büyükbaş ari damızlık üretim merkezleri haline getirecek teşvikler vereceğiz. Böylece bir yandan hayvan varlığımızı yükseltirken diğer yandan da en az yüzde 30 verim artışı hedefliyoruz. Altıncı olarak sözleşmeli üretim modeliyle, aile tipi işletmelerde büyükbaş ve besi hayvancılığını destekleyerek her haneye en az bir asgari ücret garantisi vereceğiz. Yedinci olarak tarımsal üretimde basınçlı sulama altyapısını güçlendirerek birim alanda daha çok rekolte ve gelir elde edilmesini sağlayacağız. Sekizinci olarak sözleşmeli üretimi yaygınlaştırarak hem üretici gelirini garanti altına alacak hem arz güvenliğini temin edecek hem de gıdadaki fiyat dalgalı almalarının önüne geçeceğiz. Dokuzuncu olarak, jeotermal organize sanayi bölgeleri başta olmak üzere sebze ve meyve yetiştirme amaçlı sera yatırımlarındaki desteği arttıracağız. Onuncu olarak tarımsal üretimin en büyük girdisi olarak üre gibi, azotlu gübrelerdeki dışa bağımlılığımızı azaltacak önemli bir projeyi devreye alıyoruz.
'İKİ AKŞAMDIR, ÜÇ AKŞAMDIR DOĞAL GAZIN NASIL YANDIĞINI GÖRMEDİN Mİ'
Bay bay Kemal ve onun yandaşları ne diyor? Hani diyorlar doğal gaz? Hani Karadeniz'den doğalgaz çıkacaktı? İki akşamdır, üç akşamdır. Doğalgazın nasıl yandığını, Karadeniz'de Sakarya'da görmedin mi? Ama bunlarda göz var bakar kör. Kulak var duymaz. Kalpleri var değerli kardeşlerim kesinlikle mühürlü. Özel sektör yatırımı olarak kurulan bu fabrikayla ilgili süreçler tamamlandı yakında onun da inşasına başlıyoruz. Kırsal dönüşüm projemizin en önemli özelliği teknolojik altyapıyla kırsaldan giderek kopan gençlerimizi yeniden üretimle buluşturacak olması. Amacımız Türkiye yüzyılını üretimin yüzyılı yapmaktır. Amacımız Türkiye yüzyılını üreticinin yüzyılı yapmaktır. Bu projenin ülkemize, çiftçilerimize ve gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemizin artık felaketlerin yıkıcı etkilerine teslim olmadığının en güzel örneği işte burada gördüğünüz manzaradır. Görüldüğü gibi bir yandan temel atıyor, bir yandan anahtar teslim etmeye başlıyoruz. Bir yandan da tarihimizin en önemli kırsal dönüşüm projelerinden birini hayata geçiriyoruz. Bundan sonraki günlerde de biten her köy evini önümüzdeki aylardan itibaren bitmeye başlayacak her konutu sahipleriyle buluşturarak yolumuza devam edeceğiz. Dünyada bu kadar büyük bir afetin ardından bu kadar kısa sürede arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya geçici barınma alanlarından kalıcı konut inşasına kadar her alanda kat edilen böyle bir mesafe yoktur.
'BİR ŞEHRİN ÖNÜNÜ AÇACAK PROJELERE DESTEK OLMAK DA BOYNUMUZUN BORCUDUR'
Allah'a hamdolsun artık Gaziantep'te neredeyse çadır kent kalmadı. Her yer konteyner kentlerle dayandı, döşendi. Hatay dışında her yerde enkaz kaldırımı çalışmalarını tamamladık. Deprem bölgesinin her köşesinde yeni konutlarımızın inşaatları hızla yükseliyor. Geçici barınma merkezlerinde üç buçuk milyon vatandaşımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayarak hayatlarını sürdürmelerini sağlıyoruz. Hava şartlarının da düzelmesiyle beraber bölgemizde hayat yavaş yavaş normal seyrine girmeye başladı. İnşallah önümüzdeki yıl bu vakitlerde tüm şehirlerimiz eski canlılığına, eski dinamizmine kavuşmuş olacak. Biz bazı deprem turistleri gibi buraya fotoğraf çektirmeye görüntü vermeye gelmiyoruz. Biz hem acıları paylaşmaya hem yaraları sarmaya geliyoruz. Bu anlayışla yüreklerindeki sızının hiçbir zaman dinmeyeceğini bildiğimiz depremzede vatandaşlarımızın daima yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Acılarını paylaşırken hayatlarını daha iyiye götürecek her türlü desteği ve imkânı kendilerine sağlamaya devam edeceğiz. Rabbimden ülkemizi bu tür afetlerden her türlü kaza ve beladan muhafaza eylemesini diliyorum. Gaziantep sadece bu bölgemizin değil, ülkemizin üretim, istihdam, ihracat merkezleri arasında giderek yıldızı daha da parlayan bir şehrimizdir. Bir de faaliyette olan bin 240 fabrikaya sürekli yenileri ilave ediliyor. Kuruluş safhasındaki altıncı organize sanayi bölgesi de devreye girdiğinde bu rakam iki bine çıkacak. Şehrin ihracatı, aylık bir milyar doları buldu. Sanayiden turizme, tarımdan insani yardımlara kadar her alanda şehrimizin başarılarını yakından takip ediyoruz. Ülkemize böylesine büyük katkılar yapan bir şehrin önünü açacak projelere destek olmak da boynumuzun borcudur. Bu kapsamda bir diğer deprem bölgemiz Hatay için de büyük önem taşıyan Amanos Tünellerinin inşasına yakında başlıyoruz. Amanos Tünelleri, Gaziantep'in sanayideki üretim gücünü İskenderun Limanı'yla katlayarak artıracaktır. Aynı şekilde bu tüneller Hatay'ın muazzam potansiyelini Anadolu'yla buluşturarak şehrin kısa sürede deprem durgunluğunu özellikle üzerinden atmasına vesile olacaktır.
'AİLE VE GENÇLİK BANKASINI KURUYORUZ'
Depremin, Gaziantep'te en çok yıkıma maruz kalan ilçeleri Nurdağı ve İslahiye'ye ekonomik katkı sağlayacak projelere de özel destek veriyoruz. İslâhiye’de birinci ve ikinci organize sanayi bölgelerini zaten hayata geçirmiştik. Şimdi Nurdağı'nda da bir organize sanayi bölgesi kuruyoruz. Her iki ilçemizin yatırımcılar için cazibesini artırmak gayesiyle ilave teşvikleri devreye alacağız. Biliyorsunuz Adana, Osmaniye, Gaziantep hızlı tren hattının duraklarından biri de Nurdağı'dır. Bu hattın yapımını da hızlandırıyoruz. Depremin yaralarını sarmak için bu iki ilçemizde yapacağımız 50 konuta ilave olarak Gaziantep şehir merkezinde de 50 konutluk bir proje planlıyoruz. Görüldüğü gibi tüm şehirlerimiz Gaziantep’i ve ilçelerini de deprem öncesinden daha iyi bir konuma getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizi son 21 yılda hayata geçirdiğimiz Demokrasi ve Kalkınma Atılımlarıyla Türkiye yüz yılı için hazırladık. Şu anda teslimini yapacağımız buradaki köy evleriyle elhamdülillah bir adımı açık ve net attık. Ama hepsinden öte Türkiye yüz yılı vizyonumuzla önceliklerimizin başına Karadeniz doğalgazını geçirdik mi? Geçirdik. Karşımızdaki muhalefet, inansa da inanmasa da biz Karadeniz doğalgazını elhamdülillah karayla buluşturduk. Şimdi ise Karadeniz gazının ve petrol üretimimizin gelirlerinin bir kısmıyla ne yapıyoruz biliyor musunuz? Aile ve gençlik bankasını kuruyoruz. Bir taraftan Karadeniz doğal gazı bir taraftan da Gabar'da karadan çıkacak olan petrol. Bunlarla artık Türkiye çok daha vakur, çok daha kararlı bir şekilde geleceğe yürüyor. Bu banka ev hanımlarımızın emekliliğini desteklemekten gençlerimizin eğitimine, istihdamına, evliliğine bedelsiz katkı sağlamaya kadar pek çok alanda milletimize hizmet verecek. Ev hanımlarımızın emekliliğini de gençlerimizin istihdamını ve evliliğini aile yapımızın güçlü bir şekilde devam etmesi hususunda kritik önemde görüyoruz.
'BUNLAR LGBT'Cİ İŞTE 14 MAYIS BUNUN İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
AK Parti, LGBT'ye karşı mı? Milliyetçi Hareket Partisi LGBT'ye karşı mı? Cumhur İttifakı LGBT'ye karşı mı? Peki CHP LGBT'ye karşı mı? İP karşı mı? Bunun yanında HDP karşı mı? Bunlar LGBT'ci. Bunlar bizim kutsal aile yapımıza karşı. İşte 14 Mayıs bunun için çok önemli. 14 Mayıs LGBT'cilere, kadına şiddetin yanında olanlara ders verme günü olacaktır. Bugüne kadar girdiğimiz her mücadeleyi milletimizle aynı istikamete bakarak, aynı hassasiyetleri paylaşarak aynı amaçla yol yürüyerek kazandık. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinde de milletimizle birlikte zafere ulaştıktan sonra deprem şehirlerimizi beraberce ayağa kaldırmayı sürdürecek. Türkiye yüz yılını beraberce inşa edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu duygularla bir kez daha bayramınızı tebrik ediyorum. Köy evlerini teslim ettiğimiz vatandaşlarımızı yeni yuvalarında güle güle oturmalarını diliyorum. Depremde evini kaybeden her bir vatandaşımıza bu mutluluğu yaşatana kadar durmadan, dinlenmeden tereddüt etmeden çalışacağımızın altını bir kez daha çiziyorum.”