''Bugün, 15 Temmuz 2016 tarihinde Aziz Milletimizin iradesine yönelik Fethullahçı Terör Örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen hain silahlı darbe girişiminin bozguna uğratılmasının ve dolayısıyla tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birisinin yıldönümündür. Milletçe bu destansı direnişin gurur ve coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz. O gece; vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, milletimizin bağımsızlığına, demokrasimize ve aydınlık geleceğimize yönelik olarak, ihanet içerisinde bulunan hainlerin, kalleşçe ve kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunmasıyla şanlı tarihimize kara bir leke olarak geçirilmeye çalışılmıştır.Ancak o gece, Aziz milletimiz; kendi silahını yine kendi milletine doğrultan ihanet içerisindeki bu hainlere karşı göğsünü siper ederek, tankların önüne çıkarak, ardında şanlı tarihine yakışır yeni kahramanlık destanları yazdırmak suretiyle onurlu bir direniş göstermiş ve tarihimize kara bir leke olarak geçirilmek istenilen bu geceyi dünyadaki tüm mazlum milletlere öncü olacak, rehber olacak, ışık tutacak bir kahramanlık destanı, şanlı bir direniş, demokrasiye ve milli birliğe sahip çıkma gecesine çevirmeyi başarmıştır. Milletimiz, bin yıl önce Malazgirt’te ‘vatan’ diye kabul ettiği bu coğrafyayı sadece yaşam alanı olarak görmediğini özellikle istikbali olarak gördüğünü tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Bu Ülkeye göz koyanlara karşı 100 yıl önce Çanakkale’de, Kut’ul Amare’de, Dumlupınar’da verilen cevap ne olduysa 15 Temmuz akşamı verilen cevapta aynısı olmuştur. Ülkemiz her zaman olduğu gibi 15 Temmuz sonrasında da 2023 hedeflerine ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline gelen savunma sanayindeki projelerine kaldığı yerden devam edecektir. İşte bunu bilen dış güçler her fırsatta yolumuza taş koymaya çalışmaktadır. Kendi gücünü yetiremeyenler içlerimize soktukları ihanet çetelerini harekete geçirme çabasındadır.
“Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar; o rükû olmasa dünyada eğilmez başlar” diyen Mehmet Akif Milletimizin hiçbir güç ve kuvvet karşısında yılmayacağını, adına özgürlük denilen kavramın nasılda damarlarda hissedildiğini yalnızca iki satırla gözler önüne sermiştir. Türkiye terör örgütleri vasıtasıyla önüne kurulan tuzakları birer birer bozarak yoluna devam ederken, üstesinden geldiği her saldırıdan zayıflayarak değil daha da güçlenerek çıkmaktadır. Bugünkü Türkiye 15 Temmuz öncesi Türkiye’den daha güçlüdür. Çünkü içimizde bizi zayıflatan, gelişmemize engel olan hastalıklar bir bir yok edilmektedir. Bu sebeple yarınki Türkiye’de bugünden güçlü olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle; vatanın ve milletin bekası için, Şanlı Bayrağımızın semalarımızda sonsuza kadar dalgalanması için iman dolu göğüslerini, tanklara, toplara, silahlara siper ederek şehit düşen 251 vatan evladımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, ruhları şad, mekanları cennet olsun diyorum. Yine 15 Temmuz gecesi kahramanca mücadele ederken, hainlere karşı direniş gösterirken gazilik onuruna erişen 2 bin 196 vatan evladına da şükran ve minnetlerimi sunuyorum.''