Hakkari, gelişmişlik düzeyinde 81 ilde 78'inci sırada. 275 bin nüfuslu kent sürekli göç veriyor. İşsizlik ve yoksulluk sorunları kıskacındaki Hakkari sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetlerinden de yeterince faydalanamıyor.

KENTİN TEK KARAYOLU VAR

Havaalanın 2015 yılında açıldığı Hakkari’yi, dışarıya bağlayan tek karayolu bulunuyor. Zap Vadisi ile paralel ilerleyen ve derin uçurumların olduğu Van-Hakkâri Karayolu’nda sık sık kazalar yaşanıyor. Yağışlı havalarda toprak kayması ve çökmeler yaşanıyor. Kaya parçalarının düştüğü karayolu, zaman zaman ulaşıma kapanıyor.

İLÇELERE ULAŞIM DA SORUNLU

Hakkari'nin ilçelerle bağlantısının sağlandığı yollarda da benzer sorunlar var. Yaklaşık 80 kilometrelik Hakkâri-Yüksekova karayolu, son yıllarda yeni tüneller ve köprüler yapılarak genişletilse de çalışmalar henüz tamamlanmış değil.

SORUNLAR YENİDEN GÜNDEMDE

Hakkari-Yüksekova karayolunda 22 Ağustos'ta Barış Anneleri Adalet Safalı ve Perişan Akçelik ile Akçelik'in oğlu Cihan Akçelik'in öldüğü kazada ağır yaralanan avukat Erdal Safalı’nın ölümü kentte ulaşım ve sağlık alanında yaşanan sorunları yeniden tartışmaya açtı. Önce Yüksekova Devlet Hastanesi’ne oradan Hakkâri Devlet Hastanesi’ne sevk edilen Safalı, 12 saat sonra Van’a götürülerek tedavi altına alınmıştı.

'ONLARCA İNSANIMIZI BU YOLLARDA KAYBETTİK'

Artı Gerçek'e konuşan Hakkâri Barosu Başkanı Ergün Canan, sorunların uzun yıllardır çözülmediğini vurgulayarak, "Siyasal iktidar, sağlık ve ulaşım alanında devrim yaptığını söylüyor ama o devrim Hakkari’ye uğramadı. Onlarca insanımızı bu yollarda kaybettik.Van -Hakkâri yolu İran’a giden uluslararası bir yol ama iki araç yan yana geçemiyor. Her an kazaya kurban olabilirsiniz. Tüneller yapılıyor ama nice insanımızı kaybediyoruz. Bu, halkın kaderi mi? Bunun sona ermesi azım" dedi.

'İHMALLER ÖLDÜRÜYOR'

Sağlık alanında yaşanan eksikliklere de değinen Canan, şöyle devam etti:

"Yüksekova ve Hakkari’de birer devlet hastanesi var. Buralarda donanım, altyapı ve doktor sorunu var. Eksikliklerle dolu. Erdal’ı örnek verecek olursak, kaza geçirdikten sonra Van’a götürülmesinin üzerinden 12 saat geçti. Önce Yüksekova’ya, sonra Hakkari’ye oradan da Van’a götürüldü. Yüksekova’da beyin cerrahı yok diye Hakkari’ye götürüldü.

Orada da beyin cerrahı var ama teçhizat yok. Devamında virajlı ve dar yollardan Van’a götürüldü. Sevkin gerçekleşmesi için de Van’daki hastanenin onayını almak için bir saat bekledik. Bir dakikanın bile önemli olduğu bu tarz hayati durumda biz 12 saat sonra Van’a ulaşabildik. Ambulansla sevk edilirken yolda hayatını birçok hasta oldu. İhmaller öldürüyor insanları."

Hakkari'de Zemheri Soğukları ve Kışın Getirdikleri Hakkari'de Zemheri Soğukları ve Kışın Getirdikleri

'FERYAD EDİYORUZ ARTIK'

Yüksekova'da anjiyo ünitesi olmadığını dile getiren Canan, şunları söyledi:

"Son zamanlarda kalp krizi sonucu hayatını kaybeden onlarca insan var. Şemdinli’deki bir hasta kriz geçirdiğinde Yüksekova’ya getiriliyor. Burada anjiyo olmadığı için Hakkari’ye sevk ediliyor. Zaten yolda vefat ediyor. Yüksekova gibi bir ilçede anjiyo ünitesi olmaz mı, bu çok mu zor? Yine otopsi için insanlar Hakkari’ye götürülüyor.

Adli Tıp uzmanı yok çünkü. Hem ölü hem ölü yakını sabahlara kadar bekletiliyor. Her anlamda bir ihlal ve insan haklarına aykırı. Hakkâri, Türkiye’nin bir toprağı. Bu kadar hor görülmesin. Sağlık ve yol konusundaki sorunlar giderilmeli. Feryat ediyoruz artık. Sesimizin duyulması gerekiyor. Yoksa onlarca insanımız bu yollarda hayatını kaybetmeye devam edecek."

'HASTANELER GEREKLİ DONANIMA SAHİP DEĞİL'

Van-Hakkâri Tabip Odası Başkanı Ahmet Koç da Hakkari’deki hastanelerin hastalara ilk müdahaleyi yapacak veya tedavi edebilecek donanıma sahip olmadığını söyledi. Koç, "Acil hastalar bu kadar uzun mesafeden Van’a sevk edilmek zorunda kalıyor. Sevk süresi hastaların sağlığına önemli ölçüde zarar vermekte. Vefat veya kalıcı hasarlarla yüz yüze kalıyor hastalar. Hakkari’deki bir hastanın üç-dört saatlik bir yolculuktan sonra Van’a getirilmesi sağlık hakkına erişimi konusunda da önemli bir bariyer. Hakkâri başta olmak üzere, bölgedeki diğer il ve ilçelerdeki benzer sorunlar bir an evvel giderilmeli" diye konuştu.

'İLERİ MÜDAHALE KAPASİTESİ YOK'

Kentin sağlık açısından yeterli olmadığını belirten Koç, şunları ekledi:

"Hakkâri ve ilçelerinde birer devlet hastanesi bulunuyor. Bunlar, ikinci basamak hastaneler dolayısıyla ileri müdahale kapasiteleri yok. Böyle olunca acil durumdaki hastalara müdahalede yetersiz kalınıyor. Bu da üçüncü basamak hastanelere sevki kaçınılmaz kılıyor. Hastane ikinci basamak olunca hastanedeki malzeme ve sağlık personeli de buna göre oluyor. Aynı sorun, kanser gibi ağır hastalıklar için de geçerli. Bir kentin, sağlık açısından kendine yetmesi lazım. İlgililerin buna göre adımlar atması lazım."

'ÖTEKİLEŞTİRMEYİ 50 YIL ÖNCE DE GÖRDÜK'

Yerine kayyım atanan seçilmiş Yüksekova Belediyesi Eşbaşkanı İrfan Sarı da kentin ötekileştirildiğini ve ihmallerle yüz yüze bırakıldığını söyledi. Sarı, şöyle konuştu:

"Bugün yaşanan ihmalleri ve ötekileştirilmeyi 50 yıl önce de gördük. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bu kent üzerindeki bu mezalim sürüyor. Hakkâri, Kürdistan’ın üç parçasının buluştuğu bir alan. Burası bilinçli olarak burası ertelenmiş ve muhtaç hale getirilmiştir. Kimliğine sahip çıktığı için de ayrıca hedefte. Sorunlara dönük bir çözüm politikası geliştirilmiyor. Tüm Kürt kentlerinde benzer bir durum var. İnsanlara reva görülen şey güvenlikçi bir bakış açısı. Demokrasi, insan hakları ve hukukta olduğu gibi bu sorunlarda da kısa vadede bir şey değişeceğini düşünmüyorum."

'İHMALİN ÖTESİNDE İŞKENCE'

Hakkarililerin tedavi olmak için metropollere gitmek zorunda kaldığını belirten Sarı, "İnsanlarımız göz göre göre ölüyor. Her anlamda ihmaller var. Bu sorunlarla halka yaptırım uygulanıyor. Gidin Ankara sokaklarına veya diğer metropollerdeki hastanelere bakın, Hakkari’den giden hastalarla kaynıyor. İktidar, 'biz hastane yaptık, yol yaptık' diyor ama insanlar büyük zahmetler ve zorluklarla metropollere sürülerek hastalıklarına çare bulmaya çalışıyor. Bir işkence modelidir. İhmalin ötesine geçmiş durumdadır" dedi. Artıgerçek