Her hafta ‘Kayıplar bulunsun failler yakalansın’ şiarıyla bir araya gelen Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, 166’ncı haftada Nurettin Turgut için adalet talebinde bulundu. Yüksekova Kültür Sanat Sokağı’nda İHD öncülüğünde gerçekleştirilen basın açıklamasına Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Yüksekova Belediye Eş Başkanları Şadiye Kırmızıgül ve Şoreş Diri ile DEM Parti Yüksekova İlçe Örgütü temsilcileri katıldı.

Açıklamayı okuyan İHD Kayıplar Komisyonu adına okuyan Eren Baskın, ilk olarak 5 yıl önce Cumartesi Annelerinin oturumunda Galatasaray Meydanının kapatılması kararı üzerine gözaltına alınan 46 kişi hakkında açılan davanın düşürüldüğünü ve arkadaşlarının beraat ettiğini aktardı.

Asdsd

Hakkari’de 4.8’lik Deprem Sonrası Sokaklarda Korku ve Panik Hakkari’de 4.8’lik Deprem Sonrası Sokaklarda Korku ve Panik

Baskın daha sonra olay örgüsünü okuyarak, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde ikamet eden ve taksicilik yaparak hayatını idame ettiren Nurettin Turgut 1993 şubat ayında evinden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Aile ilk başlarda işi dolayısı ile şehir dışına çıktığını düşündüğü Nurettin Turgut’ dan 2 hafta haber alamayınca ilgili tüm mercilere başvuru yaptı. Hemen akabinde aileyi Bitlis’in Tatvan ilçesinden arayan güvenlik güçleri Nurettin Turgut’un yanındaki bir şahıs ile araçta silah bulundurmaktan gözaltına alındığını söyledi. Amcası Cemil Turgut Tatvan’a giderek savcı ile görüştü.  Savcılık ise herhangi bir gözaltı işleminin olmadığını söyledi. Amcası Cemil Turgut’un kendi imkanları ile yaptığı araştırma da Tatvan yolunca işkence edilmiş bir cesedin bulunduğu ve belediye ekiplerince kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü öğrendi. Hemen ardından bu bilgi ile Tatvan cumhuriyet başsavcılığına başvuru yapan amcası Cemil’e bulunan cenazenin otopsi sırasında çekilmiş fotoğrafları gösterildi. Hemen hemen tanınmayacak halde olan Nurettin Turgut’un cansız bedeninde çok sayıda kurşun izi ve ağır işkence emareleri vardı.  Bir muhtar tarafından bulunduğu söylenen cansız bedeni aileye gösterilerek teşhis edildi. Nurettin Turgut’un arabasının ise Malatya da bulunduğu haberi aileye iletildi. Cenazesi teşhis edilen Nurettin Turgut için Tatvan’da soruşturma başlatıldı. Yüksekova’dan Malatya’ya kadar tam 9 yerde kimlik kontrolü ve kayıt işlemleri olmasına rağmen soruşturmayı yürüten savcılık ailenin avukatları ile beraber yaptığı ısrarlı başvurulara aracın kayıtlarının istenmesinde yarar yoktur denilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Dosya kayıtlara faili meçhul cinayet olarak geçti. Aile Nurettin Turgut’un defnedilmiş bedenini alarak Yüksekova ya getirdi. Nurettin Turgut’un akıbeti failsiz bırakıldı. Gözaltında insan kaybetme suçu 90'lı yıllarda Türkiye de devlet politikasıydı. Bu politikaya karşı annelerimiz ve destekçilerimiz 30 yıldır failsiz bırakılmak istenenlere karşı güçlü bir şekilde sesini yükseltiyor. 

Buradan yetkililere bir daha seslenmek istiyoruz; Gözaltında insan kaybetmek insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Faillerin yargılanması ve kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması bu hükümetin sorumluluğundadır” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın okunmasının ardından 1 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.