Hakkari'de Adalet Talebi: Mahir ve Eyüp Karabey Kardeşler İçin 29 Yıllık Mücadele Hakkari'de Adalet Talebi: Mahir ve Eyüp Karabey Kardeşler İçin 29 Yıllık Mücadele

Ulu Cami bahçesinde düzenlenen basın açıklamasına TÜGVA) Hakkari İl Temsilcisi ve AK Parti Belediye Başkan aday adalı Dt. Harun Aşan, AK Parti eski dönem İl Başkanı Nurettin Fırat ile STK temsilcileri ve aileler çocukları ile birlikte katıldı.

basın açıklamasına katılan grup Türk Bayrakları ve Filistin bayrakları taşıdı. Burada basın açıklamasını okuyan Basın açıklamasını okuyan Genç İHH Eğitim Başkanı Muhammed İkbal Akdoğan, On yıllardır Filistin’de büyük zulümler işleyen işgalci İsrail, 7 Ekim sonrasındaki süreçte ise saldırılarını daha da artırdı. Gazze’de tam anlamıyla bir soykırım yapan işgalciler, son 2 aylık süreçte, 13 bine yakını kadın ve çocuk olmak üzere, 17 binden fazla Filistinliyi şehit etti dedi.

Akdoğan açıklamasının devamında," İşgalciler, Gazze’de insan haklarını ve savaş hukukunu hiçe sayarak çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin saldırılarını sürdürüyor.

Hiçbir sınır gözetilmeksizin yapılan İsrail saldırıları sebebiyle şu an Gazze’de hiçbir yer güvenli değil. Camiiler, hastaneler, okullar ve sivil yerleşim yerleri siyonistlerin hedefinde. Beyaz bayrak açan siviller dahi üzerlerine ateş açılarak katlediliyor. İşgalciler, kullanılması uluslararası sözleşmelerce yasaklanmış bombaları Gazze’ye yağdırıyor.

İnsanlık tarihinde örneğine az rastlanır bir zulüm, tüm dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tüm uluslararası kararlara rağmen işgalci İsrail hukuku tanımıyor, saldırmaya ve işgale devam ediyor. Ne yazık ki, dünyanın gözleri önünde yaşanan bu zulmü durduracak somut adımlar atılmıyor.

Halkları işgalci İsrail’in zulümlerini yüzbinlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto ederken, ABD ve Batı dünyası yaşanan zulümleri görmezden gelerek hâlâ işgalcilere verdiği desteği sürdürüyor. Ve ne hazindir ki; askeri, ekonomik ve siyasi anlamda büyük güçlere sahip olan İslâm ülkeleri de üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmiyorlar.

Yalnızca vatanlarını işgale teslim etmedikleri için ağır bedeller ödeyen, yakınlarını kaybeden, evlerini kaybeden ve hatta her an kendi hayatlarını kaybetme tehlikesi bulunan Filistinliler, haklı davalarından asla vazgeçmiyorlar. Filistinli kardeşlerimiz, verdikleri mücadele ile insanlığın onurunu korumaya devam ediyorlar.

İşgalci İsrail’in saldırıları bir kere daha gösterdi ki, Siyonizm yalnızca Filistin için değil, başta Orta Doğu olmak üzere tüm dünya için büyük bir tehdittir. Tarih, çok zalim devletler gördü. Tarih boyunca zalim hiçbir devlet, âbâd olamadı. Her biri er ya da geç işledikleri zulümlerin bedelini çok ağır bir şekilde ödedi ve nesillerine zulümlerini bir utanç olarak bıraktılar. İsrail de Allah’ın izniyle hedefine asla ulaşamayacak.

İşgalci İsrail rejimi, yaralıların tedavisini dahi engelliyor. Hatta Gazze’ye yakıt girişini yasaklayarak kuvözdeki bebekleri ve yoğun bakımdaki ağır hastaları ölüme terk ediyor. Yıllardır Filistinlilerin topraklarını işgalci teröristler eliyle gasp eden İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de uyguladığı soykırımla Filistinlileri vatanlarını terk etmeye zorluyor.

İşgalci İsrail tarafından 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye, tüm dünyanın yaklaşık 80 yıldır acısını unutamadığı Hiroşima saldırılarında atılan bombaların 3 katından fazla bomba atıldı. Apertheid rejimi İsrail; masum insanlara, çocuklara, kadınlara, yaşlılara saldırdığı gibi, tüm bu olayların dünyaya duyurulmasını sağlayan basın mensuplarını katletmekten de çekinmiyor.

Bugün burada ve tüm Türkiye’de Kudüs sevdalılarıyla birlikte İsrail'in hukuksuz uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi, uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya çağırıyoruz.

Son olarak herkese sesleniyor ve diyoruz ki tüm dünya halkları tepkisini açıkça göstermelidir. Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip tepkisini ortaya koymalıdır. İsrail, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir.

Mescid-i Aksa'nın, Kudüs'ün, Filistin'in ve dünyanın özgürlüğü, siyonist zulmün ve işgalin sona ermesi için, yapılan eylemleri desteklemek hepimizin görevidir. Bizler Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları ve halkı olarak Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin özgür oluncaya kadar mücadelemizi tüm gücümüzle sürdüreceğiz" dedi.

Basın açıklaması yapılan, dualarla sona erdi.