Muhalefetin "128 milyar dolar nerede" sorusuna yanıt veren AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis'te düzenlenen toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, dün gece yarısı yapılan kabine revizyonuna ilişkin ilk değerlendirmesinde, "Dün gece hem bir bakanlığımızı ikiye böldük, hem de 3 yeni bakan atadık. Zehra Zümrüt Selçuk ve Ruhsar Pekcan’a teşekkür ediyorum. Derya Yanık, Vedat Bilgin’e, Mehmet Muş’a başarılar diliyorum. 2023'e odaklanmamız gereken bir döneme girdik. Bundan sonrasının da kolay olmayacağını biliyoruz" dedi.

Erdoğan, konuşmasının büyük bir kısmını muhalefeti hedef almaya ve bir süredir gündemde olan "128 milyar dolar nerede?" sorusuna ayırdı.

ENGİN ALTAY'A YANIT: EDEPSİZ, AHLAKSIZ

"Rahmetli Menderes de bir dönem dinci odaklara pek yüz vermişti, taviz vermişti. Ve onlar o kadar ileri gitmişlerdi ki Menderes’ten aldıkları güç ve yüzle… Menderes sonra ne yapmak zorunda kaldı? Atatürk’ü Koruma Kanunu yapmak zorunda kaldı. Umarım Erdoğan’ın da sonu benzemesin Menderes'e" diyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'a yanıt veren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sadece birkaç milyar dolarlık spekülasyonla 1994 yılında ülkemizi büyük bir krize sürüklediler. 2001 yılında kendi iç dinamiklerimizi kullanarak yeni bir krizi başımıza musallat ettiler. Ey Kılıçdaroğlu hafızanı yokla varsa; bu dönemin baş aktörleri şimdi bize karşı kampanya yürüten CHP yöneticileriydi. Biz böyle bir Türkiye'yi devraldık.

Şimdi bir edepsiz, ahlaksız benim de akıbetimin Menderes gibi olacağını söylüyor. Be ahlaksız biz kefenimizi giyerek yola çıktık. Ölümden korkmadık. Bu yolculuğumuzu böyle devam ettireceğiz. Siz zaten ölümden kaçacak delik arayanlardansınız. Menderes'in akıbetinden memnun mu oluyorsunuz? O akıbeti hazırlayanlar da sizdiniz.. Bize de aynı akıbeti mi hatırlatıyorsunuz? Biz 15 Temmuz'u gördük, onlara mezar ettik.

Senin genel başkanın tankların arasından kaçıp Bakırköy Belediyesi'ne giderken biz orada milletmizle beraber sadece ülkemize değil tüm dünyaya selam verdik. Biz dik durduk, siz kaçtınız Bakırköy Belediyesi'nde çay-kahve sohbetine daldınız, seyrettiniz. Daha çok seyredersiniz."

'EMEKLİ AMİRALLER, DARBEYİ KILIÇDAROĞLU'NUN YAPMASINI BEKLİYOR'

Emekli amirallerin Montrö açıklamasına ilişkin de konuşan Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, 'emekli amiraller darbe yapabilir mi' diyor. Onlar sizin akıl hocanız, darbeyi sizin yapmanızı bekliyor" dedi.

Erdoğan, "128 milyar dolar nerede?" sorusunu yanıtlamadan önce muhalefetin açıklamalarını hedef aldı. "Bir yalan nasıl aşkla, şevkle, heyecanla söylenir gördünüz. CHP'nin başındaki zata sorsanız hesap uzmanıyım der. 128 tuğlayı üst üste koymuşluğu dahi olmayan Kılıçdaroğlu kalkmış bunları konuşuyor" diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

'BU MESELEYE DOĞRUDAN GİRMEMEK İÇİN EPEY ÇABA SARF ETTİK'

"Bu meseleye doğrudan girmemek için epey çaba sarf ettik. 'CHP'nin yeni bir yalan kampanyası' diyerek önemsemedik ancak baktık ki yalanların ve iftiraların dozunu artırıyor. 'Artık bunlara bir cevap vermek gerekir' diyerek bugün meseleye etraflıca girme kararı aldık. Türkiye, bu muhalefet anlayışını hak etmiyor. Türkiye, su içer gibi yalan söyleyen bu karikatür tipleri hak etmiyor.

Ortada 128 milyar dolar diye bir rakam yok. Merkez Bankası işlemleriyle ilgili hangi analizi hangi tarihten başlattığınıza ve hangi tarihte sona erdirdiğinize bağlı olarak pek çok rakamla karşılaşabilirsiniz. Piyasa dediğimiz bu dinamik sistemde milyonlarca dolar el değiştirdiği ve bu Merkez Bankası üzerinden olduğu için bu rakam sürekli yenileniyor. Yine de madem bu rakamı telafuz etmişler o zaman değerlendirmeyi bu rakam üzerinden yapalım.

Gözleri olup görmeyenler, kulakları olup duymanlar, vicdanlarını kiraya verenler aynı teraneyi tekrarlayıp duruyorlar. CHP'nin içinde az buçuk bilanço okumayı bilenler varsa Merkez Bankası, BDDK ve Strateji Başkanlığımızın sitelerine bakarak bu hesabı kolaylıkla çıkarabilirler. CHP içerisinde bilanço okumayı bilen kimse yoksa partimizden ya da bürokrasiden uzman göndererek yardımcı olabiliriz. Ancak biliyoruz ki bunların derdi hakikati öğrenmek değil.

'MERKEZ BANKASI KAYNAKLARINDAN 30 MİLYAR DOLAR CARİ AÇIK İÇİN KULLANILDI'

Bu sefil kampanya karşısında kafası bulanan vatandaşımız varsa birinci elden gidermek istiyoruz. Meselenin aslı şudur:

Merkez Bankası 2019 ve 2020 yıllarında küresel ekonomide yaşanan gelişmeler nedeniyle çok ciddi döviz işlemleri yürütmek zorunda kalmıştır. 2020 yılı dünyayla birlikte ülkemizde de sıkıntılı geçmiştir. Bu çalkantılı ekonomik iklim, elbette ülkemizi de olumsuz etkilemiştir. Cari açığımız negatif yönde artarken turizm gelirlerimiz düşmüştür. Yabancı sermaye çıkışı ve reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltma gayretleri döviz talebini artırmıştır. Böyle dönemlerde vatandaşlarımızın tasarruflarını döviz ve yine dövizle alınan altına yönlendirmeleri de ilave bir talep ortaya çıkarmıştır.

Bu çerçevede son iki yılda, Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak, tasarruf tercihlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi, sadece 4 kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı.

Merkez Bankası rezervlerinin her kuruşunun ne olduğu, neye karşılık geldiği, nasıl toplandığı ve niçin kullanılabileceği bellidir. En basit ifadesiyle Merkez Bankası rezervleri, çeşitli yöntemlerle piyasadan sağlanan emanet paralar ile altın varlığının ve şayet varsa cari fazlanın toplamından oluşur. Rezervin amacı, ithalatçısından yatırımcısına, reel sektöründen vatandaşına kadar dövize ihtiyaç duyulan işlemlerde ortaya çıkan talebi karşılamaktır.

Merkez Bankamız bu işlemleri bir süredir, ihale yoluyla değil, Asya piyasalarında ülkemize yönelik gece yarısı operasyonlarının önüne geçmek için 24 saat esasına göre çalışan piyasa yapıcısı bankalar eliyle yürütüyor.

Piyasa döviz talebini kendi içinde karşılayabiliyorsa Merkez Bankasına ihtiyaç kalmaz. Nitekim geçtiğimiz haftalarda, yaklaşık 15 milyar dolarlık böyle bir işlem, Merkez Bankasına ihtiyaç kalmadan, piyasanın kendi dinamikleri içinde gerçekleşmiştir. Ama bu talebi piyasa karşılayamıyorsa, o zaman görev Merkez Bankasına düşer. Zaten Merkez Bankasındaki döviz rezervlerinin amacı da budur.

Merkez Bankası bu görevini yapmazsa ne olur? Öncelikle arz-talep dengesizliğinden dolayı döviz kuru istikrarsız bir şekilde yükselir. Şayet buna rağmen talep karşılanmazsa, uluslararası piyasalarda ülke olarak temerrüde düşersiniz.

Türkiye son iki yılda, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir döviz talebiyle yüz yüze kalmıştır. Buna rağmen ülkemiz, talebin hepsini de karşılamayı başarmıştır. Evet, bu bir başarıdır. Hem de Türkiye’nin sadece siyasette ve diplomaside değil, aynı zamanda ekonomide de öyle kolay yıkılamayacağını gösteren tarihi bir başarıdır.

'VATANDAŞIMIZ ARASINDA DOLAŞIMA GİRDİ'

Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli

Nereye harcandı diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar, ne buhar olmuştur, ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birilerinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır. Günün sonunda ise, ekonomik işleyişin tabii sonucu olarak, bu paranın çok önemli bir kısmı yeniden Merkez Bankası rezervine geri dönmüştür. Üstelik Merkez Bankası bu işlemleri yaparken zarar bir yana, son iki yılda 98 milyar lira kar etmiş ve bunu da hazineye aktarmıştır."