Bir dönem Hakkari ve Van’da yaşayan Asuri, Nasturi ve Ermeniler ait yüzlerce yapı bulunuyordu. Bu halklara ait ayakta kalabilen başta kiliseler ve manastırlar, bugün yok olmanın eşiğinde. Yapılar ve kiliseler yakın zamanda içinde restore edilmediği taktirde, tarih sahnesinde silinecek ve gelecek kuşaklara aktarılmayacak.

Van Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (Van Çev Der), Başkanı Ali Kalçık, Van ve Hakkari’de kiliselerin ve dini yapılarının büyük bölümünün yok olduğunu söyledi. Van ve Hakkari’de bulunan yüzlerce kiliseden sadece Van Gölü üzerinde Akdamar Adasında bulunan Akdamar Kilisesinin restore edildiğini belirten Çev-Der Başkanı Kalçık, diğer kiliselerin ise kaderine terk edildiğini ifade etti. Van ve bölge illerinde tarihi yapılar üzerinde araştırma yapan Tarihçi Sosyolog İkram İşler ise, Van ve Hakkari’de bulunan kiliseler ve yapıların üvey evlat muamelesi gördüğünü söyledi. Hakkari’de kayıtlı olan çoğunluğu Asuri ve Keldanilere ait olmak üzere 150 kilise bulunuyor. Bugün bu kiliselerin ancak 30 tanesi ayakta kalmış durumda. Ayakta kalan 30 kilise ise ya yıkık durumda ya defineciler tarafından tahrip edilmiş ya da ahır olarak kullanılıyor. Hakkari’nin Konak köyünde Koçanis Kilisesi, Kırıkdağ (Dezê) köyünde bulunan Mar Şhalita Kilisesi, Oğul (Talê) köyündeki Mar Abdişo manastırı, Yüksekova’daki Kerpil Kilisesi, Şemdinli’deki Kara Kilisesi Asuri ve Keldanilerden kalan birkaç kiliseden biri. Hakkari merkeze bağlı Konak köyünde bulunan Koçanis Kilisesi, Asuriler açısından büyük öneme sahip. Koçanis Kilisesi bir dönem Doğu Asur Merkezi’nin patriklik merkeziydi ve patrik burada yaşıyordu. 100 yıl önce Hakkari’den göç eden Asurilerin Doğu Asurilerin merkezi Patrikliği ABD’de bulunuyor. Doğu Asuri Kilisesi Irak, Ürdün ve Rusya Metropoliti Mor Gewargis Sliwa, 2014 yılında Koçanis Kilisesi’nin restore edilmesi ve ibadete açılması için Hakkari’de Hakkari Valisi ve Hakkari Belediye Başkanı ziyaret etti. Restore edilmeyen Koçanis Kilisesi, bu gün yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Hakkari şehir merkezine 8 kilometre uzaklıkta bulunan Zap Vadisi’nde bulunan bin 500 yıllık geçmişe sahip olan Halil Kilisesi de bölge bulunan diğer kiliselerle aynı kaderi yaşıyor. Kilise bakımsızlıktan ve defineciler kazıları nedeniyle yok olma aşamasına geldi. Nasturiler için çok önemli bir yere sahip olan kilise, geçmiş dönemlerde ayinlerin yapıldığı dini bir mekandı. Koruma altına alınmayan kilise her gün yok olmaya doğru gidiyor. Van’da bulunan kiliselerde Hakkari’deki kiliselerle aynı kaderi yaşıyor. Hakkari’de Nasturilere ve Asuri kiliseleri çoğunlukta bulunurken, Van’da 100’e yakın kilisenin tamamı Ermenilere ait. Bu kiliselerin büyük bölümü ise yok olmuş durumda. Ayakta kalan kiliseler ise, yok olmaya doğru gidiyor. Bu kiliseler, genellikle defineciler tarafından tahrip edilmiş, yağmalanmış. Bugün birçok kilise ise, ahır, depo ve saman saklama yeri olarak kullanılıyor. Mahallerde ve köylerde bulunan kiliselerin yanı sıra Van Gölü üzerinde bulunan 4 adada da 4 kilise bulunuyor. Akdamar Adası’nda Surp Haç Kilisesi, Çarpanak Adası’nda Ktouts Manastırı ve kilisesi, Adır Adası’nda Adır Kilisesi, manastır ve şapel bulunuyor. Bir diğer ada da Kuş Adası, bu ada bir kilise bulunuyor. Hem Van Gölü üzerindeki adalarda bulunan kiliseler ile Van genelinde bulunan yaklaşık 100 kiliseden sadece Akdamar Adası’nda bulunan Surp Haç Kilisesi restore edilmiş. Van’da Varak Surp Haç manastırının yanı sıra St Sophia kilisesi ve Meryem Ana Kiliseleri de bulunuyor. İç içe bulunan manastır ve kiliseler yıllarca köylüler tarafından ahır ve depo olarak kullanılmış. Bugün yapının büyük bölümü yıkılmış durumda. Van’da bulunan bir diğer önemli kilise ise, Aziz Bartholomeus Kilisesi. Başkale ilçesine bağlı Albayrak köyünde bulunan Aziz Bartholomeus Kilisesi, 13-14’üncü yüzyıllarda inşa edildiği tahmin ediliyor. Kilise 90’lı yıllarda karakola çevrildi. 2013 yılında Albayrak Karakolu’nun başka bölgeye taşınmasının ardından kilisede herhangi bir restorasyon çalışması yapılmadı. Bugün Aziz Bartholomeus Kilisesi’nin büyük bölümü yıkılmış durumda. Yedi Kilise ile Aziz Bartholomeus Kilisesi gibi onlarca kilise, yakın zamanda içerisinde restore edilmediği taktirde yok olacak. Van’da bulunan onlarca kiliseden sadece temel taşları kalmış.

ÜVEY EVLET MUAMMELESİ GÖRÜLÜYOR’

IBU Junior Yarışmasında Türkiye'yi Hakkarili İsimler Temsil Edecek IBU Junior Yarışmasında Türkiye'yi Hakkarili İsimler Temsil Edecek

Tarihçi ve Sosyolog İkram İşler, Van ve Hakkari’de bulunan kiliselerin öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin öncelikleri arasında yer almadığını belirterek, bölgedeki tarihi yapıların üvey evlat muamelesi gördüğünü söyledi. İşler, “Erciş Zırnakitepe’deki ızgara yapılı şehir dünyanın hem en eski şehir planıdır, hem de ilk ızgara yapılı kentidir. Korunması elzem yapılardan biridir. Fakat seçilmiş bir belediye başkanımızın emriyle bu kent, belediyenin iş makineleriyle yerinden sökülerek yok edilmektedir. Aynı örneği Van’da Yedi Kilise’de de görmek mümkündür. Vali ve Yedi kiliselerin sahibi olan zat el ele vererek kiliseyi 1965 yılında yıkarak iskelede yolu üzerindeki hapishanenin inşaatında kullanabilmişlerdir. Bundan daha önemlisi bu günkü tarihi eserlerimiz, tarihi eser kaçakçılarına ve altın arayan yasadışı kazılara terk edilmiş bulunmaktadır. Bu yüzden tarihi kiliseler ve yapılar her gün daha fazla zarar görmekte ve bunu yapanlar ceza bile almamaktadırlar” diye konuştu.

‘GELECEK İÇİN GEÇMİŞİ, BİLMEK GEREKİR’

Tarihi eserleri ve diğer insani değerleri koruma altına alınması gerektiğini söyleyen İşler, Tarihimizin değerini bilmek için kendimizi tanımamız gerekir. Kim olduğumuz, geçmişte neler yaptığımız, bilinirse geleceği kurmak için gücümüzün farkına varırız. Erciş’i Urartular kurdular. Sonradan gelen medeniyetler ya da medeni olmayanlar sadece tükettiler. Urartuların yaptığı yollardan geçiyor, onların diktiği üzümleri yiyor, onların getirdiği suları halen kullanıyoruz. Urartular bu yaptıklarını dağlara taşlara yazarak bize anlatmaya çalıştılar. Hala onların yazılarını okuyarak kendi tarihimizi anlamaya çalışıyoruz” dedi.

‘TARİHİ YAPILAN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU YOK EDİLDİ’

Van Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (Van Çev-Der) Başkanı Ali Kalçık, Van’da genellikle Ermenilerin, Hakkari yöresinin ise, Keldani ve Asuri kiliselerinin yoğunlukta olduğunu belirterek, bu tarihi ve dini yapılarının hemen hemen tamamına yakınının yok olduğunu söyledi. Devletin bu konuda bugüne kadar bir önlem almadığını dile getiren Van Çev- Der Başkanı Ali Kalçık, “Van’da eskiden yüzlerce kilise bulunuyordu. Bugün ayakta kalan birkaç kilise var. Bu kiliselerde ya ahır veya depo olarak kullanılıyor ya da, defineciler tarafından yağmalanmış durumda. Daha önce Başkale’de Yahudilere ait kiliseler vardı, bugün bunların izine dahi rastlayamıyoruz. Bahçesaray’da bir kilisenin taşları karakol yapımında kullanılmış. Biz bu açığa çıkardığımızdan hemen sonra bu taşların üzeri boyanarak kapatıldı. Yine Van’da bulunan kiliselerden biri de Yedi Kilise. Bakraçlı köyünde bulunan kiliseler yıllarca köylüler tarafından ahır ve depo olarak kullanıldı. Bugün yapının büyük bölümü tahrip edilmiş ve yıkılmış durumda. Ayrınca Köyün o kadar geniş arazisi olmasına rağmen, Köyde yapılan cami, kilisenin avlusunda yapılmış. Bu bilinçli yapılan uygulamadır” dedi.

‘SAHİP ÇIKMALIYIZ’

Van ve Hakkari’deki tarihi dini yapılarının hiçbirinin koruma altına alınmadığına dikkat çeken Kalçık, “Bu eserler hakların ortak değeridir. Başta devlet olmak üzere herkesin sahip çıkması gerekiyor. Biz kendimizi onların yerine koysak acaba ne düşünürüz. Birileri camileri bu hale getirse, ne düşünürüz? Bunu kendimize sormalıyız. Bu yüzden tün dini yapılar, Allah katında kutsaldır. Bu kutsallara sahip çıkıp, korumalıyız. Bölgede bulunan yüzlerce hatta binlerce yapı yok oldu. Ayakta kalanlara ise sahip çıkmalıyız” dedi.