Yalova'da yaşadıkları evler kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce işaretlenen Alevi aileler endişeli. Yalova Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Fikret Demir, yaşananlara tepki göstererek “Bu ülkeyi 90’lara döndürmeye çalışıyorlar” dedi.
Yalova’nın Bağlarbaşı Mahallesi Lokman Sokak'ta oturan 5 Alevi ailenin evleri 25 Ocak’ta kimliği belirsiz kişilerce işaretlendi. Konuyla ilgili açıklama yapan Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, “Halkı kin veya düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama” suçundan soruşturma başlatıldığını duyurdu. Ancak aradan 3 gün geçmesine rağmen henüz failler tespit edilip yakalanmış değil. Kapıları işaretlenen Alevi aileler ise endişeli.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan evi işaretlenenlerden Hasan Arduç, 35 yıldır oturduğu mahallede ilk kez böylesi bir durumla karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Yaşanan olaydan duydukları kaygı nedeniyle can güvenliklerinin sağlanmasını isteyen Arduç’ın asıl endişesi yazılamaların neden olabileceği toplumsal olaylar. Arduç, “Toplum galeyana geldiğinde daha korkunç olaylar olur. Bizim kimseyle bir sorunumuz yok. Bunu yapanlar toplumsal olarak insanları kışkırtmak istiyorlar. Fakat buradan böyle bir şey çıkarabileceklerini sanmıyorum. Savunmasız olarak gördükleri için hedef alıyorlar. Yukarı mahallelerde daha kalabalık yerler vardı. Oralara gidilse daha farklı olabilirdi” ifadelerini kullandı.
ALEVİ DEDESİ: KİMSEYE ZARARIMIZ DOKUNMADI
20 yıldır Bağlarbaşı’nda yaşayan ve evi işaretlenen Alevi dedesi Ali İhsan Gültekin de ilk kez karşılaştığı bu durumdan kaynaklı endişeli olduğunu ifade etti. İşaretleri fark etmesi üzerine durumu hemen karakola bildirdiğini söyleyen Gültekin, ifadelerinin alınıp, şüphelendikleri şahısların sorulduğunu paylaştı. Gültekin, “Kimseye zararımız dokunmamıştır. İnancımızın özümüzde kimseye bir zararımız olmaz” dedi.
‘BU ÜLKEYİ 90’LARA DÖNDÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR’
Yalova Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Fikret Demir ise, yaşanan olaya dair “Alevi toplumunun sinir uçlarıyla oynanıyor” dedi.
Sorumlular hakkında şikayetçi olduklarını belirten Demir, “Bu durum bizi gerçekten derinden yaraladı. Olayın sonrasında birçok STÖ ve Alevi derneğinin yanı sıra birçok yurttaş da bize destek mesajı verdi. Alevi toplumu bu ülkenin asli unsurudur. Ülkenin asli unsurlarını ötekileştirerek bu ülkeyi 80-90’lara döndürmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Sorumluların bir an önce bulunarak cezalandırılmasını istedi.
‘OSMANLI’DAN BUGÜNE ASİMİLASYON POLİTİKASI’
Osmanlı’dan bu yana Alevilerin asimilasyon politikalarıyla karşı karşıya olduğunu dile getiren Demir, Alevilerin her dönem baskılar nedeniyle inanç özgürlüklerinden yoksun bırakılmak istendiğinin altını çizdi. Demir, sözlerinin devamında şunları dile getirdi: “Alevi toplumu Sivas Katliamından sonra da ibadetlerini yapmaya devam etti. Fakat hala tedirginlik içinde yaşıyoruz. Cemevlerimiz resmi statüde ibadethane olarak kabul edilmiyor. Alevilerin evleri fişlendiğinde sadece tepki göstermek yetmez, onların temel haklarını vermek gerekir.”
‘SİVAS, ÇORUM, MARAŞ… YARALARIMIZ HALA TAZE’
Alevi kimliği nedeniyle yurttaşların teşhir edilebildiğini ve bu durumun mahkemeler tarafından yaptırıma tabii tutulmadığını ifade eden Demir, “Son 30 yılda defalarca kez bu işaretlenmeler yapıldı. Bu duruma bir ceza verildiğini duymadık. Bunun bize insanların hakaret etmesini gerektirmiyor. Ortada bir suç varsa, cezası da olmalı. Bu suçun cezasız kalmamasını diliyorum. Geçmişte Sivas, Maraş, Çorum’da da ceza olmadı. Bizim yaramız hala taze. Bu yaşananlar içinde hukuksal boyutta bir ceza olacağını inanmıyorum. Umarım bu konuda yanılıyorumdur” şeklinde konuştu.
“Halkların kardeşliğini savunuyoruz” diyen Demir, son olarak şunları söyledi:
“Bu modern çağda bu tür ayrıştırmaların olması bizi mutsuz ediyor. Tüm canlara, ‘gelin canlar bir olalım’ diyorum. Bu ayrımcılığa karşı bir duruş sergileyelim.”