Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
HER ZAMAN KADINLARIN YANINDAYIM: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'mızın değerli mensupları, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. 25 Kasım'da sizleri Külliye'de, milletin evinde ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Kadına yönelik şiddet eylemlerinde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyor, yakınlarına sabırlar diliyorum. Acı çekmiş her kadın için büyük kırılma noktası olan bu vahim durumu paylaşmış ya da paylaşamamış tüm kadınlara geçmiş olsun diyorum. Tüm kadınlarımızın onurlarını koruma mücadelelerinde daima yanlarında olacağım.
İSRAİL'E TEPKİ: Bu programı gerçekleştirirken aylardır süren bir soykırım devam ediyor. Bugüne kadar 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Yüzde 80'ini masum çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. Saldırıların en büyük mağdurları da yine kadın ve çocuklar. Netanyahu her gün yaşlıyı bebeği kadını çocuğu hunharca katlediyor. Soykırım şebekesi 14 aydır dünyanın gözü önünde, sessiz bakışları altında adım adım ilerliyor. Bu barbarlık karşısında Filistin'in onurlu kadınları asil duruşları ile bombaların altında imanlı yürekleri ile tüm kadınlara örnek oluyorlar. Sizinle tam bir dayanışma halindeyiz. Türkiye olarak 85 milyon vatandaşı ile sizlerin yanındayız. içinde bulunduğunuz şartlar ne kadar ağır olursa olsun şunu aklınızdan çıkarmayın, Türkiye'nin tüm kadınlarının kalpleri sizin için çarpıyor, Filistin'in kurtuluşu için Mevla'ya niyazda bulunuyor. Lafa gelince demokraside aslan kesilenler söz konusu sapkın akınlar olunca 14 aydır üç maymunu oynasa da biz sizi asla yalnız bırakmayacağız. Bu soykırımın durması için her platformda gerçekleri gür sesle sürdüreceğiz. Filistin'in yürekli kadınlarını saygı ile selamlıyor rabbimden sabır diliyorum.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET KABUL EDİLEMEZ: Türkiye çok güçlü ve yaygın sivil toplum ağına sahiptir. Vakıflarımız, derneklerimiz, gönüllü teşekküllerimiz olağan üstü çalışmalar ortaya koyuyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele bunların başında geliyor. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye destek veren tüm kardeşlerime en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'de başta şiddet olmak üzere kadınlarla ilgili kritik konularda bugün bakanlığımızın, hükümetimizin büyük katkısı emeği vardır. Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Kadınlara yönelik şiddet kabul edilemez bir vandallıktır. Bu ihanetin içine giren, şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir, bunu temin etmek devletin asli görevidir. Bu anlayışla göreve geldiğimizden beri devrim niteliğinde pek çok adım attık. Kadınların haklarını güçlendirecek, onları destekleyecek sayısız projeyi devreye aldık. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin kanun en önemli düzenlemeydi. En kritik eşiği aştık ve devletimizin şiddete sıfır tolerans politikası güçlü bir seviyeye sahip oldu. Muhalefetin sanal tartışmalarının hiçbir dayanağı yok. Sözleşme yaşatır sloganı hiçbir anlam taşımıyor. Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu bilmiyor ya da bilmek görmek istemiyorlar. Avrupa Parlamentosu, aile için şiddetle mücadele direktifini bu yılın ortalarında kabul etti.
İSTANBUL SÖZLEŞMELERİ TARTIŞMALARININ HİÇBİR DAYANAĞI YOKTUR: Muhalefetin İstanbul Sözleşmesi üzerinden ısrarla sürdürmek istediği dayatmaların hiçbir dayanağı yoktur. Sözleşme yaşatır sloganı hiçbir anlam taşımıyor. Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu bilmiyor ya da bilmek görmek istemiyorlar. Avrupa Parlamentosu, aile için şiddetle mücadele direktifini bu yılın ortalarında kabul etti. Türkiye 2011'den önce olduğu gibi 2020'den sonra da ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yapmıştır. Bize bu iftiraları atanlar hükümetlerimizin bu süreçte hayata geçirdiği gerçekleri de gizlemektedir. 2015'teki TCK düzenlemesine kadar kadına yönelik şiddet, bir suç olarak bile tanımlı değildi. Bu suçun katalog suç haline getirilmesi, eşe karşı işlenen suçun tıpkı nikahlı eşe işlenmiş gibi ceza alması, iyi hal indirimi uygulamasının kaldırılması gibi adımlar, 2020'den sonra atılmıştır. Kılık kıyafeti sebebiyle okulundan memuriyetinden atılan on binlerce 28 Şubat mağduruna haklarını yeniden iade ettik.