Gıyas Geylani /Yazdı
Manşetlerde yer alan "Masada toplanan paralar dudak uçuklattı", "Aşiret düğününde geline 6 kg altın takıldı" gibi ifadeler, düğünlerin artık yalnızca iki insanın hayatını birleştirdiği törenler olmaktan çıkıp bir güç ve gösteriş aracı haline geldiğini gözler önüne seriyor. Peki, bu durumun toplumsal ve ahlaki boyutları nelerdir?
Gösteriş ve Güç Gösterisi: Yeni Düğün Anlayışı
Günümüzde düğünler, geçmişin aksine, topluma mesaj vermek amacıyla düzenlenen birer güç gösterisi olarak karşımıza çıkıyor. Aileler, düğünler aracılığıyla toplum içindeki statülerini pekiştirmeye çalışıyor. Özellikle bazı çevrelerde, "Ben racon keserim" diyenlerin yarıştığı bu düğünler, toplumsal ahlakın zedelenmesine ve asıl amacından sapmasına yol açıyor.
Düğünler artık bir birliktelik ilanı olmaktan ziyade, toplumda yer edinme ve dikkat çekme çabası haline gelmiş durumda.
Sosyal Medyanın Etkisi: Düğünler Şov Alanına Dönüştü
Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri arttıkça, düğünler de birer gösteri ve viral olma çabası içinde organize edilmeye başlandı. Aileler, sosyal medyada yankı uyandıracak düğünler düzenlemek için büyük bütçeler ayırıyor.
Bu çaba, genç nesil üzerinde de ciddi baskılar oluşturuyor. Sosyal medyada gördükleri ihtişamlı düğünleri taklit etmek isteyen gençler, ailelerine baskı yapıyor, hatta bazen bu durum aile içinde çatışmalara sebep oluyor.
Maddi Yük Altında Ezilen Aileler
Gösterişli düğünler, maddi durumu yerinde olan ailelerin "Millet bizim düğünümüzü konuşsun" diyerek sınırları zorlamasıyla daha da körükleniyor. Makyajcısını il dışından uçakla getirtmek gibi gereksiz harcamalar, hem kendi bütçelerine zarar veriyor hem de toplumsal bir baskı yaratıyor.
Bu durum, düğüne katılan misafirlerde mahcubiyet ve para toplama baskısı yaratırken, toplumsal etik anlayışımızın da sorgulanmasına neden oluyor. Maddi durumu iyi olmayan birinin düğününe gitmek istemeyen kişiler, gösterişli düğünlere katılmak için adeta bir yarışa giriyor.
Yanlış Algılar ve Toplumsal Etkileri
Düğünlerin bir şov alanına dönüşmesi, özellikle gençler üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Gösterişli düğünlere özenen gençler, ailelerinin maddi durumunu beğenmemeye başlıyor. Bazıları, bu algıya uymak için borçlanarak şatafatlı düğünler düzenliyor.
Ancak bu geçici mutluluk, düğünden kısa süre sonra yerini maddi sorunlara ve mutsuzluğa bırakıyor. Düğünler, toplumsal ve ahlaki değerler çerçevesinde kutlanması gereken önemli bir olaydır. Ancak günümüzde bu törenler, bireysel bir şov aracına dönüştü ve bu durum toplumun birlikteliğini ve dayanışmasını zayıflatıyor.
Toplumun Kanaat Önderlerine Düşen Görev
Bu aşırılıkların önüne geçmek için, toplumda söz sahibi olan kanaat önderlerinin, siyasilerin ve mülki amirlerin sorumluluk alması gerekmektedir. Ailelerin, çocuklarına gerçek değerleri ve ahlaki duruşu kazandırarak bu yanlış algıyı kırması büyük önem taşımaktadır.
Ancak bu şekilde, düğünler toplumsal bir baskı aracına dönüşmekten kurtulabilir ve gerçek anlamına kavuşabilir. Aksi takdirde, bu gösteriş ve güç gösterisi furyasının en büyük mağduru genç nesil olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, gerçek değerler, altınların veya paraların değil, insanın kendisinde saklıdır. Bu bilinçle hareket etmek, toplumsal huzur ve ahlaki bütünlüğün korunması için elzemdir.