DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre olay, 25 Mayıs 2017'de Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda gerçekleşti. Duruşma nedeniyle adliyeden dönen Gökhan Gündüz ve mahkum arkadaşı, cezaevinde kitap ve aile görüşü haklarının kısıtlanmasını protesto etmek için kantin önünde oturma eylemi yaptı.
İfadesi alınan infaz koruma memurları, suçlamaları kabul etmeyerek "Gökhan Gündüz'ün kolunu biz kırmadık" dedi. Savcılık, ilk soruşturmada takipsizlik kararı verdi.
Ancak Anayasa Mahkemesi (AYM), Gündüz'ün başvurusu üzerine olayın 'eziyet' olduğuna karar verdi ve kapatılan soruşturmayı yeniden açtı. AYM; Gündüz'e 70 bin TL de tazminat ödenmesine de hükmetti.
AYM'nin kararının ardından Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı, infaz koruma memurları hakkında dava açmak zorunda kaldı. Davanın ilk duruşması Kırıkkale 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 17 Şubat 2022'de görülecek.
'DAVA İŞKENCEDEN AÇILMALIYDI'
Gökhan Gündüz'ün avukatı Fatih Gökçe ise müvekkillerine yönelik sistematik şekilde kötü muamele olduğunu belirterek savcılığın aslında işkence suçundan dava açması gerektiğini savundu. Bu olayın münferit olmadığını söyleyen Gökçe, müvekkillerin yasal hakları olmasına rağmen kitap, yayın, aile ve arkadaş görüşü, sohbet haklarının cezaevi tarafından keyfi bir şekilde engellendiğini söyledi.
'KENDİ KOLUNU KIRDI' TUTANAĞI
Gündüz'ün kolunun kırıldığı olayın ardından nöbetçi müdürün de aralarında olduğu 5 infaz koruma memuru hakkında tutulan tutanakta 'Mahkumun kolunu kendi kırdığı' ileri sürülmüştü. Olay tutanakta şöyle anlatılmıştı: “Tutuklu koğuş şebekesi girişine getirildiğinde kapının açılması beklenirken kasten kolunun üzerine gelecek şekilde kendisini sertçe yere attı” diye anlatıldı.
Ancak AYM aşamasında dosyaya giren cezaevi güvenlik kamerası görüntülerinde, olayın tutanakta anlatıldığı gibi olmadığı ortaya çıkmıştı.