Günay, “Bizler HDP olarak 3’üncü yolun genişlemesinde ittifak çalışmalarının tarihsel önemde olduğunu biliyoruz. Bu konudaki tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirmek için her türlü çaba ve emeği göstermeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
HDP Sözcüsü Ebru Günay, HDP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Günay, şunları söyledi:
“Hasekê’de IŞİD bir saldırı gerçekleştirdi ve bu saldırı sonucunda 121 kişi hayatını kaybetti. Buradan hayatını kaybedenleri ve insanlık değerlerini savunan 121 kişiyi anıyor ve Kuzey ve Doğu Suriye halklarına başsağlığı diliyoruz. Aynı zihniyet Federe Kürdistan Bölgesinde BM denetimindeki Mexmûr Kampı'na, Şengal bölgesi ve Kuzey ve Doğu Suriye topraklarındaki Dêrik kentine saldırılar gerçekleştirdi. Bu saldırıların hepsi aynı zihniyet, hepsi birbirinden güç alan zihniyetin ürünüdür. Bizler HDP olarak bu katliamları ve bu saldırıların arkasındaki bütün güçleri kınıyoruz.
“Tezkerelerin yarattığı savaş içerde AKP-MHP’yi ve dışarıda DAİŞ’i sevindiriyor”
HDP olarak tezkere her gündeme geldiğinde çokça anlatmaya çalıştığımız bir gerçek vardı. Bu tezkerelerin iktidar tarafından savaşçı ve keyfi bir düşmanlık politikalarına alet edileceği gerçeğiydi. Bu saldırılar bu gerçeği bir kez daha gösterdi. Bu tezkerelerin yarattığı savaş yıkıcılığına, keyfi düşman hukukuna AKP- MHP iktidarı, dışarıda ise DAİŞ çeteleri seviniyor. AKP’nin tüm bu bu saldırılarına ve politikalarına karşı tüm Türkiye halklarını, demokratik ve özgürlükçü bir Türkiye için AKP’nin bu politikalarına karşı durmaya ve ses vermeye davet ediyoruz.
“Kürdistan Bölgesel Yönetimi tavrını AKP’den yana değil Kürt halkının barışından yana kullanmalı”
Tüm bu saldırılar gerçekleşirken Kürdistan Bölgesel Yönetimi ise sessizliğini koruyor. Bu saldırılar devam ettikten hemen sonra Neçirvan Barzani, Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Saray’dan bir fotoğraf verdi. İşte o fotoğraf Kürtlere saldırıya onay vermenin fotoğrafıdır. AKP’nin savaş siyasetine, Kürt düşmanlığına, sınır ötesi diye gerçekleştirdiği bütün savaş, yok etme ve katliam politikalarına onay fotoğrafıdır. O fotoğraf zımni desteğin açık göstergesidir ve asla kabul edilebilir değildir. Burada Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne sesleniyorum. Tavrınızı, AKP’nin savaş siyasetinden yana değil, Kürt düşmanlığından yana değil, Kürt halkının geleceğinden, kazanımlarından ve barışından yana kullanın.
“AKP iktidarı geleceğini savaşta görüyor”
Çünkü AKP iktidarı aynı bu zihniyetten, bu savaş politikalarından beslenerek Ortadoğu'da bir barış ve kardeşlik politikası değil bir düşmanlık politikası yürütmeye çalışıyor. Çünkü AKP iktidarı kendi geleceğini savaşta, yıkımda ve ölümde görüyor. Ama Türkiye halkları bu savaşı ve yıkımı kabul etmeyecektir. Türkiye’nin bütün demokrasi güçleri AKP’nin yürüttüğü bu savaş politikalarından ve AKP iktidarından rahatsızdır.
“Öcalan’a mutlak tecrit ile barış umudu bitirilmeye çalışılıyor, savaş tırmandırılıyor”
Türkiye’de birçok sorunun kaynağı olan Kürt Sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve özgürlük gibi yapısal sorunlarına karşı geçmişin bütün karanlık zihniyetiyle hareket eden bir AKP-MHP iktidar gerçekliği var. İşte geçmişin bütün karanlık ve kirli yöntemlerini kullanan AKP-MHP iktidarı ülkeyi felakete sürüklüyor. Kürt Sorununda çözüm ve diyalog yerine çözüm aktörü olan Sayın Öcalan’a yönelik mutlak tecrit ile barış umudu bitirilmeye çalışılıyor, savaş siyaseti tırmandırılıyor. Çünkü AKP ve MHP iktidarı savaş ve çatışmadan, ölümden besleniyor. Kürt Sorununun çözümsüzlük politikaları ve savaş, siyasi bütün muhalif kesimlerin de baskı altına alınmasına paralel bir şekilde yürütülüyor. Bir taraftan Kürt Sorununda çözümsüzlük bir taraftan da Türkiye muhalefetine yönelik baskı ve zorbalık devam ediyor. Çözümsüzlük politikaları bugüne kadar olduğu gibi Türkiye halklarına acı, felaket ve ölümden başka bir şey getirmeyecektir.
“Türkiye iktidarın değirmenine su taşıyan muhalefete mecbur değildir”
Parti Meclisimiz bir toplantı gerçekleşti ve etraflıca ele aldığımız konulardan biri de HDP ve demokrasi güçlerinin öncülük ettiği gerçek çözüm alternatifi olacak demokrasi ittifakıydı. Türkiye halkları faşist uygulamalarla toplumu bezdiren iktidara rağmen her türlü çözüm projelerini ortaya koymayan, yeri gelince AKP’nin iktidarına ve değirmenine su taşıyan bir muhalefete mecbur değildir. İşte HDP bu iki seçeneğe karşı mücadele birliğini büyüterek 3’üncü yolu ve Türkiye halklarına gerçek bir seçenek sunmaya dönük mücadelesini büyütmeye devam edecektir.
“3’üncü yolun genişlemesi için her türlü çabayı göstereceğiz”
Bizler HDP olarak 3’üncü yolun genişlemesinde ittifak çalışmalarının tarihsel önemde olduğunu biliyoruz. Bu konudaki tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirmek için her türlü çaba ve emeği göstermeye devam ediyoruz. Bizler biliyoruz, bizler güçlendikçe demokrasi ittifakı güçlendikçe suç ve günah ittifakı olan AKP-MHP iktidarı kaybedecektir. Siyasetsizliği esas alan farklı ittifaklar ise gerçek demokrasi tercihiyle karşı karşıya kalarak ya gerçek bir demokrasiyi ya da başka bir tercih yapmak zorunda kalacaklardır.