Hakkari Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Serdar Özdinç, Zap Vadisi 1. Tünel mevkiinde hafta sonu balık avlarken cep telefonuyla nesli tükenmekte olan üç su samurunu görüntüledi.
O anları kaydeden Özdinç, su samurlarının Zap suyunda oyun oynadığını gözlemleyerek, bu durumun bölgedeki balık popülasyonunun artışını gösterdiğini ifade etti.
Samurların bölgede ki ekosistem sağlığının bir göstergesi olarak değerlendiren Özdinç,” Bu türlerin bölgedeki varlığı, doğanın korunması ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliği açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle su samurlarını avlayan veya avlamaya çalışanların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini” söyledi.
Hakkari Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi ise, su samurunun (Lutra lutra) IUCN'e göre "Yakın Tehdit Altında" (NT) kategorisinde yer aldığını belirtti.
Bu yarı sucul tür, akarsu, nehir, göl, bataklık ve deniz kıyısı gibi çeşitli sucul habitatlarda yayılış göstermekte olup, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'yı kapsayan Palearktik bölgesinde bulunuyor.
Türkiye'de ise hemen hemen her bölgede görülmektedir.
Su samuru, sucul ekosistemlerdeki besin zincirinin zirvesinde yer alarak, yaşadığı nehir, akarsu ve göl gibi habitatların sağlıklı olup olmadığına dair önemli bir gösterge türüdür. Diyetinin %70'ini balıklar oluştururken, küçük memeliler, kuşlar, sürüngenler ve omurgasızlarla da beslenmektedir. Ayrıca, su samurunun yavru sayısı 1 ila 5 arasında değişmektedir.
Ancak su samurlarını tehdit eden birçok unsur bulunmaktadır. Yaşam alanlarının daralması, balık çiftliklerine zarar verdiği gerekçesiyle avlama, trafik kazaları, sucul ortamların kirlenmesi ve kıyı bitki örtüsünün tahribi gibi faktörler bu türü olumsuz etkilemektedir. Küresel ısınmanın bir sonucu olarak su kaynaklarının azalması ve akarsu ile nehirlerin kuruması da temel besin kaynağı olan balık popülasyonlarını azaltarak su samurunu tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor.