MİMAR KAYA / YAZDI
Ben de bu organizasyona katılarak gençlerle bir araya geldim. Ancak bazı kesimler, bu katılımımı eleştirdi. Unutulmamalıdır ki ben bir medya çalışanıyım ve görevim, parti veya kurum gözetmeksizin haber takibi yapmaktır. Sıcak gelişmeler yaşandığında kamuoyu oluştururken doğruyu yazmakla sorumluyum.
Bugüne kadar yazdığım birçok radikal haber nedeniyle defalarca bürokrasi ve protokol tarafından programlara davet edilmedim. Yaptığım haberler nedeniyle gözaltına alındım, yargılandım, işkenceye uğradım, ifadeye çağrıldım ve sokakta taciz edildim. Telefonla tehdit edildim. Bütün bunları yaşayan ve görenler şimdi beni eleştiriyor. Oysa ben, tüm seçim süreçlerinde ve partilerin kongrelerinde aşiret ve kanaat önderlerinin tehditlerine maruz kaldım. Silahlı saldırılar, gece yarısı gelen tehdit mesajları oldu. İsim vermek gerekirse, o ağaların, iş adamlarının, siyasetçilerin ve kurum müdürlerinin kimler olduğunu yazabilirim. Ama ben hiçbirine boyun eğmedim. Yazdığım hiçbir haberi silmedim.
Sizler sıcak yataklarınızda uyurken, ben gece sabaha kadar gelen tehdit telefonlarına karşı dik durdum. Mesaj kutumda, tehditkar mesajlara verdiğim cevaplar hala duruyor. Bana Kürtçülük dersi vermek isteyenlere gülerek karşılık veriyorum. Kürt olmak veya Kürtçülüğü savunmak, sizin yapabileceğiniz son şey olmalı; çünkü 40 yıllık pratiğinizde bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum.
Menfaat dağıtılan süreçlerde, menfaat sofralarının etrafında çakal olmadım. Herkesin nemalandığı ortamlarda her şeyi reddederek yoluma devam ettim. Bunu görmeyenler, anlamayanlar, nerede ve ne şekilde hareket ettiğimi de anlamazlar. Hakkımda yorum yapanlar, son 8 yılda DEM Partisi'nin kapısına bile uğramadılar. Basın mensupları da dahil. Bu süreçte, politikacılık ve feodal aşiretçilik yapanları açıkça gördüm.
AKP Gençlik Kolları'nın düzenlediği etkinlik benim için çok kıymetliydi. Özellikle yaptığımız çalışmalar nedeniyle bize verilen plaket çok anlamlıydı. Yıllarca halkın doğru haberi alabilmesi için sosyal hayatımdan vazgeçip gece gündüz demeden emek verdim. Ancak bu çabamı takdir etmeyenler, şimdi beni eleştiriyorlar. Oysa bu emeğimin karşılığını hiçbir parti veya seçilmiş kişi görmedi. Ömrümü riske atarak görevimi yerine getirmeme rağmen, partiler ya da STK'lar bana hiçbir zaman plaket vermedi, özel bir teşekkür bile etmediler. Düğünümde, yıllarca köy köy, mahalle mahalle gezdiğim DEM Partisi'nin üç milletvekili, çiçek göndermeyi bir kenara bırakın, bu saate kadar bir tebrik telefonu bile etmediler. Mecliste sadece soru önergesi vermekle yetinen vekiller, basınla bir araya gelmeyi veya özel günlerimize ilişkin tebrik mesajı göndermeyi hiç düşünmediler.
Kentin sosyo, ekonomik sorunlarını gündeme getirmeyen vekilleri eleştirmeniz gerekirken, benim katıldığım etkinliklere karşı gösterdiğiniz tavır, tasviyeci zihniyetinizi açıkça ortaya koyuyor. Şayet kendi adıma ya da ailemin adına iş ve menfaat ilişkisi kurduğumu görmüşseniz, o zaman eleştirin.