Dün gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle resmi gazetede yayınlanan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına tepki amaçlı KESK Hakkari Kadın Meclisi yazılı bir açıklama yaparak karara tepki gösterdi.
KESK Kadın Meclisinin “İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmeyeceğiz” "Yaşamımızı Savunuyoruz" başlığıyla yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi; Her gün basına yansıyan ve yansımayan yüzlerce kadının şiddete maruz kaldığı, kadın cinayetlerinin devam ettiği ülkede, yine bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin, 3. maddesi olarak İstanbul Sözleşmesinin feshedilme kararı alındı! Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedildiği duyurulan, İstanbul Sözleşmesi olarak anılan ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi 2012 yılında Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmişti.
O günden beri ve bugün de yapılması gereken sözleşmenin maddelerini hayata geçirebilecek politikalar geliştirmek ve uygulamaktır. Oysa son 72 saatte yapılanlar; İstanbul Sözleşmesini ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi, 4,5 ay önce göreve gelen Merkez Bankası Başkanının değiştirilmesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi mülkiyetindeki Gezi Parkının Vakıflara verilmesi, Mecliste yer alan bir siyasi partiye; HDP’ye kapatma davası açılması ve bir milletvekilinin, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması. Sürüklenmek istediğimiz ortam; şiddet, zulüm, baskı itibariyle tam bir eril siyaset ortamıdır.
İstanbul Sözleşmesi, kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayalı uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmaya dayanan bir sözleşmedir. Kadınların can güvenliğini sağlamak, kadın mücadelesinin kazanımlarını geliştirmek, eşit ve adil bir toplum kurgulamak siyasi iktidarların sorumluluğudur. İsmi İstanbul olan, Türkiye’nin ev sahipliği ile imzalanmış bir sözleşmeden ayrılmak abesle iştigaldir! Hukuk Devleti ilkelerine göre bu kararname hükümsüzdür, Anayasanın 90. Maddesine aykırıdır. İstanbul Sözleşmesi uluslararası sözleşmedir ve kanun hükmündedir, yetki gaspıyla TBMM devre dışı bırakılamaz.
İstanbul Sözleşmesini kendisine bir tehdit olarak gören siyasi iktidarın baskıcı ve ataerkil isteklerine teslim olmayacağız. Biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir, yaşamın her alanında kadın mücadelesi ve kadın dayanışması ile eşit ve özgür bir toplumu hep beraber inşa edeceğiz. Yaşam hakkı için, özgürlük için vazgeçmiyoruz, kabul etmiyoruz” denildi.