Osmanlı’nın 9. Padişahı Yavuz Sultan Selim Han, Safevilere karşı yapacağı savaş için hazırlık yapar. Tabi savaşı Kürtler olmadan kazanması mümkün değildi. Bunun için bölgeyi ve Kürtleri iyi tanıyan veziri İDRİS-İ BİTLİSİ’'yi görevlendirir.
ÎDRÎSÎ BÎTLÎSÎ Kürt Hükümdar Hakkari Emiri Mir Zahid bey ile görüşmek üzere yola çıkar.
Uzun bir yolculuğun ardından BÎTLÎSÎ Van'a varır. Yolculuktan epey yorulduğundan dolayı Hakkari'ye gelecek mecali kalmaz.
Bunun üzerine BÎTLÎSÎ; Mir Zahid beye bir fermanname yollar. Fermannamede şu ifadelere yer vermiştir ; "Ulu Sultanımızın emirleriyle sizinle görüşmeye geldim. Lakin ben Van'a kadar geldim. Sizde Van'a kadar gelin"
BÎTLÎSÎ’nin bir dönem Akkoyunlulara hizmet ettiğini akabinde Osmanlı’nın hizmetine geçen bir Kürt olduğunu bilen Mir Zahid, BÎTLÎSÎ'ye cevaben bir fermanname yollar.
Mir Zahid bey şu cevabı vermiştir "Ben senden ve küpeli Sultanından daha soylu ve daha güçlüyüm. Ayağıma gelen sizlersiniz. Ben kimsenin ayağına gitmem. Şayet gelmiyorsan topraklarımı derhal terk et"
Vezir BÎTLÎSÎ, Zahid beyin sert üslubundan Kürtleri kandıramayacağını anlar. Fakat Sultanına mahcup kalmamak ve şansını denemek için Hakkari kalesine gelerek görüşmesini gerçekleştirir.
Görüşmede Mir Zahid, BÎTLÎSÎ’ye cevaben; Sen kanı bozuk bir Kürt’sün. Akkoyunluların Safevilere yenilmesini hazmedemedin. Bu nedenle Osmanlı yanlısı oldun çünkü Safevi'lere kinin var. Kürtleri savaşa sürükleyerek her iki devlete düşman edeceksin.
Şunu bil ki Kürtler yalnızca kendileri için savaşır. Çaldıran savaşına Kürtler kesinlikle destek vermeyecektir der.
Mir Zahid bey doğru bir karar verdiğini ama sonucunun da çok kötü olacağını biliyordu. Keza öylede oluyor.
Amacına ulaşamayan BÎTLÎSÎ, mir Zahid'e büyük bir kin besler. İstanbul’a varan BÎTLÎSÎ olanları sultanına anlatır. Yavuz Sultan Selim bunu Mir Zahid beyin yanına bırakmayacağına yemin eder.
BÎTLÎSÎ Kürtleri ve bölgeyi iyi bildiğinden ötürü bu defa Diyarbakır ve Bitlis dolaylarına gelir. Buradaki Kürtleri kandırmayı başarır ve Osmanlı Çaldıran savaşını kazanır.
Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim yeminini yerine getirerek Mir Zahid beyin üzerine büyük bir ordu yollar. Mir Zahid bu savaşta kırılır ve idam edilmek üzere İstanbul’a götürülür.