Küresel Isınmanın neden olduğu olaylardan biri de yeryüzündeki buzulların erimesiyle karşımıza çıkıyor. Küresel ısınma hem atmosferin hem de okyanus sularının sıcaklıklarının artmasını tetikleyerek buzulların her zamankinden daha hızlı erimesine neden oluyor.
Fosil yakıtlarının artması ve atmosfere salınan karbondioksit başta olmak üzere diğer sera gazların artışı nedeniyle sıcaklıkların artışı sonucu buzulların erimesine yol açıyor.
Küresel ısınma sıcaklık artışı nedeniyle başta Kutup bölgesi ve diğer bölgelerde bulunan buzulların erime başladı. Buzulların erimesi sonucu dünya’nın birçok yerinde, iklim değişikliğine neden oluyor. Son dönemde başta Türkiye olmak üzere, dünyanın birçok ülkesi kuraklı yaşanmaya başlarken, bazı yerlerde sel ve toprak kayması, fırtına gibi doğal felaketlerle boğuşuyor.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine maruz kalan ülkelerin başında ise Türkiye geliyor. Türkiye, son 10 yılın en kurak dönemini yaşıyor. İçme suyu ve tarım arazilerini sulamak için kullanılan barajlar kurumaya başladı. Türkiye’de küresel ısınmanın bir diğer etkisi de, binlerce yıllık buzulların erimeye başlaması oldu.
Türkiye’nin en büyük buzulların bulunduğu Hakkari Cilo dağlarında bulunan 2 milyon yıllık buzullarda küresel ısınmada nasibini aldı.
9 yıldır Hakkari Cilo dağlarında bulunan buzullarını her dönemini kayıt altına almak için çalışan Cilo Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Hacı Tansu, Hakkari’de buzulların çok hızlı şekilde eridiğini vurguladı.
Dağların kenti olarak bilinen Hakkari aynı zamanda Türkiye’nin çatısı olarak biliniyor. Yüksek ve engebeli bir coğrafyaya sahip olan Hakkari’de ayrıca Türkiye’nin en yüksek ikinci büyük dağı olan Cilo Dağı bulunuyor. Yüksek dağlarının yanı sıra derin vadilere ve yaylara sahip Hakkari coğrafyası, doğal güzelliği ile herkesi kendisine hayran bırakıyor.
3 bin rakımın üzerinde 30’dan fazla dağ bulunan Hakkari kenti, bünyesinde binlerce yıllık buzulları barındırıyor. Hakkari'deki Cilo ile Sat Dağları bölgesi 26 Eylül tarihinde "milli park" olarak belirlendi
Hakkari'de, yer yer 4 bin metreyi aşan Cilo-Sat Dağları’ndaki yaklaşık 2 milyon yıllık buzulların erimeye başlaması, çevrecileri endişelendirdi. Muhteşem bir doğaya, yüksek dağlara ve buzullara sahip Hakkari kentini her yıl Türkiye'nin çeşitli kentlerinden gelen yüzlerce doğasever ve dağcıyı ağırlıyor.
Cilo buzulları hızla eriyor
Türkiye’nin en büyük buzulları Cilo buzulları hızla eriyor. Hakkari Cilo dağlarının da milyonlarca yıllık buzullar küresel ısınmaya bağlı olarak sürekli ve hızla eriyor. Hakkari buzulları Türkiye’nin en büyük, en görkemli ve en yaşlı buzulları olarak biliniyor.
Doğal yaşam tehdit altında
Hakkari’deki buzulların erimeye başlaması, doğal yaşamı da tehdit etmeye başladı. Cilo dağları buzullarında bulunan endemik birçok bitki ve hayvanın da yaşamını tehlikeye girecek.
Cilo buzullarını yıllardır takip eden, Hakkari bölgesinde dağcılık, doğa sporları ve fotoğrafik belgesel çalışmaları yapan Hacı Tansu’ya göre, Hakkari de milyon yıllık buzullar mevcut olduğunu söyledi.
"Hakkari buzulları 20 bin yıllık buzullar değil"
Hakkari’de bulunan buzullara 20 bin yıllık buzullar diye bahsedildiğini, ancak bunun doğru olmadığına dikkat çeken, Hacı Tansu, doğru olan bu buzulların milyon yıllık olduğu ve 20 bin yıldır erime geçmiş olduğunu belirtti.
Buzulların, Hakkari de özellikle Cilo küme dağları vadilerinde yoğun bir şekilde bulunduğunu altını çizen Tansu, "Bir de Yüksekova ve Şemdinli arasında bulunan Çarçelan dağları dediğimiz ve Kırmışıtaş buzul gölünün kuzey yamacında üç tane büyük ve diğer buzullara nazaran daha az erimiş buzullar mevcuttur" dedi.
"Bu buzullar, 4 km uzunluk ve 200 metre genişliğindedir"
Cilo dağları ve Çarçelan dağlarında, bu güne kadar 13 ayrı noktada farklı ebatlarda buzulların var olduğunu ifade eden Tansu, şöyle konuştu:
"Bu buzulların içerisinde dikkat çeken önemli üç tanesi var. Bunların başında Cilo küme dağlarının tam ortasında yer alan ve en büyük kütle halini almış Vadi buzulu türü dediğimiz İzbırak buzuldur. Bu buzul Cilo Reşko zirvesinin kuzeyinde yer almaktadır. Bu buzul yaklaşık 4 km uzunluğu ve 200 metre genişliğindedir. İkincisi ise Suppa Durek, Bobek ve Sırêbıri dağları ortasında bulunan Erinç buzuludur. (Buzullara Erinç ve İzbırak isimlerinin verilmesi sebebi ise 1948 yılında Türkiye Maden Enstitüsü tarafından ilk defa yapılan jeolojik araştırmalarda görev alan Türk bilim adamlarının soy isimlerinin verilmiş olmasından kaynaklanıyor) üçüncü önemli buzul ise Keviya Şin buzuludur. Keviya şin buzulu Hakkari de halk arasında Spixane/Spihane/Beyaz hane anlamında olan yani buzulların bölgesi olarak ifade edilen Mergan yaylasının güneyinde yer alan buzuldur. Spihane ve Mergan buzulları bütün bu buzul kütleleri içerisindeki en görkemli buzullardır. Bu buzulların derinlikleri oluşumlarına bağlı olarak 200 ile 30 metre arasında değişmektedir. Bu konuda daha derinlemesine ve bilimsel bir araştırma yapabilmek için Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda kendisi de bir Hakkari’li olan Klimatoloji alanında çalışmalar yapan bilim insanı Prof. Dr. Murat Türkeş ile bir çalışma yapma talebimiz güvenlik gerekçesi ile ret edildi. Dolayısıyla bu güne kadar gerçek verileri ortaya koyacak doyurucu bir araştırma henüz yapılmamıştır."
"Buzullarda ciddi değişimler söz konusu"
Buzulların oluşum ve bulunan bölge itibari ile farklılık gösterdiğini belirten Tansu, "Hakkari buzulları da "Sirk Buzullar" ve "Vadi Buzulları"dır. Bu buzulların her iki türü de hareketli buzullardır. Erimeye ve yer şekillerine bağlı olarak hareket ederler. Örneğin 1984 yılında yapılan araştırmalarda elde edilen görüntüler, sonraki yıllarda tırmanış yapan dağcıların çektiği fotoğraflar ve son 9 yıldır bizim yaptığımız çalışmalar ile elde ettiğimiz görüntülerde görüyoruz buzullarda ciddi değişimler söz konusudur" şeklinde konuştu.
"9 yıldır buzulları kayıt altına alıyorum"
Yaklaşık dokuz yıldır Hakkari Cilo dağlarında bulunan buzulların her dönemini görmek ve kayıt altına almak için uğraştığını ifade eden Tansu, özellikle de Keviya Şin buzullarının hızlı eridiğini vurguladı.
"Buzullar 10 yıldır hızlı şekilde eriyor"
Buzulların erimeye başlamasıyla birlikte kendilerinin bu konuda bir şeyleri yapmaya vesile olduğunu söyleyen Tansu, buzullar son 10 yıldır ciddi anlamda ve hızla bir şekilde eridiğini sözlerine ekledi.
"Keviyaşin ile Mergan buzulları arasında yaklaşık 400 metre mesafe oluşmuş"
Bu buzulların beslediği akarsuların debileri daha çok yükseldiğini ve dere yataklarının oluşumları sürekli değiştiğini vurgulayan Tansu, "Sanırım doğa biz insanoğlundan intikamını alıyor. Yani bundan 30 yıl önce birleşik olan Keviyaşin ile Mergan buzulları arasında yaklaşık 400 metre mesafe oluşmuş ve Mergan buzulu yükseklik olarak ta en az 50 metre yere doğru çökmüş vaziyettedir" buzulların durumunu özetliyor.
"Hakkari buzulları doğa oluşumu içerisinde yer alan en dikkat çekici ve en önemli doğa harikalarındandır" diyen Tansu, "Bu bağlamda buzullar Hakkari için hem yaşamsal hem kültürel hem de doğal güzellik olarak çok önemlidir. Yaşamsal, çünkü içerisinde barındırdığı mineraller ve özellikleri itibari ile endemik türlerin yaşamasına vesile oluyor. En güzel örneği de dünyada sadece Hakkari Cilo Mergan buzulunda bulunan Buz Renkli mavili endemik, Cilo Buzul Kelebeğidir. Kültürel, çünkü yaşam alanımızın içerisinde geçmişin yaşam olanaklarında hikayelerinde yer almıştır. Örneğin bu buzulların içerisinde yaşayan ve yine buz gibi şeffaf olan bir tür buz kurdunun (Sikal) ayran yayıklarına atılarak ayranın gün boyu soğuk kalmasını sağlamak gibi. Tabi doğal güzellik olarak ta tabi ki eşsiz bir görüntü, farklı bir duygu veriyor. İnsanlar milyonlar verip Himalayalara, Alplere buzulları görmeye gidiyorlar. Buyurun işte buzulların en alası Hakkari’de. Ayrıca ülke turizmi açısından da çok önemlidir" şeklinde konuştu.
"Buzullarda bilimsel araştırma yapılmalı"
Yıllardır Hakkari’de bulunan bu eşsiz güzelliklerin hem il turizmine, hem bölge turizmine hem de ülke turizmine kazandırılması mücadelesini verdiklerini dile getiren Tansu, konuşmasına şöyle devam etti: "Ayrıca bu buzullarla ilgili bilimsel araştırmaların yapılması gerektiğini söylüyoruz. Malum bu bir bilim işi. Bizler bu işin uzmanları değiliz. Ayrıca bu buzullar da yaşayan endemiklerin de il envanterine ve bilim dünyasına kazandırılmasını savunuyoruz. Biraz önce de bahsettiğim gibi buzulların erimesi doğada bir takım değişimlere sebep olacaktır. En basit hali ile vadilere doğru akan suların yükselmesi vadi yaşamını doğrudan etkileyecektir. Buzulların içerisinde ve çevresinde yaşayan endemik ve diğer türlerin yok olmasına sebep olacaktır. Bu suların debi ve akış hızlarının yükselmesine bağlı olarak vadi boyunca erozyona sebebiyet verecektir. Hakkari buzullarının korunmasına yönelik bizim bildiğimiz her hangi bir çalışma yoktur. Biraz farklı bir bakış açısı olacak ama bölgenin tamamen yasak alan ilan edilmesi belki de kısmen kirletilmesi veya yol yapımının önüne geçmiş olarak korunmuş oluyor."
"Bu bölgenin eşsiz doğası ve eşsiz güzellikleri korunmalı"
"Bu bölgenin eşsiz doğası ve eşsiz güzellikleri korunmalı" diyerek, yetkililere ve topluma çağrıda bulunan Tansu, konuşmasını şöyle bitirdi:
"Ayrıca buzul bölgesinin küçük bir kısmı yakın zamanda Milli Park ilan edilmiştir. Bu yetersiz de olsa memnuniyet vericidir. Ancak Milli park olmasının gerekliliklerinin de yerine getirilmesi gerektiğini de bilmekte fayda var. Buradan bir konuda da bir açıklama gereği hissediyorum. Hakkari Cilo buzulları Türkiye’deki diğer buzullardan daha büyük ve ulaşımı noktasında çok daha kolaydır. Ağrı dağı zirvesinde bulunan buzul, Reşko’daki Keviya Şin, İzbırak, Erinç ve Mergan buzulundan daha büyük değildir. Ayrıca Cilo buzulları herhangi bir dağ silsilesinin devamı değil, tamamen bağımsız ve tektonik bir dağ kütlesinin içerisinde yer alan milyon yıllık buzullardır. Özellikle de şunu belirtmekte fayda görüyorum. İşin uzmanı bilim insanlarımızın incelemeleri çok yeni buluşları gün yüzüne çıkaracaktır. Umuyorum ki yakın zamanda bu tür çalışmalarla ülke adına yeni kazanımlar yapılmasıdır."
"En büyük etken sera gazlarıdır"
Jeoloji Uzmanı Eyüp Ceyhan, bölgedeki buzulların hızlı şekilde erimesinin son zamanlarda Doğu Anadolu’da çok sayıda güneş enerjisi panellerinin kullanılması ve seracılığın yayılmasıyla birlikte sera gazlarının etkisinin çok büyük olduğunu söyledi.
Atmosfer bulunan sera gazlarının artışı asit yağmurlarına neden olduğun belirten Ceyhan, buzulların erimesi, temiz su oranlarında da ciddi azalmalara yol açacağına dikkat çekiyor.
"Buzulların erimesi, iklim değişikliğe neden olacak"
Temiz suyun azalması ile birlikte ülkeler arası su krizlerine yol açacağını hatta savaşlara neden olacağını ifade eden Ceyhan, "Kullanılabilir su oranının düşmesi ekonomiyi de olumsuz etkileyecektir. Çok yağış olan yerlerde hızlı yağışlardan dolayı akarsuyun debisi hızlanacak az yağış alan yerlerde su kaynaklarının yetersizliği ortaya çıkacaktır. Küresel ısınma sonucu su kaynaklarında meydana gelen azalmaların çeşitli yan etkileri olacak. Hakkari’deki buzulların erimesi bölgedeki iklim değişmelerine yol açacak, tarımsal faaliyetleri olumsuz etkileyecek , sosyal ve ekonomik olumsuzluklar ortaya çıkacaktır. Gerek sıcaklık artışı sonucu evapotranspirasyonun (terleme ve buharlaşma) artması ve gerekse yağışlardaki azalma ve yağış rejimindeki değişiklikler birçok bölgede kuraklık riskini arttıracaktır"
"Buzullar, Hakkari’nin geleceğidir"
Bölge insanı da, buzulların erimesinden endişeli. Hakkari’de esnaf olan Refik Çiftçi adlı vatandaş, Cilo ve diğer buzulların Hakkari turizmi ve geleceği için çok önemli olduğunu belirterek, bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.
"Herkes üzerine düşeni yapmalı"
Bu buzullar için her yıl yüzlerce doğasever ve dağcının Hakkari’yi ziyaret ettiğini dile getiren Çiftçi, Hakkari buzullarının, Hakkari’nin tanıtımı için çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.
Hakkari’nin doğasıyla var olan bir şehir olduğuna dikkat çeken Çiftçi, şöyle konuştu: "Hakkari doğası, insanları kendisine hayran bırakacak bir yapıya sahip. Hakkari; dağları, vadileri, yayları, buzulları, yaban hayvanları ve endemik bitkileri ile biliniyor. Hakkari, bu özellikleriyle var olmuştur. Eğer biz bu değerlerimizi koruyamazsak, buranın bir anlamı kalmaz. Özellikle son dönemlerde buzulların hızla eridiğini görüyoruz. Bu da bizi çok derinden üzüyor. Bu konuda hem yetkililer hem de biz vatandaş, üzerine düşen neyse yapmalıyız."(Independent Türkçe)