Gazeteci Hamdiye Çiftçi’nin mağduriyeti tabi ki bunlarla bitmiyor, Demokles’in kılıcı gibi yaptığı haberler hep karşına çıkartılıyor.
Independent Türkçe'den Ercan Öksüz'ün haberine göre, 2018 yılında Van Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığı işinden de çıkarılan Çiftçi’nin yine aynı haberler nedeniyle şimdi de aile fertlerinin önüne getirilerek, hemşire olan kız kardeşinin ihraç edilmesine neden oldu.
2008 yılında Hakkari'de düzenlenen Newroz kutlamaları sırasında çıkan olaylarda polis şiddetine maruz kalan C. E. isimli 14 yaşındaki bir çocuğun haberini yapan Gazeteci Çiftçi, yaptığı bu haber delil gösterilerek iki yıl tutuklu kaldı. Çiftçi bu sefer de "terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin kimliklerini açıkladığı" gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Polisler hakkında başlatılan soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi.
Dönemin Özel Yetkili Van Cumhuriyet Savcısı, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Hamdiye Çiftçi hakkında, "örgüt üyeliği" suçlaması ile iddianame hazırladı. Savcı, görüntüleri bulunan, basında günlerce haber olan C. E.'nin maruz kaldığı polis şiddeti hakkında ise "asılsız" iddiasında bulundu. Gazeteci Çiftçi'nin evine yapılan polis baskınında ele geçirilen olaya ilişkin kamera görüntüleri de "suç unsuru" olarak değerlendirildi. Savcı hazırladığı bu "iddianamede" Gazeteci Çiftçi'yi, "bu görüntüleri basına vermekle suçladı."
Çiftçi'nin ev aramasında bulunan, takip ettiği haberlere ilişkin kayıtlar da üstelik gazeteci olduğuna iddianamede yer verildiği halde suç unsuru gibi anlatıldı. Hamdiye Çiftçi, 2010 yılında KCK operasyonunda gözaltına alındı ve tutuklandı, bu iddialar ile 2 yıla yakın Bitlis E Tipi Cezaevi'nde tutuldu. Çiftçi, 2012 yılı Nisan ayında Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada alınan karar ile tahliye oldu.
1 gazeteci, 1 haber yaptı, başına gelmeyen kalmadı (1).jpg
Ancak 14 yaşındaki C. E'nin polis şiddetine maruz kalmasına yönelik yaptığı haber, gazeteci Hamdiye Çiftçi'nin peşini bırakmadı. Van Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Hamdiye Çiftçi'ye bu kez de aynı haber nedeniyle, "terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin kimliklerini açıkladığı" gerekçesiyle dava açtı.
İddianamede Cumhuriyet Savcısı, Çiftçi'nin, “C.E'nin 'kolunun kırıldığını yazarak yalan haber yaptığını ve bu haberlerin ulusal basında yayınlanmasıyla terör örgütü propagandası yaptığını" iddia etti. Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, "TMK kapsamında görev yapan kamu görevlisinin kimliğini basın yoluyla açıklamaktan" dolayı bir yıl hapis cezasına çarptırıldı, mahkeme cezayı erteledi. İki yıl cezaevinde kalan Hamdiye Çiftçi, 10 Nisan 2012 tarihinde tahliye oldu.
Gazeteci Çiftçi yaptığı haberler nedeniyle bunları yaşarken, Türkiye’nin uluslararası arenadaki durumuna bakalım. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Mart 2021 itibarıyla dünya çapında en az 229 gazetecinin cezaevinde bulunduğuna işaret edilen rapora göre, Türkiye "dünyada en fazla gazeteciyi cezaevine gönderen ülke" oldu. Rapora göre Türkiye en az 67 medya çalışanı cezaevinde bulunuyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 2021 yılı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde bu yıl 180 ülke arasında 154'üncü sırada yer aldı. Endeksin ilk kez yayımlandığı 2002 yılında 99'uncu sırada yer alan Türkiye, 2016'da 151, 2017'de 155, 2018 ve 2019'da 157, 2020'de ise 154'üncü sırada gösterilmişti.
1 gazeteci, 1 haber yaptı, başına gelmeyen kalmadı (4).jpg
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 2020 Yılı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu'na göre Türkiye’de 90 gazeteci tutuklu bulunuyor.
Türkiye’nin basın özgürlüğü ve tutuklu gazete sayısı durumunda baktıktan sonra, Gazeteci Hamdiye Çiftçi’nin durumuna geri dönelim.
“2008 yılında Dicle Haber ajansı Hakkari muhabirliği yaptığım sırada yasaklı Nevruz'da, Hakkari'de polisler tarafından kolu kırılan Cüneyt Ertuş'un görüntüsünü çektiğim için 5 yıl aradan sonra 2012 yılında bir buçuk yıl hapis cezası aldım” diyen Gazeteci Hamdiye Çiftçi, şöyle konuştu:
“2010 yılında Cüneyt Ertuş görüntüsü ve 23 Nisan'da polis tarafından başına dipçikle vurulup yaralanan Seyfi Turan'ın görüntüsünü çektiğim için bu haberler gerekçe gösterilerek tutuklanarak cezaevine konuldum. 2 yıl boyunca Bitlis cezaevinde kaldım. 2012'de tahliye oldum. Bu dosyalarım gerekçe gösterilerek 2018 yılında çalıştığım Van büyükşehir belediyesinde işten çıkarıldım. 4 defa mahkemeye kazanmama rağmen işe iade edilmedim.”
Aradan 11 yıl geçmesine rağmen mahkemenin hala devam ettiğini söyleyen Çiftçi, yargının henüz vermiş olduğu bir ceza olmamasına rağmen, dosyam gerekçe gösterilerek kız kardeşi Dilan ihtiyatoğlu ihraç edildiğini belirtti.
1 gazeteci, 1 haber yaptı, başına gelmeyen kalmadı (5).jpg
Kız kardeşinin ihraç gerekçesinde,” Gerekçeli karar olarak hakkında açılan dosyalar gösterilerek, suçu ve suçluyu övme, polise saldırı, kamu malına zarar verme, örgüt üyeliği “gibi iddialarda bulunarak gerekçe gösterildiğini ifade eden Gazeteci Çiftçi, şöyle konuştu:
“Bir gazeteci olarak yaptığım haberler benim hayatımı etkilediği gibi aile fertlerinin hayatlarını da olumsuz etkilemeye devam ediliyor. Ben kesinlikle bir suç işlemedim. Bütün gazeteciler gibi toplumun omuzlarımıza yüklediği yükü yerine getirerek kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmeye çalıştım.
Ama ne yazık ki Türkiye'de doğru, tarafsız ve objektif gazetecilik yapmak hala suç olarak görülüyor. Dünya da en çok gazetecinin cezaevinde olduğu ülkelerin başında geliyor. Bir gazeteci olarak kameralar önünde gerçekleşen olayı kamuoyuna yansıttığım için yıllardır bedel ödüyorum. Benim yaşadıklarım yetmiyormuş gibi şimdi bunun bedelini aileme ve sevdiklerime ödetmeye çalışıyorlar”
1 gazeteci, 1 haber yaptı, başına gelmeyen kalmadı (Cüneyt Ertuş).jpg
Bu kararın kesinlikle hukukla bir bağlantısının olmadığını vurgulayan Çiftçi, hukuka bağdaşmayan gerekçelerle her gün yeni mağdurlar yaratıldığını ve insanları açlıkla terbiye etmeye çalışıldığını, bunu bir sindirime politikası olduğunu ve bunu asla kabul etmediğini söyledi.
Bu kararı kesinlikle hukuki olmadığını ve kabul etmediğini ifade eden Çiftçi, yargı yolu ile suç duyurusunda bulunacağını, sözlerine ekledi.
Van Gürpınar Belediyesi’nde hemşire olarak çalıştığı sırada 2018 yılında ihraç edilen Dilan İhtiyatoğlu , ihraç edilme kararıyla nedeniyle şaşkına döndüğünü söyledi. Bu kararı bir üst mahkemeye götüreceğini eğer burada da bir sonuç çıkmadığı taktirde Anayasa Mahkemesine veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğini söyledi.
Yaklaşık 4 yıldır suçsuz şekilde mağdur durumda olduğunu söyleyen Orhan, bu mağduriyetinin bir önce giderilmesine ve işine iade edilmesini istedi.