Baskın, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 89. maddesinde yapılan değişikliklerle oluşturulan bu kurulların, mahpusların iyi halli olup olmadığını 6 aylık periyotlarla değerlendirdiğini belirtti. Ayrıca, bu değerlendirmeleri yapacak kurula Cumhuriyet başsavcısı veya onun belirleyeceği bir Cumhuriyet savcısının başkanlık edeceğini ifade etti.
Baskın, 2021 yılından itibaren uygulanan yönetmeliğin hem Anayasa'ya hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu vurguladı. İHD Genel Merkezi olarak, bu yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay’a açtıkları davanın henüz sonuçlanmadığını aktardı.
Açıklamada, İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliyeleri engellenen mahpuslardan yoğun başvurular aldıklarını belirten Baskın, Ceza ve Tevfikleri Genel Müdürlüğü'nün veri açıklamadığını, bu nedenle kaç mahpusun tahliyesinin engellendiğine dair kesin bir bilgiye sahip olamadıklarını ifade etti. Ancak, 2021 yılından bu yana en az 501 mahpusun tahliyesinin engellendiğini ve bu engellemelerin çeşitli periyotlarla devam ettiğini kaydetti.
Baskın, tahliyesi engellenen mahpusların 54’ünün 30 yılını tamamlamış olup koşullu salıverilmeye hak kazandığını, 73’ünün kadın mahpus olduğunu, 105’inin hasta mahpus listesinde yer aldığını ve bunlardan 42’sinin ağır hasta statüsünde olduğunu belirtti. Ayrıca, ağır hasta mahpuslardan Hayrettin Yılmaz’ın, tahliyesinin engellenmesi sonucu hapishanede yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Açıklamanın sonunda, İdare ve Gözlem Kurulları'nın mahpusların haklarını engellediğini dile getiren Baskın, bu kurulların hukuk dışına çıkarak mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarını kısıtladığını belirtti. “Mahpusların tahliyelerinin engellenmesi, umut hakkını ortadan kaldırmakta ve hem mahpusları hem de ailelerini olumsuz etkilemektedir” diyen Baskın, İHD olarak bu kurulların iptalini ve tahliye şartlarını yerine getiren mahpusların bir an önce serbest bırakılmasını talep ettiklerini ifade etti.
