Hakkari’de 2012 yılında sahte bir mail adresi üzerinden gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Sait Çağlayan, 8 yıl aradan sonra gizli tanık beyanı esas alınarak hakkında dava açıldı.
Çağlayan’ın “Örgüt Üyesi Olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın 6. duruşması Hakkari 3. ağır ceza mahkemesinde görüldü.
Mahkeme heyeti, karar duruşmasında Çağlayan’ın üzerine atılı “Örgüt Üyesi Olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
‘8 YIL ARADAN SONRA GİZLİ TANIK BEYANIYLA İDDİANAME HAZIRLANDI’
Duruşmaya Ankara’dan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEG-BİS) ile katılan İHD MYK üyesi Sait Çağlayan, hakkında verilen hapis cezasına ilişkin yaptığı açıklamada; “2012 yılında Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü sahte bir mail hesabı üzerinden gözaltına alınıp Van özel yetkili savcılık tarafından serbest bırakılmıştım. 2020 yılına kadar hakkımda hiçbir iddianame veya soruşturma yapılmadı. Ancak 8 yıl sonra gizli tanık beyanı esas alınarak iddianame hazırlandı ve hakkımda yargılama başlatıldı. 3. ağır ceza mahkemesinde bugün görülen 6. duruşmam da “Örgüt Üyesi Olmam” iddiasıyla 6 yıl 3 ay ceza aldım”
‘MAHKEME GİZLİ TANIĞIN SOYUT BEYANLARINI ESAS ALDI’
İddia makamının hiçbir delil araştırması yapmadan sadece gizli tanık beyanlarını esas alarak iddianame hazırlayıp mütalaasını vermesi hukuki değildir diyen Çağlayan,” Oysaki gizli tanığın bütün beyanlarını belgelerle mahkemeye sunarak lehimize çevirdik ve mahkemenin yapmış olduğu araştırma sonucunda emniyete giden mailin sahte olduğu ortaya çıkmıştır. Mahkeme heyeti ara duruşmalarda gizli tanığa sorduğumuz sorulara gelen cevapta yalan söylediği ve çelişkili beyanları mahkemece kanıtlanmıştır. Tüm bu gerçekler varken, mahkemenin gizli tanığın soyut beyanlarını esas alarak karar vermesi hayret edicidir. Çünkü hiçbir hukuki dayanağı yoktur”
‘İNSAN HAKLARI SAVUNULARININ FAALİYETLERİ DAVA KONUSU OLMAMALIDIR’
İnsan hakları savunusu olduğunu anımsatan Çağlayan,” İnsan hakları savunucularının temel hak ve özgürlükler kapsamındaki faaliyetlerinden dolayı yargılanmamalıdır. Tüm faaliyetlerim insan hakları derneği çalışmalarıdır. Bunlar kesinlikle dava konusu olmamalıdır. İnsan hakları savunucuları hiçbir zaman insan temel hak ve özgürlüklerinden vaz geçemez. Dün olduğu gibi bugün de yarın da bu kutlu mücadeleye devam edeceğim. Avukatım aracılığıyla bu haksız ve hukuksuz davayı istinaf mahkemesine taşıyacağım” diye konuştu.