Fransa’nın France 24 haber sitesi, 28’inci dönem milletvekillerinin mecliste yemin ettiği 2 Haziran Cuma günü HÜDA PAR milletvekillerinin Cumhur İttifakı’nın listelerinden meclise girmesi sonrası Türkiye siyaseti hakkında bir analiz yayınladı.
Leela Jacinto imzalı analizde, üçüncü dönemde Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’a atıfla, ‘Erdoğan’ın HÜDA PAR’ı desteklediği, fakat kadınların bedel ödediği’ ifade edildi. Analizde, “Erdoğan’ın HÜDA PAR ile ittifakı Kürt oylarını kazanma stratejisinin bir parçasıydı. Ama kadınlar bunun bedelini ödeyeceklerinden korkuyor” denildi.
‘BU, KADINLARIN SON SEÇİMİ, BELKİ DE OY VERME HAKKIMIZI KAYBEDECEĞİZ’
Analizine gerçek isminin paylaşılmasını istemeyen bir kadının anlatımlarıyla başlayan Jacinto, Zeynep Bilgin ismiyle atıfta bulunduğu kadının “Din bu ülkenin siyasetine hakim; bu seçim kadınların yaşamlarını ve haklarını değiştirebilir” dediğini aktardı. Bilgin, “HÜDA PAR, kadınların oy kullanmaması gerektiği, tüm kadınların 30 yaşından önce evlenmesi gerektiği ile ilgili açıklamalar yapıyor. Çok güçlüler ve ben çok endişeliyim” dedi.
Jacinto, bundan günler sonra seçimin ikinci turu için sandıkların açıldığı 28 Mayıs’ta Diyarbakır’da bir kadının kendisine yaklaşarak, “Bu, kadınların son seçimi. Belki de oy verme hakkımızı kaybedeceğiz. Her şeyi değiştirecekler. HÜDA PAR yüzünden İran gibi olacağız” dediğini aktardı. Jacinto’ya göre, aynı kadın ikinci tur seçim sonuçlarının belli olduğu seçim akşamı da kendisine mesaj atmış ve haberde isminin ya da kimliğinin belirtilmeyeceğinden emin olmak istemişti. Gazeteciye göre, kadının endişesinin sebebi, seçimin kadınlar için olduğu kadar muhalifler, özellikle de Kürtler için sonuçları olacağıydı.
‘MERKEZİLEŞMİŞ ÜLKEDE ÇEPER GÖRMEZDEN GELİNDİĞİNDE…’
Ülkedeki pek çok kadının bu seçim sonuçlarının geçmişin devamından ziyade daha kötüsünü beraberinde getireceğine emin olduğu ifade edilen analizde, bunun bir sebebinin de HÜDA PAR olduğu görüşü aktarıldı. Jacinto, analizinde, “HÜDA PAR’ın yükselişi, azınlıklara yapılan haksızlıkların uzun zaman boyunca göz ardı edildiği, katı bir şekilde merkezileşmiş bir ulusta çeperi görmezden gelmenin tehlikelerini gözler önüne seriyor” dedi.
Cumhur İttifakı’nın HÜDA PAR ile ittifak kurmasının kınama ve eleştirileri beraberinde getirdiği hatırlatılan analizde, söz konusu tepkilerin ‘çoğunun partinin devlet tarafından yeterince kabul edilmeyen ya da ele alınmayan karanlık geçmişinden kaynaklandığı’ ifade edilerek ‘partinin köklerinin Hizbullah’a kadar dayandığı’ görüşü paylaşıldı. “Uzmanlar kanlı 1990’larda Hizbullah’ın Türk güvenlik güçleri tarafından PKK üyelerini öldürmek için kullanıldığını söylüyor” diyen Jacinto, Gaffar Okkan suikastına atıfla, sonrasında ‘devletin Hizbullah’a son vermek için örgütün üzerine gittiğini’ yazdı.
‘İTTİFAKIN STRATEJİK ÖNEMİ ON YIL SONRA GÖRÜLECEK’
AK Parti’nin liberalleşme önlemlerinin ‘yer altında faaliyet gösteren İslamcı gruplara da alan açtığı’ ve ‘HÜDA PAR’ın bu dönemde tüzel bir kişi olarak ortaya çıktığı’ aktarılan analizde, partinin Hizbullah ile bağlantı iddialarını reddettiği, fakat parti lideri Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak görmediğini söylediği hatırlatıldı. Analizde, HÜDA PAR’ın erkek şiddeti, kadın ve LGBTİ+ hakları ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hakkındaki talep ve söylemleri de anımsatıldı.
‘HÜDA PAR’ın aşırı yaklaşımlarının, pek çok kişinin Erdoğan’ın 14 Mayıs’a giden süreçte elinin çok zayıf olduğunu, bu sebeple de HÜDA PAR ile ittifak yaptığını düşünmesine yol açtığı’ görüşüne yer verilen analizde, İçişleri Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu’nun söz konusu ittifakın ‘stratejik öneminin önümüzdeki 10 yılda görüleceği, bu adımla Türkiye’nin doğu ve güneydoğu siyasetindeki muhafazakarlık ekseninin yeniden etkinleştirileceği’ sözlerine de yer verildi. Analizde, ‘Erdoğan’ın HDP’ye şiddetli baskısına rağmen partinin bölgedeki Kürt oyları üzerindeki etkisinin devam ettiği’ belirtildi.