Haber; Mimar Kaya

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın Serhat bölgesinde başlattığı halk buluşmaları sürüyor. Bakırhan'ın son durağı ise Hakkari oldu.
Özgürlük meydanında Hakkari milletvekilleri Öznur Bartın, Onur Düşünmez ve Vezir Parlak ile partililer tarafından karşılanan Bakırhan, büyük araç konvoyu ile Kent merkezine geldi.
Çevre yolundan parti binasına yürüyen Bakırhan ve beraberindekilere yurttaşlar zafer işaretleri ve sloganlarla eşlik etti.

KAYYIM HIRSIZLIK, YOLSUZLUK DEMEKTİR’

Parti binası önünde halka seslenen Bakırhan,“ İki dönemdir irademize kayyım atıyorlar. Kayyım; yolsuzluk, hırsızlık demektir, kayyım Apê Mûsa’nın ismini tabeladan kaldırmak demektir. Ayşe Şan Kültür Merkezini kapatandır, Celadet Bedirhan’ın heykelini yıkandır. Kayyım kadın, Kürt, genç ve emekçi karşıtıdır. Peki, kayyım ne yapıyor? Vallahi talan ve yolsuzluk yapıyor. Diyarbakır’da Bağlar, Mardin ve Batman kayyımının yolsuzluklarını anlatsak iki gün yetmez. Van’ın borcu ikiye, Siirt’in borcu üçe katlanmış. Yol yok alt yapı yok. Peki, ne yapacağız önümüzdeki seçimlerde? Bu kayyım sistemini sandığa gömeceğiz. Kayyımı kendi memleketine, Saraya göndereceğiz” diye konuştu.

'VALİLER VE KAYYIMLAR BUYURUN SANDIKTA ADAY OLUN'

Hem valililerin hem de kayyımların AKP il başkanları gibi çalıştıklarını belirten Bakırhan, “Buradan onlara çağrı yapıyoruz. Sayın kayyımlar ve valiler, kendinize güveniyorsanız 4 ay sonra seçim var. Buyurun sandık kuralım, siz de AKP’den aday olun bakalım. Hakkari, Siirt, Batman halkı kimi seçecek görürüz. Bu topraklar öyle kadim topraklardır ki dünyayı işgal eden büyük İskender bile bu topraklara takıldı, buradan geçemedi. Bu topraklar insan olmayan, barışçıl olmayan, demokrat olmayan, halkları farklılıkları kabul etmeyen hiç kimseyi bağrında taşımamış, hırsızlık ve yolsuzluk yapanları da bağrında taşımayacaktır. ‘Kayyımlar hizmet üretmiyor’ dediğimiz zaman, ‘vatan’ diyorlar, ‘Kayyım çalıyor, yolsuzluk yapıyor’ dediğimiz zaman, ‘bayrak’ diyorlar. Bütün kirliliklerini, usulsüzlüklerini, yolsuzluklarını vatan ve bayrak altında saklamaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün ama muhakkak Türkiye ve Kürdistan’da barış rüzgarları esecektir, kayyımlar olmayacaktır. Kürdü reddeden, Kürt gençlerini zindanlarda çürütenler, sürgüne gönderenler bu topraklarda muhakkak kaybedecektir” dedi.

‘YASAKLARA SON VERECEĞİZ’

Hakkari'de yıllardır eylem ve etkinliklerin yasaklandığını ifade eden Bakırhan, şöyle devam etti: “7 yıldır etkinlik yasağı var bütün Kürdistan coğrafyasında. Ama yasak sadece bize. Cilo’da Kayseri’den sanatçı getirip festival yapabiliyorlar. Bu ayrımcı tutumu unutacağımızı mı sanıyorlar. Kürtler kendi topraklarında, kendi anadilinde sanat ve kültür, festival yapamıyor ama bu coğrafyayı ilk kez görmüş, tek kelime Kürtçe bilmeyen, Kürtlerden nefret eden insanları getirip yüzbinlerce lira ile belediye bütçesinden konser verdiriyorlar. Bu toprakların en kadim halkı sizin baskılarınıza da sizden sonra baskı uygulayacaklara karşı da kesinlikle onurlu bir şekilde dik duracaktır. Bu yasaklarınız burada sonuç alamayacaktır. Hakkari ve Gever dediğimizde aklımıza yasaklı kent, yasaklı bölge geliyor. Bu yasaklara son vereceğiz. Annelerimiz ve gençlerimizin sayesinde bu toprağa uymayan, bu toprağın barışına, kardeşliğine, mertliğine uymayan herkesi göndererek kendi çocuklarınızı, kendi evlatlarınızı bu belediyelerde seçerek size layık bir yönetim anlayışıyla yöneteceğiz.”

‘BURALAR KÜRTSÜZLEŞSİN İSTİYORLAR'

Kentteki sınır kapıları ve yaşanan işsizliğe vurgu yapan Bakırhan, şöyle konuştu: “Bu kentin birkaç sınır kapısı olacak ama işsizlik olacak. Bir kaç ülke ile sınır komşusu olacaksın ama yoksul olacaksın. Niye? Çünkü Kürt ticaret yapmasın diye kapıları, ticareti kapattılar. Sadece transit geçiş yapıyorlar. Bunların meselesi sınırla değil, ticaretle değil, Kürtledir. Kürt iş bulmasın, aş bulmasın, dükkanını kaybetsin istiyorlar. Hakkari’de olduğu gibi 12 bin genç birkaç yıl içerisinde göçtü gitti. Buralar insansızlaşsın, Kürtsüzleşsin istiyorlar. Bu topraklar bizim atalarımızındır, dedelerimizindir, kadimdir. Büyük İskenderlere yenilmedi, geçit vermedi, bu zalimlere de geçit vermeyecektir. Toprağımızda kalalım, insanlarımızla birlikte olalım, dayanışalım. Ortak kooperatifler oluşturalım; ekmeğimizi, aşımızı kendi topraklarımızdan çıkararak gençlerimizi göç yollarına vurmayalım. Göçe giden her genç,, kaybedilmiş bir gençtir, asimile olmuş bir gençtir. Bizim yoksul köylümüzün iki kilo çayına, iki kilo şekerine müdahale ediyorlar. Be vicdansızlar! Peki, tonlarca esrar, eroin bu ülkeye nasıl giriyor? İki kilo çayı şekeri gören, iki kilo şekere Doğubayazıt’ta burada el koyanlar bu ülkenin uyuşturucu merkezi olduğunu görmediler mi? Uyuşturucu bağımlıları artık neredeyse yönetimine talip olabilecek kadar pervasızlaştılar.”

DEM Parti Yüksekova’dan Şiddetli Tepki: ‘Özgür Basın Susturulamaz’ DEM Parti Yüksekova’dan Şiddetli Tepki: ‘Özgür Basın Susturulamaz’

‘SEÇİM STRATEJİMİZİ AÇIKLAYACAĞIZ’

Kısa bir süre sonra yerel seçim stratejilerini açıklayacaklarını belirten Bakırhan, “Kongre sonrası ilk işimiz halka gelmek oldu. Çünkü halkımız her zaman bizden daha iyi biliyor ve görüyor. Bugüne kadar yaptığımız bütün yanlışlardan dolayı özeleştiri veriyoruz. Siz ne diyorsanız onu yapacağız. Önümüzde bir seçim var ve siz adaylarınızı belirleyeceksiniz. Halkımız bizden sadece Kürdistan değil, her yerde seçime girmemizi istedi. Biz de halkımızın bu isteğini büyük bir ciddiyetle değerlendirip bunu tartışıp, önümüzdeki günlerde bu konuda nasıl bir seçim stratejisi belirleyeceğimizi açıklayacağız. Bir başka mesele ise aşiretlerdir. Yıllardır baskı ile bölüp yenemeyenler aşiret reislerini Van’da topluyor, başka yerlerde topluyorlar. Dışarıdan buraya gelen kayyımlar, o fedakar, paylaşımcı büyük değerlerimiz olan bu aşiretleri AKP’nin arka kapısı yapmaya çalışıyorlar. Sizin huzurunuzda buradaki aşiret reislerine de sesleniyoruz; eviniz burasıdır, kapınız buradır, dilimiz, kültürümüz burasıdır. Zor günlerde bizimle dayanışacak olan kapı burasıdır. Bunlar gelip geçicidirler. Lütfen sistemin, AKP’nin bu oyunlarına gelmeyerek güçlü bir şekilde partinize sahip çıkın ve halkınızın yanında olun” diye konuştu.

‘KÜRDİSTAN’DA KRİMİNAL İŞLER YAYILMAYA ÇALIŞILIYOR’

Kürdistan’ın her yerinde uyuşturucu ve benzeri kriminal işler yayılmaya çalışıldığının altını çizen Bakırhan, “Geçen gün Cizre’de iki kız kardeş bunların bu kirli ve baskıcı tutumlarından dolayı kendilerini Dicle Nehri’ne attılar. Onlar bizim kızlarımızdır, çocuklarımızdır. Çocuklarımızın yaşamlarını daraltılar, okuyamıyorlar, geçinemiyorlar. Okuyup ODTÜ’yü bitirseler bile mülakat diye bir şey koymuşlar. O mülakatta sen Kürtsen, insansan, barışı savunuyorsan, kesinlikle geçemiyorsun. Nasıl kardeşliktir bu? Mülakattan Yozgatlı, Kayserili, AKP’li geçiyor da niye bir Kürt, bir tane HEDEP’li geçmiyor. Bu ayrımcılar kesinlikle Müslüman değiller. Müslüman olan ayrımcılık yapmaz ve Allah’ın yarattığı bir halkın dilini yok saymaz” dedi.

‘HAKKARİ’DE DE ANKARA’DA DA KAYYIMA HAYIR DİYORUZ’

Bakırhan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin “Görevi dışında faaliyet yürütmek” iddiasıyla görevden alınmalarına da tepki gösterdi. Bakırhan, “Bu ülkenin en demokratik, onurlu savaşa karşı çıkan kıymetli TTB’ye de mahkeme kararıyla kayyım atadılar. Biz buradan TTB’nin yanında olduğumuzu belirtiyor, onların mücadelesini destekliyoruz. Buradan güçlü bir şekilde haykırıyoruz; Hakkari’de kayyıma hayır, Ankara’da da kayyıma hayır” ifadelerini kullandı.