Hakkari Haber

Hakkari'de 1 Mayıs basın açıklamasıyla kutlandı

Hakkari’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü basın açıklaması ile kutlandı. Barış ve birlik mesajlarının ön planda olduğu açıklamada işçi ve emekçilerin talepleri dile getirildi.

Abone Ol

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Hakkari’de DİSK/GENEL-İŞ, KESK, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (HESOB), ÖHD, TMMOB ve İHD öncülüğünde düzenlenen basın açıklaması ile kutlandı.

HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede, İl Eşbaşkanları Lokman Özdemir ve Hümeyra Armut, Yüksekova İlçe Eşbaşkanı Şoreş Diri ve çok sayıda emekçinin destek verdiği açıklama Özdemirler sokağında bulunan sendika binası önünde yapıldı.

DİSK Genel İş sendikası Hakkari Şube Başkanı Haluk Duran tarafından okunan ‘Bu düzen böyle gitmez, birlikte değiştireceğiz’ başlıklı açıklamada ‘Umudu büyütüyoruz. Her gün 1 Mayıs, her yer 1 Mayıs, birlikte değiştireceğiz” denildi.

Hayat pahalılığına dikkat çeken Duran, ‘Yıllardır emeğimizle, alın terimizle insanca çalışma, insanca yaşama mücadelesi veriyoruz. Ancak durumumuz her gün biraz daha kötüleşiyor. Ekmeğimiz her geçen gün küçülüyor. Elektrik, doğalgaz, gıda, akaryakıt, ulaşım, kiralar başta olmak üzere ardı arkası kesilmeyen zamlar, enflasyon ve dövizdeki artış yoksulların, ezilenlerin, işçi ve emekçilerin yaşamını daha da çekilmez hale getiriyor. İşsizlik rekor üzerine rekor kırıyor. TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına endekslenen maaş artışları sonucunda bugün on milyonlar açlık sınırında yaşıyor. Sömürünün çarkları milyonlarca işçinin, emekçinin canıyla, kanıyla döndürülmeye çalışılıyor” dedi.

Duran açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bu düzenin çarkları, dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten bizleri, işçileri, kamu emekçileri, mühendisleri, mimarları, hekimleri, avukatları, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, gençleri, kadınları, emeklileri, emekli dahi olamayanları, EYT’lileri ezdikçe eziyor.

Nükleer, termik, jeotermik santraller, siyanürlü maden aramaları, atmosfere, toprağa salınan zehirli gazlar, zehirli atıklar ekolojik krizi derinleştiriyor, yeni pandemilere yol açıyor.

Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor. Seçme, seçilme hakkı yok sayılıyor, belediyelere kayyumlar atanıyor, vekiller cezaevlerine konuyor, kitlesel tutuklamalar hız kesmiyor, bir kez daha parti kapatma davaları ile halk iradesine ipotek konmak isteniyor.

Sürekli olarak iç ve dış düşman yaratılıyor. Yukarıdan aşağıya kışkırtılan şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik ve savaş politikaları bu düzenin yarattığı krizi yönetmenin bir yolu olarak ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor.

Kürt sorununu çözümsüz kılarak toplumsal gerginliklerden nemalanmak, rant elde etmek, kutuplaşma üzerinden iktidarlarını kalıcı kılmak istiyorlar.

Sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor, kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Bu ateşten günlerde kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor.

İktidarın tepesindekiler farklı cinsel yönelimleri hedef haline getiriyor, yaşam haklarını bile çok görüyorlar.

Üniversiteler iktidarın arka bahçesine dönüştürülürken gençler barınamadıkları için okuyamama tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. On binlerce akademisyen, bilim insanı ve genç akın akın yurt dışına göç ediyor. İktidar “giderlerse gitsinler” diyerek ülkenin en aydınlık beyinlerini kaçırtarak karanlık bir geleceğin parke taşlarını döşemeye devam ediyor.

Tek sesli medyanın propaganda yayınlarıyla gerçekler perdelenmek isteniyor, hakikate dair çığlıklar, baskı, şiddet, sansür ve devlet zoru ile bastırılmak isteniyor.

Bizim değil, sermayenin, patronların yüzünü güldüren bu düzen böyle gitmez. Bu bozuk düzen, bizim düzenimiz değil. Bu sömürü düzenin bize vereceği hiçbir şey yok!

Yeni bir toplumsal sözleşme ihtiyacı mutlu bir azınlık dışında tüm kesimlerin ortak talebidir.

Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu, işsiz kalınmadığı, aç yatılmadığı bir dünya ve ülke istiyoruz. Birleşerek yaratacağız.

Herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işinin olduğu, ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı, mültecilik statüsünün tanındığı bir gelecek istiyoruz. Birleşerek gerçekleştireceğiz!

Sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı yeni bir toplumsal sözleşme istiyoruz. Birleşerek hayata geçireceğiz!

Düşüncenin, ifade özgürlüğünün cezalandırılmadığı, savaşların olmadığı, başta Kürt sorunu olmak üzere sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, cezaevleri yerine okulların yapıldığı, işkence ve kötü muamelenin yaşanmadığı bir ülke istiyoruz. Birleşerek ve ortak mücadele ile inşa edeceğiz!

Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği bir ülke istiyoruz. Birleşerek gerçekleştireceğiz!

Çalışma hakkımızı ortadan kaldıran OHAL ve KHK uygulamaları ve uygulayanları gidecek, birleşerek biz kazanacağız!

Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var. Birleşerek değiştireceğiz! Yaşasın Birlik, Yaşasın Dayanışma, Yaşasın Mücadele! YAŞASIN 1 MAYIS BİJÎ 1 GULAN"

Hakkari'deki 1 Mayıs etkinliği alkışlar arasında son buldu.